BIST 9.774
DOLAR 34,04
EURO 37,81
ALTIN 2.800,30
HABER /  GÜNCEL

Eski defterler karıştırıldı

Herkesin bir özgeçmişi vardır. Yani eski bir defteri. Yeni bir hayat süreceğiniz kişi ile bu defteri açmak ister misiniz?

Abone ol

Yeni sevgiliniz eski ilişkilerinize ait tüm detayları öğrenmek istiyor, kurcalayıp duruyor. Ne yapar, ne kadarını anlatırsınız? Yoksa siz Pandora’nın Kutusu’nu hiç açmamak üzere kapatanlardan mısınız? Elele dergisi, ocak sayısında "eski defterler"i karıştırdı!

Biriyle ciddi bir ilişki yaşamaya başladıysanız, onun bir önceki ilişkisi ya da ilişkilerini er ya da geç öğrenmek isteyebilirsiniz. Aslında bu öğrenme isteği, içimizdeki "kıyas" dürtüsünden kaynaklanıyor. Düşünsenize ona sorduğunuz soruları... "Söylesene güzel miydi?", "Yakışıklı mıydı?", "Benim kadar güzel yemek yapıyor muydu?", "Ona hiç seni seviyorum dedin mi?", "İlk buluşmada elini tuttun mu?"...

Diğer eşle kendimizi kıyaslama dürtüsü aslında söylendiği gibi hep kendine güven sorunundan kaynaklanmıyor. "Eskiye merak" dürtüsü aslında kadın ve erkeklerde farklı şekillerde kendini gösteriyor. Erkekler kadınların eski sevgilileriyle seks hayatlarını merak ederken, kadınların aklı fikri ex sevgilinin "sevilme derecesine" takılıyor.

Kadınlar daha meraklı

Birlikte olduğunuz kişinin eski ilişkisini sorgulamak, kadınlara has bir özellik gibi görünür hep. Ancak erkekler de ilişkinin başında olmasa da, biraz zaman geçtikten sonra kız arkadaşlarının eski ilişkilerini öğrenmek, bilmek isterler. İki taraf da bunu dozunda tutarsa ne ala... Ama kıskançlık, şüphe gibi duygular araya girerse, ilişki içinden çıkılmaz bir hál alabilir.

Peki bunu engellemek ne kadar elimizde? Ona, eskiye ait her şeyi söylemeli miyiz?

Önce kadın bakış açısıyla bakalım. Bir erkeğe aşık olduğunuzda ne kadar paranoyak ve ayrıntıcı bir hale gelebileceğinizi bir düşünün. Aslında erkekler de bir anlamda böyle... Ama onlar kafalarındaki soru işaretlerini, soru sormadan, hayatın akışı içerisinde öyle güzel tahlil ediyorlar ki, şaşırmamak elde değil. Öte yandan ilişkilerde çoğunlukla hep bir şeyler gizleyen, birtakım şeyleri örtbas eden, saman altından su yürüten, genelde erkekler oluyor.

İşte bu nedenle kadınlar, özünde hep bir güven problemi yaşıyor. İlişkide kadın, "Acaba sorun bende mi?" sorusunu kendine soruyor ve rotayı karşısındakinin geçmiş ilişkilerine çeviriyor." Acaba onlara da bunu yaptı mı?", "Onu benden daha mı çok sevdi?" gibi soruları düşünmeden edemiyor. Aslında bu durum hiç de hoş değil. Üstelik biraz daha ileri gider ve bu nahoş sorular çarkına kendinizi kaptırırsanız, bir süre sonra partneriniz için kendinize güvensiz ve silik bir portre çizmeniz işten bile değil.

Her şeyi değil amadoğru şeyleri konuşun

Siz soran taraf değil de sorularla bayıltılan tarafsanız, her şeyi anlatmaya da kalkmayın. Elbette aranızdaki ilişki güven ve dürüstlük temeli üzerine kurulu. Ama söylemedikleriniz ve vermediğiniz bütün ayrıntılar yalan söylediğiniz anlamına gelmez.

O halde ne yapmalı diyorsanız, önerimiz size ve ilişkinize artılar katacak, güven tazeleyecek ayrıntıları konuşmanız... Her şeyi dile getirmek hiç de hoş değil. Önemli olan geçmişte yaşadığınız ve hata olarak gördüğünüz detayları bu ilişkide yaşamamak ve tüm bunların farkında olmak.

Cinsel deneyimler sorgulanıyor

Erkekler için ise durum çok farklı. Onlar için bu konuya abartı katmak, neredeyse erkekliğin şanından sayılıyor. "Bugüne kadar kaç kadınla beraber oldun?" sorusuna genelde "Ooo, çok" diye başlayan cümlelerle karşılık vermekten kaçınmıyorlar.

Ama aynı soruyu, "Benden önce kime seni seviyorum dedin" şeklinde sorarsanız, inanın mangalda kül bırakmayan delikanlılar birden sus pus oluyor, kaçacak delik arıyorlar!

Kadını yalana toplum sürüklüyor

Aslında cinsellikle ilgili kendimize sakladıklarımız, zamanında bize öğretilenlerle ve hadi daha açık konuşmak gerekirse tamamen toplumun dayattıklarıyla ilgili... Kadın biten ilişkisinin arkasında durmak yerine, yaşamamış olmayı ve kendini her yeni erkeğe bir ilkmiş gibi sunmayı tercih ediyor. Pişmanlık duyguları, karşısındaki insanı kaybetme endişesiyle karışıp, işi içinden çıkılmaz bir duruma sürüklüyor.