BIST 9.390
DOLAR 34,42
EURO 36,33
ALTIN 2.841,75
HABER /  DÜNYA

Esas mücadelemiz bundan sonra başlayacaktır

Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Nafiz Can Paker, toplum değiştiği için siyasi iradenin değiştiğini ve siyasi irade değiştiğ...

Abone ol

Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Nafiz Can Paker, toplum değiştiği için siyasi iradenin değiştiğini ve siyasi irade değiştiği için de bugün barış sürecine başladıklarını belirterek, “Yani hukuksal dünyayı değiştirmeye yeni başlıyoruz. Bu süreç, çatışmasızlığa ulaşacağımız süreçtir. Esas mücadelemiz ondan sonra başlayacaktır. Ondan sonra gerçek bir hukuksal mücadele başlayacak” dedi.
Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesindeki ziyaretinin ardından il merkezine geldi. Burada Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Nafiz Can Paker ve heyet üyeleri Sibel Eraslan, Ayhan Ongan, Abdurrahman Kurt, Zübeyde Teker, Mahmut Arslan ve Mehmet Uçum’u sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri karşıladı. Ardından bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen heyet üyeleri, katılımcıları dinleyerek taleplerini not aldılar.
Toplantının sonunda konuşan Heyet Başkanı Nafiz Can Paker, çözüm sürecine verilen destekten dolayı vatandaşlara teşekkür ederek, yaklaşık 2 ay boyunca her yere giderek, bütün bölgenin görüşlerini aldıklarını belirtti. Bu destekler verilirken aynı zamanda bazı öneriler, gerekçeler, hatta bazı kuşkular ifade edildiğini dile getiren Paker, “Bu, sadece sizin bize söyleyeceğiniz tek taraflı fikirler, öneriler değil. Biz de, heyetteki arkadaşlarım da kendi fikirlerini sizlerle paylaşacaklar. Bütün arkadaşlarım, bu soruna hayatlarının önemli bölümlerinde ciddi emekler sarf etmiş insanlar. Çözüm süreci daha başlamadan çok önce süreci kendisine dert edinmiş insanlar. Biz hepimiz değişik dünyalardan gelen, değişik fikirleri olan, değişik siyasi görüşleri olan insanlarız, ama hepimizin ortak bir noktası var, o da bu barışın sağlanmasıdır. Türkiye ile ilgili gönlümüzde barış yattığı için bunu gönüllü olarak yapıyoruz. Sürece destek için elini taşın altına koyanlar belli oldu. Elini taşın altına koyanlar bugün tabii ki Recep Tayyip Erdoğan, tabii ki Abdullah Öcalan, tabii ki Türkiye’deki birçok aydınlar, tabii ki liberaller, demokrat aydınlar, tabii ki BDP, tabii ki AK Parti’dir. Türkiye, kuruluşundan hemen bir süre sonra askerlerin ve demokratların yönetimine geçti. Her ne kadar siyasi partilerimiz olduysa da siyasi partilerimiz siyasete karar veremedi. Devletin yönetimi, askerlerin ve bürokratların elindeydi. Bu, son yıllara kadar böyle devam etti. Türkiye’de sadece Kürtler değil, başörtülüler de çok ezildi” dedi.
Türkiye’nin toplum olarak değiştiğini dile getiren Paker, “Toplum değiştiği için siyasi irade değişti. Siyasi irade değiştiği için de bugün biz barış sürecine başlıyoruz. Yani hukuksal dünyayı değiştirmeye yeni başlıyoruz. Bu süreç, çatışmasızlığa ulaşacağımız süreçtir. Esas mücadelemiz ondan sonra başlayacaktır. Ondan sonra gerçek bir hukuksal mücadele başlayacak. Bu süreç başka ülkelerde 10, 15, 20 yıl sürüyor. Benim inancım, Türkiye’de bu inşallah 5 senede biter, ama hiçbir zaman ’şimdi şu süreç başladı, bu süreç 3, 5, 6 ay sonra sonlanacak, Türkiye cennet gibi olacak’ zannetmeyelim. Türkiye’de 5 binin üzerinde onların yaptığı kanun var. Bunları kolay değiştiremezsiniz. Bugün hala bahsettiğiniz KCK tutuklamaları, bunlar hala eski devletin ve onların hukukundan dolayı oluyor. Bu bir mücadele sürecidir. Mücadele edeceğiz ve sabırlı olacağız. Öyle kolay değil değişmek, 85 yıllık bir iktidarı değiştiriyoruz. Muazzam bir süreçteyiz hep beraber. O 85 yıllık iktidar 85 ayda bile değişmez. Ekonomiyle ilgili talepleri çok iyi anlıyorum. Bu çatışmazlık süreciyle Türkiye’de ciddi ekonomik yükselme başlayacak. Çünkü zaten biliyorsunuz, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notlarını artırmaya başladı. İş biraz daha hızlandı deniyor. Eğer bu süreç başarıyla sonuçlanırsa, Türkiye çok önemli bir yatırım furyasına girer. Ekonomik sorunlarımızın çözümü, sürecin sonuçlanması ve bütün bölgelere yatırım yapılmasıyla ilgilidir. Devletin kurulmasıyla ilgili değildir bence. Yani devletten fazla bir şey beklemeyin, ama insanlar ve bütün dünyaya ve bu bölgeye gerek turizm açısından, gerekse diğer yeraltı kaynakları açısından ciddi yatırımlar yapma aşamasına gelmesi çok kolaydır” diye konuştu.