Geçtiğimiz Cumartesi günü Hürriyet'in sürmanşetinde yer alan bir haber, gazetenin Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün en büyük zaafını ortaya çıkardı. Nasıl mı?..
Abone olErtuğrul Özkök'ün daha önceki bir yazısından yola çıkan www.sonsayfa.com sitesi yazarı Mert Akosman, Hürriyet'in Cumartesi günü Stone ile ilgili verilen haberin neden bu kadar geniş verildiğinin sırrını açıkladı. Akosman'a göre, Hürriyet'in bu haberi, Özkök'ün Stone'ye olan hayranlığından kaynaklanıyor.
Mert Akosman'ın konuyla ilgili yazısı...
Yumurtadan yeni çıkmış şeffaf balık!
En çok Ertuğrul Özkök kıskanıyordur eminim. Nasıl kıskanmasın yıllar önce ‘teğet’ geçtiği kadını Polat Alemdar öpmüş. Hem de kendi kocasının (elbetteki rol icabı kocası, gerçeği değil!) önünde.
Sharon Stone Hollywood'un en müstesna fenomenlerinden. 31 yaşında ilk sinema filmine imza atıp, sonradan açılan şansını iyi değerlendiren bir oyuncu. Türk medyası onu en çok ‘Temel İçgüdü’ filmindeki malum sahnesiyle hatırlar. Belki de sırf bu yüzden bazı medya mensuplarının bilinç altında ulaşılmaz bir idoldür Stone.
Örneğin Ertuğrul Özkök’un (Tıpkı Güneri Civaoğlu’nun Sophie Marceu zaafı olduğu gibi) özel bir zaafı vardır Stone’a. Bunun açık açık yazmaktan da geri durmayacak kadar büyük bir tutkudur bu. Misal; yaklaşık üç yıl önceki bir yazısında bunu alenen yazmıştı. Sharon Stone ile teğet geçmenin mutluluğunu dökmüştü köşesine.
Biliyorum çoğunuz ülkenin en önemli medya kuruluşlarından birinin yayın yönetmenini, üstelik torun torba sahibi yaşını başını almış bir adamın, tabiri caizse ağzının suları akarak bu tür bir yazı kaleme almasını yadırgayabilir.
Ancak bir kısmını sizinle paylaşabilirim.
Efendim 2002 yılı Cannes Film Festivali ödülleri dağıtılacak. Davetliler arasında Özkök, kızı Gülümsün ve Mehmet Yakup Yılmaz (O dönem Milliyet yayınyönetmeni idi) da var. Aki Kaurismaki’nin ünlü ‘Geçmişi Olmayan Adam’ının galası. Özkök, kızıyla beraber salondaki yerini alırken birden kalabalığın hareketlendiğini görüyor. Bir de bakıyor ki Sharon Stone. Aklı başından gidiyor tabii. Film boyunca 6 kere arkasına dönüp bakıyor. O kadar büyük bir tutku anlayacağınız.
Sonrası….
Sonrası komik ki, trajik mi bilmiyorum. En iyisi Özkök’ün satırlarından birebir aktarayım da siz karar verin:
“İtiraf edeyim, film boyunca en az 2-3 defa aklım 6 sıra arkaya gitti.
Başımı çevirip bakmaya utandığım (Sakın inanmayın o esnada salonda bulunan bir tanıdığım dönüp baktı hem de 6 kez diyor M.A) için de, takıntım her defasında biraz daha uzadı. Ama Allah bana yardım etti. Filmin bitişinde salon boşalırken o, kapıya daha yakın bir yerde olduğu halde çıkmayıp bekledi.
Böylece bütün salondakiler gibi ben de onun önünden geçme imkánı buldum. Önünden derken, öyle 2-3 metre yakınını kastetmiyorum. Neredeyse yarım metre yakınından. İlk izlenimim şu:
Sağlıklı bir erkekseniz ilk aklınıza gelen şey nedir? ‘‘Temel İçgüdü’’ filmindeki meşhur sahne Polisler, cinayet zanlısı Sharon Stone'u sorguya çekiyor. O da mini eteğinin altındaki bacaklarını giderek biraz daha ayırıyor. Evet o sahne... Ama beyaz montlu Sharon Stone asla o kadın değil.
Bir kere makyajı yok. Karşınızda aşırı derecede beyaz bir yüz ve sadece mavi gözler var. O ten bana, henüz yumurtadan çıkmış şeffaf balıkları hatırlatıyor….
Bilin bakalım aklıma gelen ikinci şey ne oluyor? Onunla ortak yanımız. Onun kocası Los Angeles'ta bir gazetenin genel yayın yönetmeni. Eh... Ben de genel yayın yönetmeniyim. Akşam yemekte Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz'la sohbet ederken öğreniyorum ki, o da aynı şeyi düşünmüş...”
İnanılmaz ama böyle.
Takıntı…
Özkök’ün Stone ile ilgili durumun izah eden kelime bu: Takıntı! Sanki Meryem Validemizi görmüş gibi, yarım metre yakınından geçerken kalbi neredeyse duracak noktaya geliyor Özkök’ün… Şu tabire bakar mısınız: Yumurtadan çıkmış şeffaf balık!
Bu nasıl bir takıntıdır ki, insanın diline vuruyor böyle? Şairane dizeler döktürtüyor!
Ve Sharon Stone’un kocasını kıskanıyor Ertuğrul Özkök. Başka biri değil ha, bu ülkede bakanlara akıl veren, terör, eğitim, sosyal konularda günübirlik akıllar veriyor, fikirler veriyor.
Şimdi böylesi bir insanın neden geçtiğimiz Cumartesi günü Hürriyet gazetesinin birinci sayfasının neredeyse yarısını Sharon Stone ayırdığını anlıyor musunuz?
Kaldı ki, ne Stone birinci sınıf bir oyuncudur, ne de Temel İçgüdü (Abaza tayfası dışında) sinemaseverler için bir anlam ifade eder. Ve hatta Razzie ödülleri olarak bilinen Ahududu Ödülleri’ne tam 6 defa aday gösterilmiş bir kaçını kazanmıştır Sharon Stone. Ahududu Ödülleri Oscar’ın aksine yılın en kötü filmlerine ve en yeteneksiz oyuncularına verilir.
Her neyse konu bu değil zaten.
İş bu, Özkök ve Yılmaz türü yayın yönetmenlerinin nefesini kesen Sharon Stone ablamıza elbette ki Polat Alemdar yakışırdı. Çok manalı bir fotoğraftı Hürriyet’te yayınlanan. Derin devlet kadının dudaklarını öpüyordu. Üstelik kocasının önünde!
Gerçi bizim Polat Alemdar boyca kısa ve bedenen titrekti ama olsun, öpüyordu derin devlet adına. Dizide onlarca kişiyi araya karbon kağıdı koymuşçasına sınırlı sayıda mermiyle yere seren serinkanlı, merhametsiz Polat Alemdar'ın dizlerinin bağı çözülmüş, nutku tutulmuş!
Sanırım Ertuğrul Özkök, bir idolün elde edilmesinin kanıtı olarak o haberi yerleştirdi sürmanşetine. İki dakikalık sahne için yaklaşık bir milyon dolar gitmişti ama olsun.
Yaptık ya, öptük ya; yumurtadan yeni çıkmış şeffaf balığı dudaklarından.
Ve açıkçası derin devletin hırsını, şiddetini, coşkusunu ancak Temel İçgüdü’nün fettan sarışını sakinleştirebilirdi. Devletin saçları yoktu okşayınca sakinleştirecek ama derin devletin simgesi böyle titrek ve durgunlaşabiliyordu bir öpücükle. Öyle bir sakinleştirme öğesi ki, daha önce ancak yarım metre yanına yaklaşılabilinen!
Yazı: Mert Akosman
Kaynak: www.sonsayfa.com