Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında 1 Kasım seçimlerinin ardından çıkan tabloyu değerlendirdi. AK Parti'ye muhalefetin aldığı yüzde 50,5'lik oy oranını hatırlattı.
Abone olHürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü "Her 2 kişiden biri AKP 4 kişiden biri CHP" başlıklı köşe yazısında 1 Kasım seçim sonucunu ve AK Parti'nin tek başına iktidar olmasıyla birlikte nasıl bir tutum sergileyebileceğini aktardı.
"AKP’nin yüzde 49.5 oy ile 317 sandalye çıkarmasını ben olumlu buluyorum." diyen Ertuğrul Özkök, yazısında "Ama bu, yüzde 50.5’in yok sayılması pahasına olmamalı... O yüzden seçim düş kırıklığını yaşayan insanlara bu sayısal güçlerini de hatırlatmak isterdim. Ülkemiz siyasetinin sayısal gerçeği şudur: Her 2 kişiden biri AKP’ye oy verdi" değerlendirmesinde bulundu.
Özkök'ün "Her 2 kişiden biri AKP 4 kişiden biri CHP" başlıklı yazısındaki o bölüm:
"Her seçimden sonra yapılan klasik Türkiye haritasını önüme koydum.
Yani seçimden AKP’nin birinci parti olarak çıktığı iller haritası. Güneydoğu’yu, Trakya’yı, Ege ve Akdeniz sahillerinde bazı bölgeleri çıkardığınız zaman sapsarı bir AKP haritası ortada beliriyor. Bu harita, ‘Türkiye’yi yöneten partinin’ haritası...Sonuna kadar da meşru bir harita...
Ama gelin bir harita daha yapalım.AKP’nin yüzde 50’den çok aldığı illerle, yüzde 50’den daha az aldığı illeri işaretleyelim...Oldukça farklı bir harita ortaya çıkıyor. Üstelik, Türkiye’de nüfusu en yoğun, eğitimin en yüksek, ekonomik faaliyetin en gelişmiş ve vergi yükünü en çok taşıyan iller yüzde 50’nin altında kalıyor. Bu da Türkiye’de siyasetin sosyolojik ve sayısal haritası.
"AKP'NİN SANDALYE SAYISI 270-273 ARASINDA OLURDU"
Şimdi bu haritayı karşımıza koyup hayal kuralım.Dünyada, bir tek insanın oyunu bile harcamayacak, gerçekten temsili bir ideal demokrasi olabilseydi...Yani her parti, aldığı oy kadar temsil edilebilseydi, AKP’nin Meclis’teki sandalye sayısı 270 ile 273 arasında olacaktı...
Ama dünyada böyle bir sistem yok...Çoğu ülkenin seçim sistemi, istikrar için birinci çıkan partilere avantaj sağlamak üzere hazırlanıyor.Bu da doğru bir düşünce...
OLUMLU BULUYORUM!
Öyleyse, ‘İstikrar’ dediğimiz şeyin ne olduğunu hep birlikte düşünmeliyiz. AKP’nin yüzde 49.5 oy ile 317 sandalye çıkarmasını ben olumlu buluyorum. Ama bu, yüzde 50.5’in yok sayılması pahasına olmamalı... O yüzden seçim düş kırıklığını yaşayan insanlara bu sayısal güçlerini de hatırlatmak isterdim. Ülkemiz siyasetinin sayısal gerçeği şudur: Her 2 kişiden biri AKP’ye oy verdi. Ama her 4 kişiden biri de CHP’yi tercih etti. Her 4 kişiden biri MHP’yi, biri de HDP’yi tercih etti.En ideal demokrasi olsaydı, Parlamento’daki temsil de, RTÜK gibi özerk olması gereken kuruluşlarda da temsil böyle olmalıydı.
Hepimiz biliyoruz ki, bu ideal model, siyasi istikrarı sağlamada zorluk çıkarır. Çıkarır ama, Parlamento’daki temsilin arkasındaki bu sayısal gerçeği de hayatımızdan silemeyiz ve silmemeliyiz. Diyeceğim, bu vatan hepimizin...Bunu bizler de bilmeli, ona göre yaşamalıyız...
Ve en önemli noktaya geliyorum. Eğer bu dönemde AKP de öteki yüzde 50’yi kucaklayacak merkez bir anlayışa gelirse bunun anlamı şu olacaktır: Her 4 Türk’ten 3’ü Türkiye’nin merkez partiler tarafından yönetilmesini istiyor."