KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs’ta var olan gerçekler dikkate alınarak bir antlaşma yapmanın mümkün olduğunu belirterek, “Yeter ki ...
Abone olKKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs’ta var olan gerçekler dikkate alınarak bir antlaşma yapmanın mümkün olduğunu belirterek, “Yeter ki Rum komşularımız Kıbrıs’ı 1974 öncesine geri götürebilecekleri hayalinden vazgeçsinler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile düzenledikleri ortak basın açıklamasında konuşan Eroğlu, Türk tarafının, Kıbrıs konusunun daha fazla gecikilmeden barışçı bir sonuca bağlanması noktasında kararlı olduğunu kaydetti. Eroğlu, barışçı tutumuna rağmen Kıbrıs Türkü’nün ambargo ve izolasyon altında tutulmasının büyük bir haksızlık olduğunu söyledi. “Anavatan Türkiye’nin her alandaki büyük desteği, halkımızın kararlılığı, bizi, yok olmanın eşiğinden bugünkü noktaya getirdi” diye konuşan Eroğlu, Türkiye’den borularla su getirme projesinin Erdoğan’ın “kararlılığı ve direktifleri sayesinde hayalden gerçeğe dönüştüğünü” vurguladı.
Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerde yapıcı ve uzlaşmacı öneriler ortaya koyduğunu ve açılımlar yaptığını anlatan Eroğlu, “Buna devam edeceğiz ama halkımızın sabrının kalmadığını da ifade etmek istiyorum. Ve kimse bizi yanlış değerlendirmesin” dedi.
“TARİHİ ZİYARET KIBRIS’TA GERÇEKLERİ YOK SAYABİLECEĞİNİ ZANNEDENLERE YENİ BİR YANIT”
“Bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ne hoş geldiniz, bizlere şeref verdiniz. Sizi Başbakan olarak defalarca konuk etmiştik, şimdi de Türkiye’mizin doğrudan halkoyu ile seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak ağırlıyoruz” diyen Eroğlu, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevine başlar başlamaz ilk resmi dış ziyaretini KKTC’ye yapmasının anlamlı ve tarihi bir olay olduğunu kaydetti.
“Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu ziyaretleri, tarihsel süreç içindeki tüm barışçı çabalara destek veren taraf olmasına rağmen Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu çiğnemeyi marifet sayanlara da bir mesajdır” diyen Eroğlu şöyle devam etti:
“Bu tarihi ziyaret Kıbrıs’ta var olan gerçekleri yok sayabileceğini zannedenlere, Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinde güven içinde yaşama hakkını görüp, bilip de görmezden, bilmezden gelenlere yeni bir yanıttır.”
Erdoğan’ın 11 yılı aşkın Başbakanlık döneminde Türkiye’nin her alanda önemli adımlar attığını ve büyük gelişmeler yaşadığını dile getiren Eroğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Büyük Asker, Devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı olan 2023 yılına yönelik vizyonları bizleri de heyecanlandırmakta, gururlandırmaktadır” dedi.
“GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE, GÜÇLÜ BİR KKTC ANLAMINA GELİR”
Erdoğan’ın, demokrasinin en geniş anlamda uygulandığı, refah ve mutluluk içinde yeni bir Türkiye’nin inşasında başarılı olacağına ve Türkiye’nin dünyanın önde gelen ülkeleri arasında hak ettiği yeri alacağına yürekten inandıklarını ifade eden Eroğlu, güçlü bir Türkiye’nin, güçlü bir KKTC anlamına geldiğini kaydetti. “Biz kökü tarihin derinliklerinde olan ulu bir ağacın dallarıyız” diyen Eroğlu, şunları söyledi:
“Türkiye ile KKTC arasında kardeşlik hukuku vardır. Türkiye-KKTC ilişkileri kardeşlik ilişkileridir. Biz, tasada, sevinçte dün de birdik, bugün de biriz, yarın da bir olacağız. Kimsenin bu birliği bozmaya gücü yetmedi, yetmeyecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sevdikleri ve saydıkları bir kardeşleri” olduğunu anlatan Eroğlu, Erdoğan’ın vizyonu ile sadece Türkiye çapında değil dünya ölçeğinde etkin bir lider olduğunu ifade etti. Kıbrıs adasının, enerji kaynakları, ticaret yolları üzerindeki konumu, tarım potansiyeli ile yakın geçmişten şimdiye Dünya’nın ilgi odağı olmuş Ortadoğu’nun tam ortasında, tarih boyunca stratejik önemi azalmayan, tam aksine artan bir toprak parçası olduğuna işaret eden Eroğlu, “Bir yabancı devlet adamının ifadesiyle, batmayan bir uçak gemisidir. Ancak Kıbrıs bizim için bir vatandır ve biz de bu Ada’nın eşit sahipleri, eşit ortaklarıyız. Hepimizin amacı, özelde vatandaşlarımızın, genelde insanlığın mutluluğu, kalıcı bir antlaşma, barış ve özgürlüktür" dedi.
“ANAVATAN TÜRKİYE’NİN HER ALANDAKİ BÜYÜK DESTEĞİ, HALKIMIZIN KARARLILIĞI, BİZİ, YOK OLMANIN EŞİĞİNDEN BUGÜNKÜ NOKTAYA GETİRDİ”
Erdoğan’ın, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı ve 11 yılı aşkın bir süre yürüttüğü Başbakanlık görevlerinde kapısını hep Kıbrıs Türk halkının temsilcilerine açık tuttuğunu söyleyen Eroğlu, Erdoğan’ın bugüne kadar halkın ve ülkenin ihtiyaçlarının giderilmesine her zaman katkı koyduğunu dile getirerek teşekkür etti. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevinde de Kıbrıs Türk halkına destek vermeye devam edeceğinden emin olduğunu dile getiren Eroğlu, “KKTC, tarihsel bir mücadelenin sonucudur. KKTC Devleti, Kıbrıs Türk halkının varoluş, özgürlük mücadelesinin, bu topraklarda dini ve milli aidiyeti ile yaşama kararlılığının toplu ifadesidir. Anavatan Türkiye’nin her alandaki büyük desteği, halkımızın kararlılığı, bizi, yok olmanın eşiğinden bugünkü noktaya getirdi" şeklinde konuştu.
“ASRIN PROJESİ SAYIN ERDOĞAN’IN KARARLILIĞI VE DİREKTİFLERİ SAYESİNDE HAYALDEN GERÇEĞE DÖNÜŞMEKTEDİR”
Daha sonra Erdoğan’ın direktifi ve desteği ile gerçekleştirilen Türkiye’den KKTC’ye deniz altından borularla su getirilmesi projesine değinen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Asrın Projesi dediğimiz bu proje Sayın Erdoğan’ın kararlılığı ve direktifleri sayesinde hayalden gerçeğe dönüşmektedir” dedi.
Eroğlu şöyle devam etti:
“7 Mart 2011’de lütfedip davet ettiler projenin uygulamasının başlangıcı olan Alaköprü Barajı’nın temel atma törenine Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte katıldık. İnşallah en kısa zamanda kendilerini yakında ülkemizde yeniden ağırlayacağız ve Asrın Projesi’nin açılışını birlikte yapacağız, Anadolu suyunun Kıbrıs’a akışına birlikte tanıklık edeceğiz. Bu proje Türkiye’ye büyük güç ve prestij katacak, bizim önümüzdeki 50 yıllık su ihtiyacına yanıt verecek yaşamsal bir proje olmasının yanı sıra bölge için, Kıbrıs için bir barış projesidir.”
Türkiye’nin de KKTC’nin de vizyonunun geniş olduğunu dile getiren Eroğlu, “Vizyonumuz yerel ve bölgesel istikrar, insan ve barış odaklıdır” diye konuştu.
“ANLAŞMA MÜMKÜN. YETER Kİ RUM KOMŞULARIMIZ 1974 ÖNCESİ HAYALİNDEN VAZGEÇSİN”
Kıbrıs’ta var olan gerçekler dikkate alınarak bir antlaşma yapmanın mümkün olduğuna değinen Eroğlu “Yeter ki Rum komşularımız Kıbrıs’ı 1974 öncesine geri götürebilecekleri hayalinden vazgeçsinler. Yeter ki Rum komşularımız yaklaşık 450 yıldır birlikte yaşadığımız bu adanın onlar kadar bizim de vatanımız olduğunu içlerine sindirsinler" ifadelerini kullandı.
“BARIŞÇI TUTUMUNA RAĞMEN KIBRIS TÜRKÜ’NÜN AMBARGO VE İZOLASYON ALTINDA TUTULMASI BÜYÜK BİR HAKSIZLIK”
Erdoğan’la samimi ve çok yararlı bir görüşme yaptıklarını ifade eden Eroğlu, Kıbrıs konusunun daha fazla gecikilmeden barışçı bir sonuca bağlanması noktasında kararlı olduklarına işaret etti. Eroğlu, barışçı tutumlarına rağmen Kıbrıs Türk halkının spor, kültür-sanat dahil her alanda hala ambargo ve izolasyon altında tutulmasının büyük bir haksızlık olduğunu kaydetti. Bunun Dünya ve Avrupa Birliği için bir ayıp olduğunu dile getiren Eroğlu, göreve geldiği ilk günden itibaren Türkiye ile istişare içinde tarihi gelişmeleri, dünya gerçeklerini Türkiye ve halkın hak ve çıkarlarını gözeten bir tutum izlediğini kaydetti.
Devlette devamlılık gereği görüşme sürecine kalındığı yerden devam edeceğini Birleşmiş Milletler’e de bildirdiğini hatırlatan Eroğlu, süreçle ilgili şunları anlattı:
“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı, Genişlemeden Sorumlu Komiseri, yabancı devlet adamları ve diplomatlarla yaptığım tüm görüşmelerde Kıbrıs’ta bir antlaşma zamanının geldiğinin, çözüme destek veren taraf olmasına rağmen Kıbrıs Türk halkının daha fazla cezalandırılmaması gerektiğinin altını çizdim. Eski Rum lider Sayın Hristofyas’la görüşmelerimizde daha önceki yakınlaşma kâğıtlarına ek olarak yeni uzlaşma kağıtları üzerinde anlaştık, ama olmadı. Onun halefi Sayın Anastasiades’le Rum Yönetimi Başkanı seçildiği 2013 yılı Şubat ayından önce de tanışıyorduk, temasımız vardı. Seçilirse olumlu ilerlemeler sağlayabiliriz diye düşünüyordum ama gerçekleşmedi. Benim seçildiğim zaman yaptığımın aksine Sayın Anastasiades görüşmelere kalınan yerden devam etmeyi reddetti. Sağlanan yakınlaşmaları yok saydı. Yerleşmiş BM parametrelerine meydan okudu. Görüşmelerin devamı için bir takım ön koşullar ileri sürdü. Buna karşın, yoğun uğraşlar ve gösterdiğimiz barışçı esneklik sonucu nihayet bu yılın 11 Şubat’ında bir ortak bildiride uzlaştık. Görüşme süreci başladı ama gidişat bizim beklediğimiz gibi değil. İç sıkıntılarının da etkisiyle olsa gerek Rum lider Sayın Anastasiades taleplerini maksimalist bir anlayışla masaya getirdi. Bir türlü gelecek yılın ilk aylarında Güney Kıbrıs ve KKTC’de ayrı ayrı referandumlara gidilmesini de kapsayan yol haritamız konusunda gereken olumlu yaklaşımı göremiyoruz.”
“HALKIMIZIN SABRININ KALMADIĞINI DA İFADE ETMEK İSTİYORUM. VE KİMSE BİZİ YANLIŞ DEĞERLENDİRMESİN”
Kendilerinin Türkiye ile istişare içinde yapıcı, uzlaşmacı öneriler ortaya koyduğunu ve açılımlar yaptığını anlatan Eroğlu, “Buna devam edeceğiz ama halkımızın sabrının kalmadığını da ifade etmek istiyorum. Ve kimse bizi yanlış değerlendirmesin” dedi. “Önde giderken bizi gerinden takip edenlerin bazı tuzaklar kurabilecekleri ihtimalini de göz önünde tutuyoruz. Tutmak zorundayız” diyen Eroğlu, karşı tarafın, yapacakları en küçük bir hatayı sonuna kadar istismar edebileceğini tarih gösterdiğini belirtti. Bu “uzun ve ince yolda” yürürken tedbiri elden bırakmamak gerektiğini söyleyen Eroğlu, konuşmasının sonunda “Kıbrıs Türk halkı, her zaman Anavatan Türkiye’miz için, başarılarınızın duacısı olacaktır. Allah yolunuzu, yolumuzu açık etsin” ifadelerini kullandı.
(İHA)