BIST 9.368
DOLAR 34,53
EURO 36,19
ALTIN 2.980,09
HABER /  GÜNCEL

Ermenistan'ın kaderi Türkiye'nin elinde

Dünyanın önemli ekonomi dergilerinden biri olan Forbes'in analistine göre Ermenistan'ın çıkış yolu Türkiye...

Abone ol

Dünyanın önemli ekonomi dergilerinden biri olan Forbes'in analisti Daniel Fisher'in, Madagaskar'ın ardından dünyanın ikinci en kötü ekonomisi olarak yazdığı Ermenistan'ın sıkıntıdan kurtuluşu, Türkiye'nin sınırı açmasına bağlı gibi görünüyor.

Ermenistan, Türkiye, İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Azerbaycan'a bağlı Nahcivan arasında bulunan, denize çıkışı olmayan, Sivas büyüklüğünde (Ermenistan 29 bin 743 kilometrekare, Sivas 28 bin 488 kilometrekare), Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) rakamlarına göre 3,3 milyon nüfuslu ama gayri resmi rakamlara göre 2,5-3 milyon arasında bir nüfusu olan küçük bir ülke. Ülkeye Ermenice'de Hayastan deniyor. Ülkede Ağrı vadisi ve Aras kıyıları dışında pek düzlük yok gibi. Öyle ki ülkenin yüzde 90'ının rakımı 900 metreyi aşıyor.

Tarıma uygun çok az alan var. Ülkenin en büyük sorunlarından biri de bu. Nitekim, Ermenistan, süt ve süt ürünleri ihtiyacının sadece üçte birini karşılayabiliyor. Ama buna rağmen ülke hala bir tarım ülkesi konumunda. Tarımın payı ekonomide yüzde 22,5'i buluyor. Ülkenin iklimi karasal. Yazlar kurak ve sıcak (başkent Erivan'da hava sıcaklığı 40 dereceyi bulabiliyor), kışlar soğuk ve kar yağışlı geçiyor. Bundan dolayı su kaynakları açısından zengin bir ülke olan Ermenistan'da, zengin bakır, molibden yatakları var. Demir, boksit, altın, kurşun ve çinko yatakları da bulunuyor. Zaten ülkenin en önemli ihraç sektörü de madencilik. Ülkede çok sayıda taş ocağı da mevcut. Taş bakımından o kadar zengin ki, bütün yapılar neredeyse taştan yapılmış. 301 yılında Hristiyan'lığı devlet dini olarak ilk kabul eden ülke olan Ermenistan'ın her yerinde çok sayıda taş işçiliği ile yapılmış tarihi kilise, manastır da mevcut durumda. Çok eskiden ülkeye Haristan (taş ülkesi) denildiği de söyleniyor.

Taş işçiliğinde tartışılmaz bir üne sahip olan Ermenilerin, Anadolu'daki çok sayıda yapının da mimarı oldukları biliniyor.

BİTKİ ÖRTÜSÜ AYNI, YEMEKLER AYNI

Ermenistan'da Anadolulu bir Türk olarak pek de fazla yabancılık çekmiyorsunuz. Ülkenin yer şekilleri, iklimi, bitki örtüsü, insanların giyim tarzları, yemekleri, müziği, gıda ürünleri, ekmeği size Anadolu izlenimi veriyor. Zaten örneğin başkent Erivan'da Sivas, Malatya, Maraş, Arapkir semtleri sizi karşılıyor. İnsanlarla konuştuğunuzda dedem, anneannem, babaannem Vanlı, Iğdırlı, Harputlu, Sivaslı, Kayserili, Çorumlu, Diyarbakırlı, Bolulu, Eskişehirli dediğini duyuyorsunuz. İnsanlardan hikayeler dinliyorsunuz. Ama konu ekonomiye geldiğinde ülkede büyük bir sıkıntının yaşandığını anlıyorsunuz.

Bir kez ülkede pazar sıkıntısı yaşanıyor. İç pazar son derece yetersiz. Dış dünya ile bağlantı da Gürcistan üzerinden sağlanıyor. Türkiye, Azerbaycan sınırları kapalı. Açık olan İran sınırı ekonomik faaliyette çok kullanılmıyor. Dünyaya açılan tek kapı Gürcistan. Tabii bu durum ülke mallarının lojistik maliyetini artırıyor. Piyasa ekonomisi çok oturmadığı için ithalatta da sorunlar yaşanıyor. Oligark olarak adlandırılan siyasi güçleri de olan kişiler ithalatı kontrol altında tutuyorlar. Bu da rekabete bozuyor. Eski Sovyet döneminden kalan üretim yapısı da dünyaya ihracat için gerekli kaliteyi tutturamıyor. Bu nedenle 1,25 milyar dolarda kalan ihracata karşın, ithalat 3,75 milyar dolara yükseliyor.

EKONOMİK DURUM

Bağımsızlığın ardından, Azerbaycan'la yaşanan savaşa rağmen, 1992-2008 döneminde kişi başına milli 31 dolardan 3 bin 606 dolara çıkaran Ermenistan, dünya ekonomik krizinin kurbanlarından biri olarak hala ekonomisi iyileştirememiş durumda. 2009'da ekonomi dünya krizinin yansımasıyla yüzde 14,5 küçülmüş. 2010'da baz etkisinden yararlanması gerektiği halde ekonomideki büyüme yüzde 2,6'da kalmış. Bu yıl ise yüzde 4,6'lık bir büyüme bekleniyor. Bu büyüme olsa bile ülke ekonomisi 2008 yılının yüzde 8,2 gerisinde kalmış olacak. Mevcut büyüme hızıyla (yüzde 4,6) 2008 yılını 2013 yılında ancak yakalayabilecek.

IMF verilerine göre, 1992 yılında 108 milyon dolar olan cari gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), 2008 yılında 11 milyar 662 milyon dolara çıkmış, bu yıl 9 milyar 859 milyon dolarlık GSYH bekleniyor. Bu rakamın 2016 yılında ise 12 milyar 869 milyon dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Satınalma gücü paritesine göre GSYH de (SGP-GSYH) 1992'de 4 milyar 365 milyon dolarken, 2008'de 18 milyar 786 milyon dolara çıkmış. Bu sene 17 milyar 827 milyon dolarlık SGP-GSYH, 2016'da da 23 milyar 508 milyon dolarlık SGP-GSYH olacağı tahmin ediliyor. Cari kişi başına milli gelirin (KBMG) bu yıl 2 bin 959 dolar, 2016'da 3 bin 674 dolar olması bekleniyor.

ASGARİ ÜCRET 140 LİRA, HALK GEÇİM SIKINTISI ÇEKİYOR

Pek de yasal olmayan yollarla zenginleşmiş kişiler olsa da halk geçim sıkıntısı çekiyor. Yollarda lüks cip ve otomobillere karşın, araçların çoğu eski ve bakımsız. Asgari ücret 32 bin 500 dram, yaklaşık 140 lira düzeyinde.

Ekonomi borç kıskacı altında. 10 milyar dolar düzeyinde bir ekonomisi bulunan ülkenin 3,5 milyar dolarlık dış, 0,5 milyar dolarlık da iç borcu bulunuyor. IMF-Dünya Bankası, AB, Rusya, ABD ve diaspora Ermenilerinin desteğiyle borçlar çevrilebiliyor. Ülkede bir IMF programı uygulanıyor. Cari açığın milli gelire oranı yüzde 12,43 gibi dış destek olmadan sürdürülemez bir noktada bulunuyor. Resmi rakamlarda yüzde 7 görülse de toprağı olan herkes çalışan sayıldığı için gerçek işsizlik rakamı yüzde 27'yi buluyor. Ülke için iyi şeylerden biri 500 bin turist çekiyor olması.

Ermenistan'ın ekonomisini rayına oturtması için daha uzun bir süreye ihtiyacı var gibi görünüyor. Tabii ekonomik istikrar için ülkenin sınır sorunlarını halletmesi, siyasi istikrara da ulaşması bir zorunluluk gibi ortada duruyor.