BIST 9.777
DOLAR 34,16
EURO 38,17
ALTIN 2.920,22

Ermenistan dostluğu!

Ermenistan denilince Türkiye’de geniş bir kesiminin tüyleri diken diken oluyor. Bunu çok iyi biliyorum. Çünkü “Ermeni ve terörist” kelimeleri yapıştırıldı. Tıpkı “Müslüman terörist” gibi bir zemin oluşturuldu. Burada ASALA’nın payı yadsınamaz.

Nasıl Müslüman bir teröristin varlığı bütün Müslümanlar'ı terörist haline getiremezse, Ermeni teröristlerin eylemleri de bütün Ermeni ulusunu terörist yapmaya yetmez.

Ancak her iki yönde de etkileyici propaganda sürüyor.

Milliyet’te çalışırken ünlü fotomuhabiri Garbis Özatay ile birlikte Batman’ın köylerinden birinde “telefonlu mağaralar” haberini yapıyoruz. Köydeki korucu gençler bizimle çok ilgileniyorlar. Samimiyet demli çay koyuluğuna bürünüyor. Gençlerden biri merakla soruyor:

-Garbis abi senin ismin biraz değişik?!.

Garbis “ben Ermeniyim” deyince bütün kahve bir ağızdan haykırıyor:

-Estağfirullah ağabiiii!

Eski içişleri bakanlarından biri PKK katliamı sonrasında demeç yerine “Bunlar Ermeni” dediğinde Garbis Özatay, Çanakkale Şehitleri'nin mezarlarındaki bakımsızlığı hatırlatan haberi yapıyordu.

Garbis Özatay’la Ermenistan’a da gittik. Bu sefer hedefimiz, ABD Senatosu'nda bulunan “Ermeni Soykırımı” tasarısı için Ermenistan’daki Ermeniler ne yapıyorlar. Çünkü o tarihte (2000 Ekim) Türkiye hop oturup hop kalkıyordu.

Erivan’a iner inmez büyük bir kitle gösterinin içine düştük. Kalabalık bir kortej bize doğru yürüyor. Haberi yakalamış gazeteci ruhuyla “Hah, işte malı götürdük” diyorum:

-Garbis bir iki makara bitir, Türk olduğumuz anlarlarsa bir daha fotoğraf çektirmeyebilirler!

Fakat kortejde bir gariplik var. En önde çok güzel bir kız yürüyor, beyaz önlükleler dikkati çekiyor. Sonunda yaklaşıp “burada ne oluyor?” diye soruyoruz. Yanıt muhteşem:

-AIDS karşıtı yürüyüş yapıyoruz!

-ABD, soykırım, senato, karar, oylama…

-Valla onları bilmiyoruz.

Bizim arkamızdan Hürriyet, atv, NTV, Kanal D ekipleri de Erivan’a gelince Ermenistan gazetelerinde “haber” olduk:

“Erivan’a Türk gazeteci akını.”

Ermeni televizyonları bizlerle röportaj yaptılar. Böylece Ermeniler soykırım tasarısının ABD Senatosu’ndaki bekleme pozisyonunun ne kadar önemli olduğunu öğrendiler.

Peki Ermenistan’da soykırımla ilgilenen kimse yok mu?

Epeyce uğraştıktan sonra onu da bulduk; Soykırım Enstitüsü Müdürü!..

Ermenistan’da Türk gazeteci olmanın güçlük yaratacağını düşünüyorduk. Tam tersi oldu. Sokakta sesimizi duyan bizimle Türkçe konuşmak için sıraya girdi. Neredeyse bütün evlerde Türk televizyonları izleniyor. Türkçe, Ermenice ve Rusça’dan sonra en çok konuşulan üçüncü dil konumunda bulunuyor. Ermenistan’da Türk kimliğiyle dolaşmanın nasıl bir ayrıcalık olduğunu yaşayarak gördük.

Ermenistan adına, en çok ABD’deki Ermeniler konuştuğu için Erivan’da Türkiye ambargosu altında çile çekenlerin seslerini duyamıyoruz.

Ermenistan meselesine neden girdiğime gelince… Devlet Başkanı Robert Koçaryan (ki, soykırım konusunda en radikal siyasetçidir) geçenlerde “Türkiye ile ilişkilerimizde soykırım önceliğimiz değildir” dedi. Oysa seçimlerde en büyük kozu “soykırım” idi.

Bunun bir “gelişme” olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemi de İnternet Haber okurlarının katkılarıyla tartışmak istiyorum.