Fransa'da okullarda verilen “Ermeni soykırımı” dersini terk eden Türk asıllı 14 yaşındaki gence okulu ceza veremedi.
Abone olFransa'nın Lyon kenti Vaulx en Velin banliyösünde ortaokul 1 inci sınıf öğrencisi olan Burak Doğansoy, “Ermeni Soykırımı” dersinde sınıfı terk etti.
Ailesi tarafından “gerçek olmayan Ermeni soykırımı dersi verilirken sınıfı terk et” tavsiyesine uyan Burak Doğansoy derste kalmak istemeyerek sınıfından çıktı.
Sınıftan ayrılmadan önce, tarih öğretmeni tarafından “bunu yaparsan büyük ceza alırsın, okuldan bile atılabilirsin” tehditleri alan Burak, tehditlere rağmen sınıfı terk etti.
Bunun üzerine Burak Doğansoy'un ailesine telefon eden okul yöneticileri, ailenin durumdan haberdar olduğunu duyunca şaşırdı.
Vaulx En Velin'de ekmek fırını sahibi olan baba Veli Doğansoy, işinin yoğunluğu nedeni ile okula gidemeyince, okul yöneticileri ile telefon toplantısı yöntemi ile konuştu. Yapılan konuşmada, baba Veli Doğansoy Türkiye ve dünyanın bir çok ülkesi tarafından kabul edilmeyen bir “soykırımın” zorla çocuğuna öğretilmesine itiraz etti.
Okul yönetimine “maksadınız nedir, illa Türkiye ile Fransa'nın arasını açıp bir savaş mı çıkartmak istiyorsunuz” diyen baba Veli Doğansoy bu durumdan çok tedirgin olduklarını, 14 yaşındaki bir çocuğa “sizler soykırımcılarsınız” denilmesinin ne insanlığa ne de Fransa demokrasisine sığmadığını belirtti ve “bu durum çocuğumu psikolojik olarak etkileyecektir” dedi.
Sivil toplum kuruluşlarının bu konuda çok hazırlıksız olduklarını ve hatta bilgilerinin olmadığını söyleyen Veli Doğansoy, bu konuda yalnız kaldıklarını belirtti.
Tüm Türkleri ilgilendiren bu durum için derneklerin ayrılıklarını bir kenara bırakarak beraber hareket etmeleri gerektiğini söyleyen dertli baba şu saate kadar maalesef bunu görmediğini belirtti.
Çok arzu etmesine rağmen, Fransız Anayasa Konseyinin almış olduğu karar doğrultusunda oğluna okul tarafından bir ceza verilemediğini söyleyen Veli Doğansoy “bu nasıl bir garipliktir, oğlum okulu terk ediyor ve okul ceza veremiyor” dedi.
Bir sivil toplum kuruluşu eski yöneticisi olan ve halen seçilmis olduğu Venissieux belediyesi encümen azalığını sürdüren Hamza Mor ise yaptığı açıklamalarda sivil toplum kuruluşlarının acilen bu konunun üzerine gitmeleri gerektiğini vurguladı.
“Tarih derslerinde bu konu işlendi, maalesef şu ana kadar bu konuya itiraz eden, hassasiyet gösteren bir tek Doğansoy ailesi oldu, buda diğer talebelerin dersi kabullenerek izledikleri anlamına gelir ve tarih kitabında yazan ve gerçek olmadığı tarihçiler ve bilim adamları tarafından ispatlanmış Talat Paşa'nın telgrafları gibi konuların artık birer doğruymuş gibi algılanmalarına sebebiyet verir” diyen Hamza Mor böyle bir durumun kabullenemez olduğunu söyledi.
Sivil toplum kuruluşlarından daha sorumlu davranmalarını isteyen Hamza Mor aynı zamanda bu durumu bilip de ses vermeyen tarihçiler ve bilim insanlarından da şikayetçi oldu.
Tamamen partizan bir şekilde ve ağız birliği etmiş gibi 6 değişik tarih kitabının, aynı sene, aşağı yukarı aynı terimlerle bu konudan bahsetmelerinin hiçte masum olmadığını söyleyen Hamza Mor, olayın tamamen politik bir olay olduğunu ve Fransa anayasa konseyinin sansürlediği “Ermeni soykırımı inkarına ceza yasası” yerine daha sinsi bir şekilde konunun tarih kitaplarına aktarılarak 13-15 yaş arası gençlerin zehirlendiğini söyledi.
Tarih kitapları için anayasa konseyine gidilemeyeceğini, ne de tarih kitaplarının mahkemeye verilemeyeceklerini söyleyen Hamza Mor, tek çıkar yolun, tarih dersleri sırasında, sınıflarda, yıllardır arzu ettiğimiz “tarih konusunda tartışma” yaratılması olduğunu ve tarih öğretmenlerine, tarih kitaplarında yazan ve doğru olmayan konuların teker teker anlatılması gerektiğini belirtti.
Eğer tartışma yaratılmadan ve itiraz edilmeden sene sonuna varılırsa ve “brevet” denilen ortaokul bitirme sınavlarında konu ile ilgili sorular olursa, tarih kitaplarındaki tüm bilgilerin bir yerde kabul edilmiş olacağını söyleyen Hamza Mor, bunun vebali ve sorumluluğu kimin olacak? diye sordu.