Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ermenistan'ın soykırım iddiasının AB sürecinde oynayacağı rolü NOKTA'ya değerlendirdi.
Abone olHalaçoğlu, Türkiye'yle müzakere sürecinin görüşüleceği 17 Aralık zirvesiyle ilgili önemli tespitlerde bulundu: "AB ülkelerinin soykırım meselesini, 17 Aralık'ta muhtemelen Türkiye'nin bir şekilde bunu da düşünmesi gerektiğini, bir ön koşul olmasa bile bir iyi niyet göstergesi olarak bunu kabul etmesini isteyeceğini düşünüyorum. Görüşmeler döneminde de bu konunun gündeme getirileceğine kesinlikle inanıyorum. Ermeni soykırımı yapılıp yapılmadığı insanları fazla ilgilendirmiyor. Bunun kabul edilmesi yaklaşık 50 ila 100 milyar dolar civarında bir rant karşılığıdır. Bunu kullanmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bir taktik değişikliği bu.” Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Beril Dedeoğlu, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin AB çerçevesinde nasıl bir seyir izleyeceğini NOKTA'ya değerlendirdi: "Ermenistan'ın Batı ülkelerinin hemen hemen tümüyle tarihsel bağlantıları vardır. Bunu her zaman da kullanmıştır. Unutmamak lazımdır ki ASALA'nın faaliyetleri hep Avrupa'da olmuştur. Bana kalırsa, şu anda miliyetçi lidere rağmen bazı anlamlı girişimler var. Karşılıklı seyahatler oluyor, Ermeni-Türk kadınları işbirliği var, dergi çıkarıyorlar. Bayağı iyi ilişkileri var. Bunlar kamuoyuna taşındığı takdirde, iki taraf arasında da bir diyalog zemininin kurulmaya başlayabileceği ortaya çıkıyor. Bunu Türkiye'nin başlattığını düşünüyorum. Müzakere tarihi verilirse, 3-4 yıl içinde, Ermenistan soykırım iddialarından ya da Gümrü anlaşması gibi iddialarından vazgeçmediği sürece, o kapı kapalı kalacaktır. Bu da Türkiye'ye yaptırım olarak geri gelecektir. Ama Ermenistan geri adım attığında, Türkiye bunu gündemden çıkarmak gereği duyacak ve derhal kapıyı açacaktır. Bir daha yeniden aynı sorunlar olursa, o zaman bu uluslararası platformda tartışılacaktır. Gene müzakere tarihini veri alırsak, soykırım iddialarından kaynaklanabilecek zararı Türkiye'nin kaldıramayacağını sanmıyorum. Tam tersine komşularıyla iyi geçinen, yeniden sağlam bağlar kuran bir Türkiye dünya kamuoyunda çok daha inandırıcı olacaktır. Soykırım iddialarının uzun vadede Türkiye açısından sıkınıtılı olabileceği kanısında değilim.” Kaynak: Nokta