BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA

Ermeni liderin kol düğmesine bakın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la konuşan Ermeni lider Bedros Şirinoğlu'nun kol düğmeleri dikkat çekti...

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni Cemaati Başkanı Bedros Şirinoğlu ve Ermeni Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Herman Balyon'u kabul etti. Görüşmede Şirinoğlu’nun Osmanlı Padişahı 2. Mahmut’un resminin bulunduğu kol düğmesi dikkati çekti.

Görüşme sonrasında basın mensuplarına açıklama yapan Ermeni Cemaati lideri Bedros Şirinoğlu sözde soykırım yasa tasarısıyla ilgili ‘İki arkadaşın arasına nifak sokuldu ve bu kavga kötü bitti’ dedi.

Bütün dünyada bu olayların yaşandığı ve üstünün hemen kapatıldığını söyleyen Şirinoğlu, Türkiye ve Ermenistan arasındaki olayın üstünün bir türlü kapatılmak istenmediğini söyledi.

İşte Bedros Şirinoğlu’nun açıklamalarından satır başları:

"Ben soykırım lafını kullanmak istemiyorum. Ben Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım. Türkiye’yi savunmak zorundayız. 1915’te olan olaylar, iki çok samimi arkadaşın, iki ortağın arasına nifak sokulmuştur. Bunun neticesinde birbirlerini çok seven arkadaşların kavgası kötü bitmiştir. Bunu unutup, ileriye bakmak lazım. Sayın Sarkisyan’da konuşmalarında, Ermenistan’ın geleceğine vatandaşlarımızın mutluluğuna bakmalıyız demiştir.

Ben bir şeyler olmamıştır demiyorum. Ermenistan’daki soydaşlarımız da sıkıntı yaşamıştır ama bunu fazla eşelemenin faydası yoktur. Ermenilerde zayiat varsa, Türk milletinde de zayiat var. Benim büyükbabamda bu olaylarda hayatını kaybetti. Olaylar olmuştur fakat her iki tarafta zayiat vermiştir.

BU OLAYIN ÜSTÜ KAPATILMAK İSTENMİYOR

Bütün dünyada bu tür olaylar olmuştur ve bunların üzeri kapatılmıştır. Ama bu olayın üstü kapatılmak istenmiyor? Bu neden oluyor bunu anlamıyorum. Uzun zamandır ülkelerinden uzak olanlar, diasporada olanlar gelsinler Türkiye’deki Ermeni vatandaşların yaşantılarını görsünler ondan sonra karar versinler.

Biz azınlığız ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Her vatandaş gibi eksikleri tamamlamayın talep hakkımız vardır. Türkiye ve Ermenistan arasındaki süreçten umutluyum."

ERMENİLER İÇİN 2. MAHMUT’UN ÖNEMİ

II. Mahmut Ermeni cemaati tarafından en çok sevilen padişahlardandı. II. Mahmut döneminde Ermeni cemaatine yeni imkanlar sağlandı ve devlet yönetiminde Ermenilere daha etkin yer verildi.

O dönemde Ermeni Cemaati'nin reisliğini, aynı zamanda Osmanlı Sarayı'nın Maliye Nazırı ve Sultan II. Mahmut'un yakın danışmanı olan Harutyun Amira Bezciyan üstlenmekteydi (1825-1834). Cemaatinin en büyük hayırseverlerinden biri olarak tanınan Bezciyan 1831'de Narlıkapı Hastanesi'nde düzenlenen bir anma gününde zamanın Patriği'ni ve diğer Amira'ları toplayarak daha büyük ve geniş çaplı bir hastanenin kurulması gerekliliği gündeme getirmişti.

II. Mahmut, hayatı boyunca, Osmanlı İmparatorluğu’nu batı düzenine uydurmaya çalıştı. Bunun için çıkarttığı kıyafet kanunuyla (3 Mart 1829) devlet memurlarının kavuk, sarık, şalvar ve çarık giymelerini yasakladı.

Bunların yerine fes, pantolon, ceket giyilecekti. Buna karşı çıkanları şiddetle cezalandırdı. Saray yaşayışını değiştirerek Avrupalı hükümdarlar gibi davrandı; setre pantolon giydi, sakalını kısa kestirdi, resmini devlet kurumlarına astırdı. Bu değişiklikler yüzünden halk tarafından, “gâvur padişah” diye adlandırıldı.

Batılı kurumların çalışmalarından esinlenerek yalnız erkekleri belirten nüfus sayımı yaptırttı (1831). Böylece yeni kurduğu ordunun devamını sağlayacak insan ve servet durumunu öğrendi. Bu sayım sonucunda 4 milyon Hıristiyan ve 8 milyon Müslüman tespit edildi. Avrupa’nın önemli şehirlerinde daimî elçilikler kurdurttu. İlk resmî gazete olan Takvim-i Vekayi’nin çıkmasını sağladı. Avrupa hükümet düzenini benimseyerek nâzırlıklar kurdu.

Başvekâlet, Maliye, Dahiliye, Hariciye, Evkaf nezaretleri gibi teşekküller onun emriyle kuruldu. Askerî konuları görüşmekle görevli Dâr-ı Şûra-yı Askerî, sivil görevlilerin yargılanması ve hükümetle halk arasında dâvalarının görüşülmesi için Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye kuruldu. Bir fermanla ilköğrenimin zorunlu ve parasız olduğunu ilan etti. Rüştiyeler ve devlet memurlarının yetişmesi için Mekteb-i Maârif-i Adliye kuruldu. Tıbbiye ve Harbiye okulları açıldı. Bu okullar için yabancı kaynaklı eserler Osmanlıca’ya çevrildi.

DİKKAT ÇEKEN KOL DÜĞMELERİNİ GÖRMEK İÇİN BURAYA TIKLAYIN