Geçmiş yıllarda olduğu gibi 7 Haziran 2015 genel seçim sonuçlarını da en yakın tahminle bilen Andy-Ar'ın sahibi Faruk Acar internethaber.com'a koalisyon senaryolarını ve olası erken seçimi değerlendirdi.
Abone olNESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Hiçbir koalisyona ihtimal vermediğini söyleyen Acar'a göre, erken seçim geliyor. Koalisyon görüşmelerinden bir şey çıkmayacağını belirten Faruk Acar, mağdur olan, mağduriyetini seçmene en iyi anlatabilen erken seçimde kazanır diyor...
KOALİSYON İHTİMALİ GÖRMÜYORUM
Aslına bakarsanız ben bugünkü koşullarda her ne kadar sürecin koalisyonların zorlanması üzerine söylemlerle ele alındığını görsek de ben koalsiyon ihtimalinin olmadığını düşünen taraftayım. Koalisyon olmasının şu an itibariyle pek mümkün görünmediğini altınız çizerek belirtmekte fayda var.
KARŞILARINDA ERDOĞAN'LI AK PARTİ VAR
Çünkü, bahsettiğimiz üzere AK Parti-CHP, AK Parti-MHP ya da pek mümkün görünmese de AK Parti-HDP koalisyonu olması gibi bir durum bana pek olası gelmiyor. Şu anda aslında Erdoğan'lı AK Parti-CHP, Erdoğan'lı AK Parti-MHP ya da Erdoğan'lı AK Parti-HDP koalisyonu ihtimalleri konuşuluyor. Erdoğan'dan bağımsız olarak AK Parti'yi değerlendiremeyiz, çünkü her ne olursa olsun AK Parti'nin bugün aldığı oy oranı yüzde 41 başarısız gibi görünse de takip eden iki büyük partinin toplam oyuna karşılık geliyor.
YÜZDE 35 ERDOĞAN'A OY VERDİ
Dolayısıyla olayın temelinde Erdoğan'sız bir AK Parti'yi düşünmemiz mümkün değil. Bu yüzde 41'in içerisinde en asgari şartlarda yüzde 35'le bağlılık olan bir Erdoğan seçmeni var. Geri kalan yüzde 6'lık kesim, belki istikrara, yıllardır AK Parti'nin referans aldığı şeylere, Türkiye'deki değişimle ilgili taktir edilecek çalışmalara oy veren kitle olabilir. Ama bu yüzde 35 Erdoğan'dan sıyrılmış, Davutoğlu başkanlığında bir AK Parti'ye oy vermedi, Erdoğan'ın da başında olduğunu düşündüğü partiye oy verdi, bunu çok net söyleyebilirim.
BİRBİRLERİNE AĞIZA ALINMAYACAK LAFLAR ETTİLER
Tüm siyasi partilerin hem seçim dönemindeki kampanyalarında hem bugün itibariyle gördüğümüz kırmızı çizgiler var. Muhalefet liderleri meydanlarda Cumhurbaşkanına ağıza alınmayacak laflar ettiler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da muhalefete karşı alttan alan bir üslupla karşılık vermedi hatta perdeyi daha da yukarı taşıdı.
ERDOĞAN DA EGOLARINI BİR KENARA BIRAKMALI
Toplum gerçekten de söylendiği gibi "herkesin egolarını bir kenara bırakmasını" istiyor ama bunu sadece CHP'den, MHP'den, HDP'den değil bizzat bu sözü söyleyen kişiden talep ediyor. Aslında toplumda "asıl Erdoğan egosunu bir kenara bırakmalı" algısı var, "keşke kucaklayıcı, diğer kesimlere karşı daha ılımlı olsa" düşüncesi hakim diyebiliriz. Kimse onun AK Parti'den arınmasını beklemiyor aslında, sonuçta AK Parti'nin doğal lideri olan bir poziyona sahip.
Örneğin seçimlerin hemen akabinde Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamadaki gibi herkesin taktir ettiği, Anayasal çerçevede yapılan açıklamanın herkes tarafından kabul gördüğünü kesin olarak söyleyebilirim. Bunun söylemde kalmaması eyleme dönüşmesini her kesim bekliyor.
ERDOĞAN'DAN SIYRILMIŞ DAVUTOĞLU'LU AK PARTİ İMKANSIZ
Muhalefet partileri Erdoğan için çok net bir pozisyon belirliyorlar ve Cumhurbaşkanının tarafsız bir noktaya çekilmesini talep ediyorlar, kırmızı çizgilerin başında bu geliyor. İkincisi, Yüce Divan meselesi. Yine bu da kırmızı alana giren bir ön şart. Dolayısıyla en azından bu iki şartın olmayacağının mümkün olmadığını biliyoruz. Bunu, aklıselim olan, aklın yolu birdir diyebilecek, bugünkü şartlarda daha soğukkanlı, siyasete de biraz hakim olan herkes görebilir. Bunların AK Parti tarafından kabul edilmeyeceğini biliyoruz. Erdoğan'sız bir AK Parti'den söz edemeyiz. Erdoğan'ı saf dışı bırakan bir Ahmet Davutoğlu genel başkanlığından asla söz edemeyiz.
GÖRÜŞMELERDEN BİR ŞEY ÇIKMAYACAK
Şimdi süreç başlayacak, AK Parti'nin birinci parti olması sebebiyle önce Davutoğlu'na hükümet kurması yönünde görev verecek, AK Parti bu iki şartı karşısında bulacağını bile bile muhalefet partileriyle görüşme yapacak. CHP'ye, MHP'ye, HDP'ye gidilecek ama kamuoyu da bunu izleyecek. Ama ben tahmin ediyorum ki, üç muhalefet partisinin ortak paydada buluştuğu bu iki ana başlık üzerinde durum değerlendirmesi yapılacak ve buradan bir şey çıkmayacak.
PİYASALAR HAREKETLENECEK
Ve bu oluşan belirsizlik dolayısıyla piyasalarda bir hareketlilik oluşacak, bunu hepimiz biliyoruz. Piyasalarda oluşacak hareketlerin olumsuzluğu vatandaşı kızdıracaktır ve AK Parti bugüne kadar edindiğimiz tecrübelerle söyleyebilirim ki; "bunlar oyunbozan, biz zaten seçim döneminde Türkiye'de istikrarın ancak AK Parti'nin tek başına iktidarıyla mümkün olabileceğini vurgusunu yapmıştık, bunlar bir araya gelemezler, bunlar Türkiye için çalışmıyorlar" şeklinde açıklamalar yapacak.
AK PARTİ MUHALEFETİ OYUNBOZAN OLARAK GÖSTERİRSE YÜZDE 45 ALIR
AK Parti bu durumu, muhalefetin oyunbozan bir noktada olduğunu, iş yapmak istemeyen bir noktada olduğunu vurgularsa ve bu arada piyasalar bozulursa AK Parti'nin gideceği bir erken seçimde AK Parti'nin alacağı en az oy oranı yüzde 45'tir. CHP de kısmi ölçüde yükselir, HDP'ye baraj geçmesi için oy veren seçmen bu kez CHP'ye geri dönüş sağlayabilir, bu da CHP'nin 28-29'lara çıkmasına yarayabilir. MHP'de kısmi ölçüde bir düşüş olur, netice itibariyle bu seçimde AK Parti'den gelmiş olan oylar yeniden AK Parti'ye gidecektir.
HDP BARAJ SINIRINA GERİLER
HDP ise baraj sınırında bir noktaya gerileyebilir. HDP'nin bugünkü şartlarda açılan krediyi heba ettiğini düşünmüyorum. Seçim sonrasında bu yüzde 13'e sahip çıkan tutumu devam ediyor. Dolayısıyla şu an itibariyle yüzde 10 gibi bir baraj sıkıntısı yok ama koalisyon görüşmelerindeki tutumu ve Türkiye'nin yorumlanması açısından üstlendiği misyon meseleyi biraz daha şekillendirir. Eğer koalisyon görüşmelerindeki süreç itibariyle AK Parti "bunlar iş yapmak istemiyor" algısını oluşturabilirse dediğim gibi sonuçlar AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesini sağlayacaktır.
MUHALAFET İNANDIRABİLİRSE AK PARTİ YÜZDE 35
Yine aynı görüşmeler gerçekleşir ve CHP, MHP ve HDP de "Evet görüşmeler gerçekleşti ama bizim kırmızı çizgilerimiz vardı, bunlardan bir tanesi Erdoğan, diğeri de Yüce Divan'dı. Yolsuzlukların sorşturulmasına ilişkin ortaya bir şart koyduk" diyerek kendini ifade edebilirse, yani, oyunbozanlığı aslında AK Parti'nin yaptığını, AK Parti'nin aslında "anlaşmak için kapılarını çalmadığına" seçmeni inandırabilirse o zaman AK Parti yüzde 35'e geriler. Burada kim mağdura düşerse o kazanır, burası çok açık. Bugünkü şartlarda bu görüyoruz ama yarın hamlelerin netlik kazanmasıyla birlikte daha sağlıklı veriler ortaya koyabiliriz ama bugün itibariyle mesele budur.