Bilimadamı Ateş Kadıoğlu "Cinsel problemi olanlar mutlaka kalbine ve şekerine baktırmalı" diyor. "
Abone olTürk erkeklerinin problemlerinin çoğu fizyolojik. Erkekler tekleyince hemen bize geliyorlar ama doktora başvurmak için sorunun iki ay sürmesi gerek" Bugünkü konuğum İstanbul Tıp Fakültesi Androloji Bilim Dalı Başkanı Ateş Kadıoğlu. Kadıoğlu'nun kapısını cinsellikte bir devrim olarak adlandırılan Viagra'nın daha gelişmişinin Türkiye'de piyasaya çıkacağını duyduğum için çaldım. Gerçekten mucizevi ilaç haziran ayında çıkıyor. Peki farkı nedir? Viagra cinsel problemi olan erkeklerde ancak 4 saatlik bir iyileşme sağlıyorken, bu ilaç tüm haftasonu için yeterli olacak. Kadıoğlu'nun deyimiyle erkek Cuma gecesi ilacı alacak ve Pazartesi sabahına kadar cinsel bir problemi olmayacak ve istediği gibi seks yapabilecek. Ya kadınlar? Kadınlar cephesinde durum o kadar da içaaçıcı değil. Erkek ler ölene kadar seks yapabilirken, kadınlar belli bir yaştan sonra fiziksel problemlerden ötürü seksten uzak kalıyor. Ve tıpta bunun için yapılan bir araştırma henüz yok. Kadıoğlu ile Türkiye'nin cinsel hayatını konuştuk. Erkek ve kadın ne ister, en çok görülen cinsel bozukluklar, halk arasında yaygın olan inanışların gerçeği nedir?.... Kadıoğlu Türkiye'de yeni yeni cinselliğin konuşulabildiğini, bir tabu olmaktan çıktığını söylüyor. Artık hastaları arasında "Kocamla sevişirken orgazm istiyorum, yardım eder misiniz" diyen bolca kadın da var. DİŞİNİN HORMONU * Erkek kadın cinselliğinin tarihini anlattığınız bir kitabınız var. Peki cinsel problemlerle ilk ne zaman karşılaşılmış? Çok eskiye dayanıyor. Örneğin uzun zaman önce Anadolu'da özellikle ata binen erkeklerin cinsel problemler yaşadığı biliniyor. Ata binen erkekler o dönem zengin ve şişman kişiler. Yani sadece atla alakası yok. Hem spor yapmıyorlar, hem yağlı vücutlular hem de cinsel organlarının damarlarında sürekli ata bindikleri için sıkışma alabiliyor. Hittiler'de de aynı sorunları görebiliyoruz. Antik Çağ'da Aristo "Penisin sertleşmesi için hava, su toprak gerekiyor" diyor. Yani oksjien ve kanı kastediyor. Rönesans döneminde de Leonardo'nun çalışmaları görüyoruz. * Yine de 1983 yılına kadar cinsellik alanında ciddi bir buluş ya da araştırma yok. Evet gerçekten de garip değil mi? Cinsel hayat insanlar için çok önemli olmasına rağmen hayatın kalitesi arttıran bir olgu olarak bakıldığı için hiç problemleriyle uğraşılmamış. * Yani doğal bir ihtiyaç değil de lüks gibi mi bakılıyor? Bakın çok önemli bir araştırma var. Üç tip canlı dışında hiçbir canlı seksten zevk almıyor. Zevk alanlar Yunuslar, babun maymunları ve insanlar. Geri kalanı bu işi içgüdüsel olarak sadece üremek için beraber oluyorlar. Dişi bir hormon salgılıyor erkek ona gidiyor. MEKANİZMA BULUNDU * Peki insanlarda seks sonrasında mutluluk hormonu salgılandığı doğru mu? Evet doğru. Spor yaptığımızda ve çikolata yediğimizde de olur. Sizin de dediğiniz gibi ancak 1983 yılında bilim dünyası ereksiyon mekanizmasını ortaya koyuyor. Tabii bu ereksiyon problemi yaşayanlara da çözüm demek. Ben bunu ortaya çıkaran Tayvan asıllı Amerikalı doktorun yanında dört ay çalışma fırsatını buldum. Daha sonra Los Angeles'ta başka bir doktor penisi sertleştirenin bir gaz olduğunu ortaya çıkardı. Zaten o çalışmasıyla Nobel ödülü de aldı. * Aristo'ya mı dönüyoruz? Doğru Aristo'nun söylediği gibi çıktı. Bu gaz bulunduktan sonra sorun yaşayanlarda bu maddeyi sağlayacak ilaç yaratma arayışına gidildi. Düşünsenize kaç bin yıl erkekler böyle problemler yaşamışlar ama ancak 1989 yılında ilaç bulunmuş. * Mesir macunu, ceviz, fındık, incir, bunların bir etkisi yok mu? Yok canım, böyle bir etki olması mümkün mü? Mesir macununun içinde bir takım afrodizyaklar var o kadar. Başka bir etkisi yok. TEKLEYİNCE PANİK * Peki ginseng? Özellikle son yıllarda erkeklerin başvurduğu bir ürün bu. Aslında ginseng o bulunan gazı sağlayacak bir çok maddeye sahip, onun daha yakın bir durumu var ama tam anlamıyla bir sonuç almak mümkün değil tabii. * Türkiye'de erkekler arasında bir araştırma var mı? Yüzde kaçı cinsel problem yaşıyor? Dünyada bu oran 40 yaşın üzerinde ki erkeklerin yarısı. Türkiye'de ise bu biraz daha fazla. Bizim derneğin yaptığı araştırmaya göre 40 yaşın üstünde 70 yaşın altındaki Türk erkeklerinin yüzde 69'unda cinsel problem var. * Nasıl problemler bunlar? Biz üçe ayırıyoruz. Hafif, orta ve ağır. Türkiye'de orta ve ağır problem yaşayan erkeklerin oranı dünyadakiyle aynı ama hafif olanlar çok daha fazla. * Neden? Çünkü Türk erkekleri halk tabiriyle "teklemede" hemen problem var zannediyor. Başka türlü bir açıklaması olduğunu zannetmiyorum. * Peki bir erkek sorun olup olmadığını nasıl anlayacak? Öyle teklemeyle olmaz. İki ay sürekli devam eden bir şeyse doktora başvuracak, öyle bir kez yapamadım diye değil. KİLO SEKS DÜŞMANI * Demin "Türk erkeklerinin % 69'unda cinsel problem var" dediniz. Bu ciddi bir oran. Sebebi nedir? Psikolojik mi fizyolojik mi? Bir genelleme var mı? Var. Eskiden sorunun psikolojik ağırlığı daha fazla diye düşünürken günümüzde artık istatistikler göre biliyoruz ki yüzde 60 fizyolojik. Örneğin cinsel problemleri olanların çoğunda başka bir hastalık görülebiliyor. * Nasıl hastalıklar? Dünya şu anda bunu konuşuyor zaten. Cinsel problemler bir hastalığın habercisi mi? Yapılan araştırmalara göre kalp hastalıklarıyla yakından bağlantısı var. * Bilimsel çevrelerde hep "Seks kalp için iyidir" cümlesini duyduk, okuduk. Cinsellik hayat kalitesini yükseltir ama kalp hayatı etkiler. Bu konudaki araştırmalara göre "Cinsel sorunum var" diye başvuranların yüzde 25'inde kalp sorunu ortaya çıkıyor. Bu arada daha ilginç bir nokta var, cinsel problem yaşayan erkekler aynı zamanda diyabetik olabiliyorlar. İşin ilginci bize başvurduklarında bu hastalıklarından haberdar değiller. Sertleşme sorunu olan erkeklerin yüzde 16'sında diyabet görüyoruz. * Kalp için yediğimize içtiğimize dikkat etmemiz gerek, cinsellik için böyle bir reçete var mı? Örneğin vitaminler etkili mi? Yok böyle bir reçete. E vitamininin etkili olduğu bir gerçek ama zaten normalde vücudunda E vitamini eksikliği olan bir millet değiliz. Yağ çok önemli. Yani fazla kilo her zaman zarar. * Yediğimize içtiğimize dikkat etmemiz gerekmez mi? Örneğin et ya da sebze cinsellik üzerinde etkili midir? Kalbimizi nasıl koruyorsak cinselliğimizi de öyle korumak zorundayız. Yani vücut için, sağlık için yapılan doğru şeyler cinsellik için de geçerli. Onun dışında ayrıca bir şey önermek pek mümkün değil. * Cinsellik için "işleyen demir ışıldar" diye bir halk inanışı vardır. Doğruluk payı var mı? Kesinlikle var. Özellikle erkekler için. Biz bununla sıkça karşılaşıyoruz. Örneğin adamın karısı ölüyor, adam seksi bırakıyor. Hatta mastürbasyon bile yapmıyor. Bir süre geçtikten sonra başka bir kadınla beraber olmak istiyor ama başarılı olamıyor. * Neden, unutuyor mu? O beceriyi yitiriyor. Bir süredir yapmadığı için bir anda başarısız oluyor. İşte o yüzden "İşleyen demir ışıldar" lafı son derece doğrudur. HAFTADA KAÇ KEZ? * Normal, sağlıklı bir insanın haftada kaç kez seks yapması doğaldır ve gereklidir? Yaşlara göre bu sıklık değişir mi? Bunlar tamamen bellidir. Amerika'da uzun araştırmalar sonucunda ortaya konulmuş. 18 yaşında kadın ya da erkek her gün yapabilir. Örneğin bize 18 yaşındaki delikanlılar geliyor her gün mastürbasyon yapıyorum normal mi diye... * Normal mi? Kesinlikle çok normal ve doğal. O yaşta erkeklik organının performansı dorukta. Her gün çalışmak zorunda. Çalışması zaten büyük bir ihtiyaç. Zamanla bu ihtiyaç azalıyor ama asla sıfıra inmiyor. Erkekler yaşlandıkça penisleri daha geç sertleşiyor, daha uzun uyarılmak zorunda kalıyorlar ama mutlaka uyarılıyorlar. * Peki daha ilerki yaşlarda? 20-30 yaş arasındakilerde haftada üç dört kez, 30-40 yaşındakilerde haftada iki-üç kez seks yapmak son derece sağlıklı.Hem kadın hem de erkek için söylüyorum. Bunlar doğal olanları. Daha fazlası da olabilir. Kadın erkekte kompleks yaratıyor Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu halk arasında yaygın bir inanış olan "Erkeğin eli ayağı büyükse penisi de büyüktür" cümlesinin yanlış olduğunu söylüyor Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu Türk erkeklerinin penis boyunun ortalama 12. 4 cm olduğuna dikkat çekiyor. "Halk arasında eli, ayağı burnu büyük olanların penisi büyüktür diye bir inanış vardır. Yapılan araştırmalara göre kesinlikle böyle bir ilişki yok. Daha enteresan bir şey penisi nereden ölçerseniz ölçü değişik çıkabilir, sırttan ölçmek gerekiyor. Biz ancak 9 cm'den küçük olana "Küçük" deriz. Bize penislerini uzatmak için başvuran hastaların çoğunun kız arkadaşının başka bir tecrübesi olmuştur. Yani kadın kıyaslama olanağına sahip olduğu için erkeğe baskı yapabilir. Geçenlerde yaşadığım bir örneği size aktarayım. Evli bir erkek hastam, bana penisi uzatmak için başvurdu. Oysa uzunluk son derece normal. Meğer adam başka bir kadınla ilişkiye girecekken pantalonunu indirdiğinde kadın "ay ne kadar küçük" diye tepki göstermiş çünkü kadının daha önce beraber olduğu kişininin ki fazla büyükmüş. Evli adam ise bunu kompleks edinmiş. Öylesine işi büyütmüş ki karısıyla plaja gidemez olmuş. Bütün korkusu karısının da başka erkeklerinkine bakıp kıyaslaması. Tabii bu normal bir durum değil. Adam bunalıma girdi biz de bir operasyon yapıp penisini 2,5 cm uzattık. Genelde penis uzatma işinin mecbur kalmadığımız zaman yapmıyoruz. YARIN * Hangi yaşlarda sigarayı bırakmanın sekse katkısı var? Erkek çocuğun formülü nedir? * Mucizevi ilaç ne yenilik getirecek? * Kadının "Başım ağrıyor" sözü yalan mı gerçek mi?