Türkiye'de 18 yaş üstü erişkinlerin yüzde 31.8'inin "hipertansif", bu kişilerin de ancak yüzde 40'ının kan basıncı yüksekliğinin farkında olduğu bir araştırmayla ortaya çıktı.
Abone olTürk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği'nin araştırması, Türkiye'de 18 yaş üstü erişkinlerin yüzde 31.8'inin "hipertansif", bu kişilerin de ancak yüzde 40'ının kan basıncı yüksekliğinin farkında olduğunu ortaya koydu. Dernek tarafından 7 coğrafi bölge ve 26 ilde yapılan araştırma, Türkiye'de yüksek tansiyon hastalığı ile ilgili çarpıcı sonuçlar içeriyor. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Nefroloji Ünitesi Başkanı Prof. Dr. Çetin Turgan, bu ay "Journal of Hypertension" dergisinde de yayımlanan araştırmanın, bundan böyle ulusal ve uluslararası kaynaklarda referans olarak kabul edilebileceğini söyledi. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Turgan, Türkiye'de 18 yaş üstü erişkinlerin yüzde 31.8'inin "hipertansif" olduğunun ortaya çıktığını bildirdi. Turgan, araştırmanın, bu kişilerden sadece yüzde 40'ının kan basıncı yüksekliğinin farkındayken, yüzde 31'inin antihipertansif tedavi aldığını gösterdiğine dikkat çekti. Uygun koşullarda ölçülmek kaydıyla bir kişinin tansiyonunun 140-90 mm/civa ve üstü çıkması veya antihipertansif ilaç kullanması halinde "hipertansif" kabul edildiğini kaydeden Turgan, kan basıncı yüksekliğinin farkında olan ve tedavi gören bu kişilerde tansiyonu kontrol altına alma oranının yüzde 20 olarak belirlendiğini söyledi. Turgan, "Bu sonuç, uygulanan tedavinin yetersiz olduğunu gösteriyor. Hipertansif kişilerin beslenme ve yaşam tarzına dikkat etmemeleri, tansiyonun kontrol altına alınmamasındaki en büyük etken" dedi. Yüksek tansiyonun aşırı kilolularda daha fazla ortaya çıktığını ifade eden Turgan, "Obezlerin büyük bir kısmı hipertansif" diye konuştu. Kadınlarda obezite sıklığının erkeklere oranla daha fazla görüldüğünü belirten Turgan, bu nedenle yüksek tansiyonun kadınlar arasında daha yaygın olduğunu söyledi. Laboratuvar çalışması yapılan hipertansif bireylerin yüzde 40'ından fazlasında kolesterol, yüzde 12'sinde de açlık kan şekeri yüksekliği belirlendiğini ifade eden Turgan, bu kişilerde aynı zamanda böbrek hasarı da saptandığını kaydetti. Yüksek tansiyondan korunma yöntemleri konusunda da bilgi veren Turgan, buna yol açan yaşam tarzının terk edilmesinin önemine işaret etti. Obez kişilerin zayıflayarak ideal kiloya ulaşmaları halinde tansiyon değerlerinde önemli bir düşme görüldüğünü bildiren Turgan, tuz tüketiminin azaltılmasıyla ilgili şu önerileri dile getirdi: "Bir kişi günde ortalama 8-9 gram tuz tüketebilir. Hipertansif kişiler ise günde en fazla 6 gram tuz tüketmelidir. Yaptığımız çalışma bazı yiyeceklerin gizli tuz içerdiğini ortaya çıkardı. Sanayide işlenmiş gıdalar, sucuk, pastırma, sosis, turşu, ev makarnası ve salçanın yanı sıra fast-food diye tabir edilen yiyeceklerdeki tuz oranı çok yüksek. Bu nedenle ister hipertansif, ister normotansif olsun, herkesin doğal beslenmeye dikkat etmesi, az tuzlu, bol lifli, kuru baklagil meyve ve sebze ağırlıklı yiyecekler tüketmesi gerekir." Hareketsiz yaşam tarzı sürmenin de yüksek tansiyon için risk oluşturduğuna işaret eden Turgan, düzenli egzersiz, hafif tempolu yürüyüş, yüzme ve bisiklete binmenin kan basıncını düşürücü etkisi olduğunu bildirdi. Bu aktivitelerin kolesterolün düşmesine, kan şekerinin yükselmemesine ve kalp hastalıklardan korunmaya da yardımcı olduğunu kaydeden Turgan, "Haftada 3 gün en az 40-45 dakika yürüyüş herkesin kolaylıkla yapabileceği bir egzersiz türüdür" dedi. Hipertansif hastaların sigarayı bırakma konusunda da mutlaka ikna edilmesi gereğine işaret eden Turgan, gelişmiş ülkelerde ölüm nedenleri arasında birinci sırada sigara, ikinci sırada ise hipertansiyonun geldiğini belirtti. Prof. Dr. Çetin Turgan, bu hastalıktan korunmak için ayrıca katı yağ yerine sıvı yağ tüketiminin de önemli olduğunu kaydetti. Dünyada 1 milyara yakın hipertansiyon hastası bulunduğunu belirten Turgan, bu sayının 2025 yılında 1.5 milyara ulaşmasının beklendiğini bildirdi.