Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın 23. duruşmasında, Dink ailesinin avukatları, esas hakkındaki görüşlerini okudu.
Abone olTutuklu sanıklardan Erhan Tuncel de duruşmada söz alarak, "Bana tetikçi demeleri beni aşırı şekilde yıpratıyor" dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada esas hakkındaki görüşlerini açıklayan Hrant Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen, cinayetin öncesindeki örgütlenme, kişiler arasındaki ilişkiler, jandarmanın haber alışı, sessiz kalışı ve cinayetin önünü açıcı rolü nedeniyle bu kısmı önce açıklama gereğini duyduklarını belirterek, esas hakkındaki görüşlerini avukat Hakan Bakırcıoğlu ve Esra Salmanlı'nın okuyacağını kaydetti.
Hrant Dink'in avukatlarından Salmanlı ve Bakırcıoğlu tarafından dönüşümlü olarak okunan esas hakkındaki görüşte, tutuklu sanık Yasin Hayal'in eniştesi ve tutuksuz sanık Coşkun İğci'nin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadeleri, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ile İçişleri Bakanlığınca dava sonrası bu konuda açılan soruşturma dosyaları mahkeme heyetinin dikkatine sunuldu.
Avukatlar, cinayet sonrası Trabzon Emniyet Müdürlüğünün yaptığı soruşturmaları da detaylı olarak sundu.
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektubun ardından Başbakanlık Teftiş Kurulunca hazırlanan raporun da okunduğu duruşmada, cinayetle ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişlerince ihmali olduğu ileri sürülen kamu görevlileri hakkında açılan soruşturmalar ve gelinen süreç detaylarıyla anlatıldı.
"Herkes bir taş koymuş ve cinayet gerçekleşmiş"
Dink ailesinin avukatlarından Arzu Becerik AİHM'e yaptıkları başvuruyu kazandıklarını belirterek, "Buraya ne sunulduysa oraya da aynı şeyi sunduk. Olaya uzaktan bakan hakimler, olayın azmettiricilerine yaklaştılar. Umarız Mahkemeniz de bu yaklaşıma sahip olur, zira bugüne kadar bu yaklaşımı görmedik" dedi.
Becerik, dava süresince soruşturmanın genişletilmesi için defalarca dilekçe verdiklerini anlatarak, birçok taleplerinin kabul edilmediğini kaydetti.
Savcılığın soruşturma aşamasında kendilerini yalnız bıraktığını ifade eden Becerik, AİHM'nin hızlı davranılması gerektiğini belirttiği bu dosyada bile ilerleme kaydedilmediğini söyledi.
Trabzon ile İstanbul hattında görev yapan yetkililerin üzerlerini düşeni yapmadıklarını öne süren Becerik, "Herkes bir taş koymuş. Sonunda da ihmal olmuş ve cinayet gerçekleşmiş. Bir kişi görevini yapsaydı bu cinayet olmazdı. Bu dava bu kadar sınırlı bir şekilde devam ederse diğer siyasi davalar gibi tarihin karanlığına gömülecektir" şeklinde konuştu.
Becerik'ten sonra söz alan Avukat Bahri Belen, esasa ilişkin görülerinin kalan kısmını gelecek duruşmada okuyacaklarını söyledi.
Duruşmada söz alan Avukat Fehriye Çetin de TİB kayıtlarının mahkemeye geldiğini hatırlatarak, emniyete yazı yazılarak söz konusu kayıtlarda cinayetten önce ve sonra birbiriyle çakışan telefonların tespit edilip belirlenmesini talep etti.
"Tetikçi demeleri beni yıpratıyor"
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel de duruşmada söz alarak, cinayetin aydınlatılması konusunda ciddi girişimleri olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: "Dink cinayeti aydınlatılırsa 1980 darbesi de aydınlatılır. Bana tetikçi demeleri beni aşırı şekilde yıpratıyor. Azmettirici olmadığım yapılan araştırmada ortaya çıktı. Evet azmettiriciyim, ama polisleri bu cinayeti işlenmemesi için azmettirdim. Evet yardım yataklık yaptım, geldim burada cinayetle ilgili bildiklerimi anlatarak yardım ettim. Tahliyemi talep ediyorum."
Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta da, gelen TİB kayıtlarını incelenmesi amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderdiğini ve emniyetten gelen yazıda dosya sanıklarından 19'uyla ilgili herhangi bir irtibata rastlanmadığını kaydetti.
Savcı Usta, ayrıca tutuklu sanıklar hakkındaki kuvvetli suç şüphesi ve diğer sebeplerden dolayı tahliye taleplerinin reddedilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 10 Ocak 2012 tarihine bıraktı.