Ergenekon'da ilginç bir gelişme yaşandı. Vanlı bir iş adamı davaya müdahil olmaya hazırlanıyor, anlattıkları ise korkutucu!
Abone ol Ergenekon terör örgütüyle ilgili davada dün iddianamenin okunması tamamlanırken, duruşmanın başından beri ilginç bir gelişme yaşanıyor. Yıllardır gizli kalmış pek çok olayın yeniden tartışılmasını sağlayan davaya, bazı mağdurlar müdahil olmak istiyor.Kişisel verilerinin kayıt altına alındığını belirten Şebnem Korur Fincancı, ilk duruşmada müdahillik talebi kabul edilen isimlerin başında gelmişti. Danıştay saldırısında hayatını kaybeden Mustafa Yücel Özbilgin'in oğulları da davayı izleyip, gerekirse müdahil olabileceklerini açıklamıştı. Söz konusu talepler arasına Van'dan bir işadamı da katıldı.
Anlatılanlar korku filmi gibi!
Senar Er'in başına gelenler ise korku filmlerini aratmayacak nitelikte. Er'in çetelerle ilk karşılaşması 1994'te olmuş. JİTEM'den geldiğini söylediği bir telefon tehdidine karşı soluğu poliste almış. Arayanlar, adının ölüm listesinden çıkarılması için Er'den 100 bin mark fidye istemiş. Kabul edilmeyince işadamının hayatını adeta zindana çevirmişler. Er'in şehirler arası çalışan iki otobüsü yakılmış. 75 yaşındaki babası kaçırılıp vahşice öldürülmüş. Senar Er, "Babamın öldürüldüğünü bizzat Yeşil'den (Mahmut Yıldırım) öğrendim. Yüksekova'dan Hakkari'ye getirirken helikopterden atmışlar." diyor. Adını değiştirip izini kaybettirdiğini ve yıllardır kaçtığını anlatan işadamı, "Bütün o çeteler bu Ergenekon'un uzantılarıydı. Davacıyım. Hakkımı sonuna kadar arayacağım." sözleriyle kararlılığının altını çiziyor. Ergenekon için 'Ne suçları var ki!' diyenlere ise ateş püskürüyor: "75 yaşındaki babamın ne suçu vardı peki? Şimdi bu işlerin başındakiler içeride. Ergenekon davası başlayınca bizim de biraz güvenimiz geldi. Kimsenin dokunulmaz olmadığını gördük. Yeni yeni dışarı çıkabiliyoruz."
Yakalattığı itirafçı peşine düştü
Senar Er, olayın bundan sonrasını şöyle anlatıyor: "Bu olayı görünce artık babamı böyle kurtaramayacağımı anladım. DYP Hakkari Milletvekili Mustafa Zeydan'ın aracılığıyla dönemin emniyet genel müdürü Mehmet Ağar'la görüştüm. O da durumu Özel Harekât Dairesi Başkanı İbrahim Şahin'e havale etti. Meğer ciğeri kediye teslim etmişiz, nerden bilelim? Bu görüşmeden birkaç gün sonra Nazif K., beni aradı ve 'Bu iş artık bitti' dedi. Babamı öldürmüşlerdi. Babamın öldürüldüğünü bizzat Yeşil'den öğrendim. Yüksekova'dan Hakkari'ye getirirken helikopterden atmışlar. Benim peşime de İstanbul'da yakalattığım itirafçı Alaattin Kanat'ı takmışlardı. Hapiste olması gerekirken benim peşimden Van'a gelmişti. Kanat, burada silahlı saldırıya uğrayınca artık peşimi bıraktı." Savcılık kayıtları Senar Er'i doğruluyor. Kayıtlara göre Alaattin Kanat, İtirafçılık Yasası çerçevesinde Ekim 1994-Ekim 1995 arasında 20 kez savcılık izniyle hapisten çıkarılmış.
Melik Duvaklı / Zaman