BIST 9.624
DOLAR 34,58
EURO 36,30
ALTIN 2.973,34
HABER /  GÜNCEL

Ergenekonun içindeki Susurluk

İddianamede Susurluk kazasında Çatlı'nın kaybolan çantasını Küçük'ün aldığı ve Ağar'ın ölmesinin planlandığı öne sürülüyor.

Abone ol İddianamede, Abdullah Çatlı’nın içinde istihbarat raporları bulunan çantasının Veli Küçük’e verildiği, Sabancı suikasti ile Ergenekon bağlantısı, Mustafa Duyar’ın öldürülmesi talimatını Küçük’ün verdiği gibi önemli detaylarda var.

2 bin 455 sayfalık Ergenekon iddianamesinde, bir dönem gazetecilik yapan Tuncay Güney’in ifadesinden alıntılar yapılıyor. Buna göre, 3 Kasım 1996’daki Susurluk kazasında Mehmet Ağar’ın ölmesinin planlandığı öne sürülüyor.

Ağar’ın, Sami Hoştan tarafından uyandırılmış olabileceği belirtilen iddianamede, Abdullah Çatlı’nın içinde bulunan aracın Veli Küçük’ün adamlarınca takip edildiği, kazadan sonrada Çatlı’ya ait içinde istihbarat raporları bulunan çantanın Ali Yasak tarafından alındığı öne sürülüyor.

Ayrıca Veli Küçük’ün, “Eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahfolurduk, bizi bertaraf ederlerdi” dediğine yer veriliyor.

SABANCI SUİKASTİ

İdianamede, öne çıkan konulardan biri de, soruşturma aşamasında gündeme gelen Sabancı suikasti. Aydınlık dergisinde yapılan aramada, derginin yayın yönetmeni Serhan Bolluk’a ait 1995 yılına ait ajandada, gelecek yılın ocak ayının 1. gününe ait sayfaya düşülen notta Fehriye Erdal, İsmail Akkol ve Mustafa Duyar isimlerinin yer aldığı tespit edilmiş. Eylemden 8 gün önceki tarihe not alınmasıyla ise örgütsel bağlantıya kanıt olarak gösterilmiş.

Ele geçirilen dokümanlar ve tanık ifadelerine göre, Sabancı suikastini gerçekleştiren Mustafa Duyar’ın Afyon Cezaevi’nde Nuri Ergin çetesi tarafından isyan çıkarılarak öldürülmesi talimatını Veli Küçük verdi. Bu olay Mustafa Duyar’ın konuşma şüphesi nedeniyle yapıldı.
Buna delil olarak da, 2000 yılında Uşak Cezaevi’nde çıkan isyan sırasında çatıya çıkan Nuri Ergin’in, “Veli Küçük’e selam söyleyin” diye yaptığı açıklamanın kaseti de yer alıyor.

DHKP-C İLE İLİŞKİ

Savcılık iddianamesinde, “soruşturma dosyasındaki delillerden, alınan ifadelerden ve ele geçirilen dokümanlardan Ergenekon Terör Örgütü yöneticilerinden Veli Küçük’ün, DHKP-C terör örgütü ile ilişkisi olduğu ve sözkonusu örgütün Ergenekon terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandığı ve kontrol altında tuttuğu anlaşılmıştır” deniliyor.

DHKP-C örgütünün uyuşturucu kaçakçılığında Veli Küçük’le bağlantılı mafya gruplarıyla ortak hareket ettiği, yurtdışında PKK ile de uyuşturucu trafiğini yönlendirdiği ileri sürülüyor.

İLHAN SELÇUK BAŞSAVCIYA BASKI YAPTI

Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk’un 23 Ocak 2008 tarihli köşesinde “İktidar Partisi Zanlı” başlığıyla kaleme aldığı yazıda “Savcı kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasi partiye dava açmasın, görür gününü” diyerek açıktan Yargıtay Başsavcısı’nı kapatma davası açması yönünde tehdit içerikli uyarıp yönlendirdiği iddiasına yer veriliyor.

Selçuk’un bu yazıyla Başsavcı üzerinde baskı oluşturmayı amaçladığı öne sürülüyor

MHP YÖNETİMİNE EL ATILMAK İSTENMİŞ

Ergenekon Terör Örgütü’nün, Ümit Özdağ’ı MHP Genel Başkanlığı adaylığını desteklediği öne sürülüyor.

Veli Küçük, Sedat Peker ve Mehmet Zekeriya Öztürk’ün telefon kayıtlarına dayandırılan bu iddiaya göre, MHP’nin birçok sansasyonel eylemin içine çekmeye çalışıldığı, bu amaçla da Ümit Özdağ’ın MHP’ye genel başkan yapılmak istendiği öne sürülüyor.

İddianamede, örgütün gizlilik prensibi ve hücre yapılanması içinde olması nedeniyle, eylem tarzlarının benzerliğine rağmen yeterli delil bulunamadığı için bu olaylarla bağlantı kurulamadığı anlatılıyor.