Ergenekon Davası'nda tahliye taleplerinin ardından ağır ceza mahkemeleri pekçok sanığı dün birbiri ardına serbest bıraktı. Peki kim neyle suçlanıyor? Tahliyeler ne anlama geliyor? Davayı yakından izleyen gazeteci Ergün Güven yazdı.
Abone olErgenekon Davası Türkiye’de 17 Aralık’ta ortaya çıkan büyük yolsuzluk operasyonu öncesinde davayı yakından izleyenler tarafından hükümet ve cemaatin aynı yönden baktığı, Türk yargısının en kapsamlı davası olarak görülüyordu.
Yargılama süresince sanıklar masum olduklarını ve suçlamaların iftiradan, komplodan ibaret olduğunu anlatmaya çalıştılar.
O günlerde bu sesler pek duyulmadı.
Sanıkların iddiası özetle şuydu: "Ardına cemaati ve dolayısıyla hükümeti alan, emniyet ve yargı içinde örgütlenen bir grup komplo hazırlıyor ve bizi sahte-düzmece iddialarla belgelerle suçluyor."
17 Aralık'taki rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının andından en kuvvetli tahmin; iddialara göre cemaat eliyle cezaevine konulan isimlerin, bugün o cemaat ile itilafa düşen hükümet tarafından tahliye edileceği yönündeydi. Öyle de oldu.
Peki sanıklar neyle suçlanıyordu? Madem müebbet hapis cezaları verilmişti, o zaman neden bu tahliyeler?.
Sanık yakınları ve onları destekleyenlerin yaşadıkları tahliye mutluluğu nedeniyle şimdilik sorulmayacak kadar önemsiz görülse de ilerde hafızaları tazeleme ihtiyacı doğuracak kadar önemli sorular aslında.
Dava Yargıtay aşamasına geldiğinde ve nihai karar açıklandığında bu konuda hafızalar tazelenecek.
"Karar içerikle değil, usulle ilgili"
Çünkü bu tahliyeler sanıklar hakkındaki suçlamaları ortadan kaldırmıyor, beraat ettirmiyor, sadece karar verilene kadar hürriyet haklarının kısıtlanmasına ara veriliyor.
Yani karar davanın içeriği ile ilgili değil yargılama işleyişi ile ilgili bir karar.
Tahliye edilen sanıklar, özellikle kendisi teslim olan sanıklar tutuklamanın bir tedbir olduğunu ancak bu tedbirin artık kendileri için bir infaza dönüştüğünü sürekli hatırlatıyordu.
Sanıkların bu beklentisi geç olsa da şimdilik karşılandı.
Şimdi gözler bu sanıklar hakkında Yargıtay’ın ne zaman ve ne doğrultuda karar vereceğinde olacak.
Tahliye edilen isimler
Em. Org. İlker Başbuğ: Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Darbeye teşebbüs ve terör örgütü yöneticiliği ile suçlanıyordu. Ergenekon Davası’na dahil edilen “İnternet Andıcı” dosyası kapsamında suçlanıyordu. Müebbet hapisle cezalandırılmıştı. Hakkında verilen cezanın gerekçeli kararı henüz yazılmadığı ve özgürlükten mahkum bırakılmasının hukuki olmadığı gerekçesiyle ilk tahliye edilen isim oldu.
Doğu Perinçek: İddianameye göre, Ergenekon Yeniden Yapılanma Belgesi'ni Doğu Perinçek tarafından hazırlanmıştı ve örgütün üst düzey yöneticisiydi.
Oktay Yıldırım: Emekli astsubay yıldırım iddianameye göre soruşturmanın başlangıç noktası olarak bilinen 27 adet el bombasını İstanbul Ümraniye’de bir gecekondunun tavan arasında saklayan ve bunları örgütün amaçları doğrultusunda kullanmayı planlayan isimdi. Tahliye edilen isimlerden Mehmet Demirtaş sözkonusu gecekondunun sahibiydi.
Muzzaffer Tekin: İddinameye göre Danıştay’a vee Cumhuriyet gazetesine düzenlenen saldırıların azmettiricisiydi. 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 117 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Dursun çiçek: Emekli kurmay Albay Dursun Çiçek davanın en önemli belgelerinden biri olduğu iddia edilen irticayla mücadele eylem planı belgesini hazırlamakla suçlanıyordu. Tahliye kararı verildi ancak Balyoz davas’nda kesinleşmiş hükmü olduğu için cezaevinden çıkarılmadı.
İbrahim Şahin: Özel Harekat Dairesinin eski başkını Şahin dava iddianamesinde azınlıklara ve bazı cemaat önderlerine suikast planlamak ve bu konuda suikast timleri kurmakla suçlanıyordu.
Tuncay Özkan: Gazeteci Tuncay Özkan darbeye teşebbüs suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. 5 yıl süren davada mahkeme heyetine hep aynı soruyu sordu. “Bana neyle suçlandığımı söyleyin, ben neyle suçlanıyorum?”
Alparslan Arslan: 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay 2. dairesine düzenlediği silahlı saldırıda ikinci Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’i öldürmüş, Daire Başkanı Mustafa Birden, üye hakimler Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve tetkik hakimi Ahmet Çobanoğlu'nu yaralamıştı. Saldırıyı Danıştay’ın türban kararı nedeniyle gerçekleştirdiğini söyledi. Hakkında tahliye kararı verildi ancak başka suçlardan hükümlü olduğu için cezaevinden çıkarılmadı.
Emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve Emekli orgeneral Şener Eruygur Ergenekon Davası’nın Darbe Teşebbüsü iddialarıya suçlanan sanıklarıydı. Her ikisi de müebbet hapisle cezalandırılmıştı.
Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim: İrticayla mücadele eylem planınının hazırlanması için Dursun Çiçek’e talimat verdiği iddia ediliyordu. 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Prof. Dr. Yalçın Küçük: Ergenekon davası’nda terör örgütü yöneticiliğiyle suçlanıyor. 5 Ağustos 2013’te verilen kararla 22yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Küçük, davada tutuksuz yargılanıyordu ve kararın açıklandığı gün tutuklanmıştı. Aynı zamanda Odatv davasında 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmişti.
Teğmen Mehmet Ali Çelebi: iddianamede Hizbut Tahrir örgütü ile ilişkilendiriliyordu. Çelebi’nin cep telefonuna örgütle ilişkili 139 kişinin numarası olduğu bilgisi tutuklanma nedeniydi. Bu listenin sadece 1 dakika 1 saniyede bir polis tarafından yüklendiği ıspatlandı. Emniyetin mahkemeye gönderdiği yazıda bu yüklemenin yanlışlıkla yapıldığı belirtilmişti ancak buna rağmen Çelebi 16 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı.