BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Ergenekonda işler karıştı

Faili meçhuller de Ergenekon işi çıktı! Polis iki önemli dosyayı tozlu raflardan indirdi. Onların en önemlisi ise Çaycı Fehriye!

Abone ol Necip Hablemitoğlu, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri ile Sabancı suikastının altından da Ergenekoncular çıktı. Suikastta kilit rol oynayan 'Çaycı' Fehriye Erdal'ın Ergenekon'la bağlantısı tespit edilince dosya yeniden açıldı.

Ergenekon terör örgütü soruşturması ülkenin karanlık bir dönemini de aydınlatıyor. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye'yi ayağa kaldıran Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve Necip Hablemitoğlu cinayetleri ile Sabancı suikastına ilişkin çok önemli belgeler de örgütten çıktı. DHKP/C ve Fehriye Erdal'ın Ergenekon bağlantısı da bu belgeler yardımıyla anlaşıldı. Suikastıın kilit ismi Fehriye Erdal'ı, kale gibi korunan Sabancı kulelerine 'çaycı' olarak Ergenekon'un yerleştirdiği iddia edildi.
Mahkemeye teslim edilen Ergenekon terör örgütü soruşturmasına ait iddianame, geçmiş yıllarda işlenen birçok faili meçhul cinayete de değiniyor. Soruşturma kapsamında örgüt üyelerinin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve Necip Hablemitoğlu cinayetleri ile Sabancı suikastına ilişkin belgeler çıktı.

DOSYA YENİDEN AÇILDI
İddianamede, bir dönem kanlı siyasi cinayetlere imza atan DHKP/C terör örgütü ile Sabancı suikastı zanlısı Fehriye Erdal'ın Ergenekon bağlantısının tespit edildiği bilgisi yer aldı. Bu tespitin ardından, Özdemir Sabancı, Nilgün Hasefe ve Haluk Görgün'ün can verdiği kanlı saldırıya ilişkin dosya yeniden incelemeye alındı. Bu arada, Ergenekon iddianamesinde, gerçek hayatta bir arada bulunması imkansız görülen terör örgütleri ile bu örgütlerin elebaşılarının da aynı organizasyonda yer aldıkları öne sürüldü. En çarpıcı örnek ise PKK terör örgütü ve elebaşı Öcalan ile ve mafya-siyaset-polis ilişkisini açığa çıkaran Susurluk skandalına ilişkin belgelerin Ergenekon'da ele geçirilmesiydi.
GÖRÜŞ FARKLI, ÖRGÜT AYNI
Örgütün içinde sağcı, solcu, dinci, milliyetçi, radikal dinci gibi birçok grubun olduğu ancak bu kişilerin birbirlerinden haberdar olmadıkları, bunu sadece örgütün en üst kademesinde yer alan yöneticilerin bildiği ifade ediliyor.

SABANCI SUİKASTI
Sabancı Center'ın 25. katında 9 Ocak 1996 günü Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota - SA Genel Müdürü Haluk Görgün ve Başkanlık Sekreteri Nilgün Hasefe, DHKP/C üyesi Mustafa Duyar, İsmail Akkol ve Fehriye Erdal tarafından öldürüldü. Olaydan sonra uzun süre aranan üç katilden Mustafa Duyar, 6 Ocak 1997'de Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'ne teslim oldu. Cinayetleri büyük soğukkanlılıkla anlatan Duyar, 25. katta çaycı olarak çalışan Fehriye Erdal'ın heyecanla odaları karıştırdığını belirtti, "Hedef Sakıp Sabancı'ydı. Odalar karışınca Özdemir Sabancı ve Haluk Görgün öldü" dedi. Duyar, dava sürerken, 15 Şubat 1999'da Afyon Cezaevi'nde Karagümrük Çetesi'nin adamları tarafından öldürüldü. 27 Ekim 1999'da ise Fehriye Erdal'ın Belçika'da yakalandığı ortaya çıktı. Ancak iadesi yılan hikayesine döndü. Ankara'dan gönderilen dosyalar iade için yeterli sayılmadı. Bu sırada salıverilerek de kayıplara karışan Fehriye, Belçika'da hala aranıyor.
Mumcu ve Kışlalı belgeleri bulundu
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede, geçmiş yıllarda meydana gelen faili meçhul pek çok olaya ilişkin belge olduğu belirtildi. Ahmet Taner Kışlalı cinayeti örgütün ele geçen belgelerinde yer alıyor. İşçi Partisi'nde yapılan aramalarda ise Uğur Mumcu cinayetine ilişkin belgeler ele geçirildi. İddianamede Susurluk skandalının yanısıra birçok faili meçhul cinayete ilişkin belge bulunduğu, ancak şüpheliler hakkında yeterli delil elde edilemediği kaydedildi.

Öcalan ve Susurluk iddianamede
Örgütün belgeleri arasında Susurluk, PKK ve Abdullah Öcalan'ın da adı geçiyor. Susurluk skandalı sonrası, Türkiye İşçi Partisi üyesi yedi öğrencinin ve Abdi İpekçi'nin öldürülmesine karıştığı gerekçesiyle İnterpol tarafından aranan Abdullah Çatlı'nın polis şefi ve milletvekiliyle birlikte oluşunun nedenleri araştırılmaya ve tartışılmaya başlanmıştı. Susurluk sonrası devlet, mafya ilişkileri ortaya çıkmış ancak iddiaların üzerine gidilememişti. Örgütün uyuşturucu bağlantısı olduğu ancak bunun halen delillendirilmeye çalışıldığı da belirtildi.

Ali Oktay/Yenişafak