Ergenekon'da hakimlere suç duyurusu

 

''Ergenekon'' davasında yargılanan sanıkların avukatları tarafından Taksim'deki Point Otel'de ortak bir basın toplantısı düzenlendi. Avukatlar adına hazırlanan ortak açıklamasını okuyan Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer,  3. yargı paketi ile faaliyetlerine son verilen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, davanın son duruşmasında kamuoyuna iflasını ilan ettiğini savundu.

 

Sezer, mahkemenin dava dosyasını bilinçli bir biçimde karmaşık hale soktuğunu ve toplam klasör sayısının 2 bin 538'e ulaştığı iddiasıyla artık tanık dinlenmeyeceğine karar verdiğini hatırlatarak, ''Silivri'de süren davada, bugüne kadarki yargılama sürecinde maalesef, maddi hakikate ulaşmak yerine düzmece deliller, eli kanlı katiller, teröristler ve yüz kızartıcı suçlardan hükümlü gizli tanıklardan medet umularak sanal bir terör örgütü yaratma çabası sergilenmiştir'' diye konuştu.

"MAHKEME SİYASİ BASKI ALTINDA" 

 

Mahkemenin, daha önce dinlenilmesine karar verdiği Milli İstihbarat Teşkilatı eski müsteşarı Şenkal Atasagun ile AK Parti Milletvekili gazeteci-yazar Şamil Tayyar'ı dinlemekten vazgeçtiğini anımsatan Sezer, örgütün bir numaralı yöneticisinin de kim olduğunun halen bilinmediğini söyledi.

 

Sezer, mahkemenin bu davanın başından itibaren ''siyasi baskı'' altında hareket ettiğini ve önceden sipariş edilmiş peşin hükmü kamuoyuna bir an önce açıklama gayreti içerisinde olduğunu ileri sürerek, ''Nitekim, mahkemenin son olarak bazı sanıklar hakkında 'ek iddianame' tanzimine ilişkin ara kararı tesis etmesi ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile ilgili, bir başka mahkemeye yazdığı müzekkerede masumiyet karinesini hiçe sayarak, iddia edilen örgüt ve sözde eylemleri sanki kanıtlanmış gibi kesin ifadelere yer verilmiş olması, 'Ergenekon' davasında, artık peşinen verilmiş kararın da açıklandığını ortaya koymuştur. Oysa ki, emsal Yargıtay kararlarına göre, bu ve benzer durumlar 'ihsas-ı rey' sayılıp hakimin tarafsızlığı ile bağdaşmayacağından reddini gerektirmektedir'' diye konuştu.

 

SAVUNMA BASKI ALTINDA
 

Mahkemenin tarafsızlığını ve bağımsızlığını tamamen yitirdiğini, Anayasa'yı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ve TBMM'ce çıkartılmış kanunları hiçe sayarak keyfi yargılama ve gerekçesiz tutuklama kararları ile müvekkillerinin hürriyetlerini gasp ettiğini savunan Sezer, yine mahkemenin savunma delillerinin toplanmasını kasıtlı olarak engellediğini, savunmayı baskıyla yıldırmaya ve susturmaya çalıştığını iddia etti.

 

Sezer, bu nedenlerle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile üye hakimler Sedat Sami Haşıloğlu, Hüsnü Çalmuk, Ercan Fırat, Fatih Mehmet Uslu ve Nihat Topal hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, bu hakimler hakkında yasal işlem başlatılması için Adalet Bakanı'nı ve HSYK'yı göreve davet ettiklerini açıkladı.

 

Basın açıklamasına, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük, emekli Albay Dursun Çiçek'in kızı ve avukatı İrem Çiçek, tutuklu CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatları Dilek Helvacı ve Selen Karaçalı, tutuklu CHP Milletvekili Mustafa Balbay'ın avukatı Oktay Yılmaz, avukat Kemal Kerinçsiz'in eşi ve avukatı Gönül Kerinçsiz, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun kızı ve avukatı Nazlı Çubuklu, Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün avukatı Yiğit Akalın, Korgeneral Mehmet Eröz'ün avukatı Doğan Subaşı da katıldı.