BIST 9.233
DOLAR 34,50
EURO 36,58
ALTIN 2.918,15
HABER /  GÜNCEL

Ergenekon davasında "sapık" isyanı

Erzurum'da görülen davada ifade veren Cihaner, hava sahasının kapatılmasını isterken tutuklu bir diğer sanık iddianameye tepki gösterdi.

Abone ol

Erzincan'daki silahlı terör örgütüne ilişkin, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 4. oturumu yapıldı. Erzincan İl Jandarma İstihbarat Müdür Yardımcısı Üsteğmen Ersin Ergut duruşmada yaptığı savunmada, "Ajandamda Akyazı Sağlık Ocağı'nda bir hemşirenin türbanlı olduğuna dair not olduğu öne sürülüyor. Ancak benim kız kardeşim de türbanlı" dedi. Davada tutuklu sanıklardan Astsubay Şenol Bozkurt da Ben bu iddianamede sapık, kadınları pazarlayan birisi olarak gösteriliyorum" diye isyan etti.

Aralarında 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, Erzincan İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Tapan ve MİT Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir'in de bulunduğu 10'u tutuklu 14 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.

CİHANER'DEN SAVCILARA ELEŞTİRİ

Davanın 4. oturumunda ilkolarak, tutuklu sanık Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner söz aldı.Cihaner, usule ve davanın daha hızlı seyretmesine yönelik bazı itirazlarının olacağını belirterek, savcı tarafından diğer bazı sanıklara yönelik soruların gereksiz olduğunu ve zaman kaybına yol açtığını söyledi.

Erzincan'daki cemaate yönelik soruşturmanın durup dururken başlamadığına dikkati çeken Cihaner, "Söz konusu cemaate yönelik soruşturma durup dururken değil, gerekli delillerin toplanmasının ardından başlamıştır. Bu yönde, sanıklara sorulan sorular zaman kaybıdır. Emniyet Müdürlüğü'nün de bu yönde adı geçen cemaate ilişkin bize gelen yazısı mevcuttur. Burada öyle bir hava yaratılıyor kiİsmailağa ve Fethullah Gülen cemaatleri yok. Bunları buradaki insanlar uydurmuş gibi bir hava yaratılıyor. Oysa aynı nitelikteki soruşturma nezdinizdekisavcılıkta da açılmıştır. Hatırlatmak istiyorum" dedi.

Ayrıca, dava süreciyle birlikte bazı basın kuruluşlarında yer alan haberleri de eleştiren Cihaner, "Bazı haberlerde adliye binası üzerinden uçuşlar yapıldığı ileri sürülüyor. Benim de bu yönde bir esprim olacak. Dosyanın bulunduğu yerin havasahasının tüm uçuşlara kapatılmasını talep ediyorum. Tabii bu bir espri. Ama hakkımızdaki taraflı tutuma bir örnek olduğu için bu konuya dikkat çektim" diye konuştu.

ÜSTEĞMEN ERGUT SAVUNMA YAPTI

Erzincan İl Jandarma İstihbarat Müdür Yardımcısı Üsteğmen Ersin Ergut savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddederek, iddia edilen örgüte üye olduğu şeklindeki iddiaları kabul etmediğini söyledi.

Fişleme yaptığı yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını belirten Ergut, bir komplo sonucu yaklaşık 6 aydır ceza evinde bulunduğunu ifade etti.

Söz konusu örgütü iddianamede öğrendiğini bildiren Ergut, "Benim Albay Recep Gençoğlu ile anlaşamadığımı tüm İl Jandarma Komutanlığı bilir. Ancak şu anda kendisiyle aynı sanık sandalyesinde, aynı örgüte üye olmakla suçlanıyorum. Erzincan'da fason bir Ergenekon örgütü oluşturulmak istenmektedir. Ben daha önce Ergenekon diye bir örgüt var sayardım. Ama bana yapılanları gördükten sonra dedim ki demek o insanlarda benim gibi suçsuz. Böyle bir örgüt yok" dedi.

"Benim 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ile bir kare fotoğrafım belgelensin tüm suçlamaları kabul edeceğim" diyen Ergut, "Bana atılı suçlamalar maddi delillerden uzaktır. Gizli tanık ifadelerine dayalı suçlamalar var. Gizli tanıkların ifade tutanaklarında tarihler bulunmuyor. Bu şahısların ifadelerinin alındığı tarihlerin belirlenmesini istiyorum" lşeklinde konuştu.

"BENİM KIZ KARDEŞİM DE TÜRBANLI"

Yine ajandasında Akyazı Sağlık Ocağı'nda bir hemşirenin türbanlı olduğuna dair notun bulunduğunun öne sürüldüğünü belirten Ergut, "Benim kız kardeşim de türbanlı. Annem de türbanlı. Ailemin yüzde 90'ı türbanlı. Bu iddia tamamen yalan. Böyle bir şeyi asla yapmam. Gerekirse istifa ederim ama asla böyle bir şeyi yapmam" diye konuştu.

Tutuklu sanık Astsubay Esirger: "Hayalden ibaret"

Davada, Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay'ın hakkındaki suçlamaları ve haklarını hatırlattığı tutuklu sanıklardan Astsubay Orhan Esirger'den savunmasını istedi.

Savunmasına başlayan Esirger, iddianamede hakkında Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak, kişilerin dini görüşleri, etnik kökenleri gibi kişisel bilgileri kaydetmekle suçlandığını belirterek, bu suçlamalarını kabul etmediğini söyledi.

Soruşturma safhasında yapılan aramalarda bilgisayarında ele geçirilen argümanların birçoğunun emniyet ve MİT'te de bulunduğunu savunan Esirger, "Benden hiç kimse örgüt üyesi olmamı istemedi. Ne de bu örgütten bana hiçbir şey bahsedilmedi. Suç delili olarak öne sürülen argümanlar bana ait değildir. Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmakla yargılananlarla hiçbir şekilde irtibatım yoktur. Bu dava dosyasına bakıldığında da anlaşılacaktır" dedi.

Tutuklu sanık Astsubay Esirger, 20 Temmuz 2009'da Erzincan'da göreve başladığını ancak iş yerindeki yapılan aramalarda ele geçirilen bazı klasörlerin oluşturulma tarihinin çok daha eski bir tarih olduğunu öne sürerek, "İş yerimdeki bilgisayarımdan ele geçirilen 183 nolu CD, Ablalar Abiler isimli klasör, Fethullah Gülen ile irtibatlı esnaf isimli klasörlerin oluşturulduğu bilgisayarların isimlerinin belirsiz olması bu belgelerin düzmece olduğunu gösteriyor. Ben hiçbir şekilde kişilerin dini görüşleri, etnik kökenleri ve kişisel belgeleri hazırlamadım. İsmail Ağa isimli belgede ile birlikte öğrenci listesi ben cezaevindeyken hazırlandığı ve bu belgenin de düzmece olduğu anlaşılmaktadır" ifadesini kullandı.

Erzincan'daki Çatalarmut Barajı'na bırakılan mühimmatla ilgili de konuşan Astsubay Esirger, "İddianamede, Çatalarmut'a mühimmat atıp bunu emniyete yıkmaya çalıştığımız belirtilmekte ve bunun içinde yalancı bir tanık bulmaya çalıştığımız iddia edilmektedir. Bunlar hayalden ibarettir, hiçbirini kabul etmiyorum" diye konuştu.

Gizli tanık X'in beyanlarının da gerçeği yansıtmadığını savunan Esirger, gizli tanık X ile hiçbir şekilde özel bir görüşme yapmadığını söyledi.

Astsubay Esirger, "Bilgisayarımdan ele geçirilen belgelerin düzmece olduğu sadece şoförlük yaptığım bir görevden dolayı örgüt üyeliğiyle suçlanmış olmam ve bunun hiçbir delilinin olmaması yüzünden aylardır özgürlüğümden, çoluğumdan, çocuğumdan ayrı kaldım. Habur Sınır Kapısı'ndan girenler davul zurnayla karşılanırken bu vatanın bölünmez bütünlüğü için görev yaparken çıkan çatışmalarda yaralanan ben burada yargılanıyorum. Girdiğim çatışmalarda kanımı akıttım, yine aynı şekilde kanımı akıtabilirim. Hakkımdaki suçlamalarımı kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum" dedi.

ŞENOL BOZKURT: "BÖYLE İFTİRA OLUR MU?"

Davada tutuklu sanıklardan Astsubay Şenol Bozkurt da savunmasını tamamladı.

Astsubay Şenol Bozkurt, savunmasında yıllarca dağlarda teröristlerce çarpışmış biri olarak, bugün mahkemede bir terör örgütü mensubu sıfatıyla bulunmaktan zül duyduğunu söyledi.

Bozkurt, gizli tanıkların beyan ettiği gibi bir istihbarat görevlisi olmadığını belirterek, "Ben sıradan bir karargah görevlisiyim. Gizli tanıklar Efe ve Munzur'un dediği gibi bir istihbarat elemanı değilim. Yasa dışı telefon dinlemesi yaptığım iddiası da yalandır. Örgüt üyesi değilim. Hayatım boyunca da hiçbir örgüte üye olmadım. Hakkımda tamamen uydurma ve somut delillerle sabit olmayan iddialar bulunuyor. Tamamen iftiralara maruz kaldım" dedi.

İddianamede gizli tanık "Efe" olarak geçen kişinin artık İliç Savcısı Bayram Bozkurt olduğunun herkes tarafından bilindiğini belirten Şenol Bozkurt, savcı Bozkurt'un da kendisinin arkadaşı olduğunu bildirdi.

Bozkurt, insanın düşmanının bile atmayacağı iftiralara maruz kaldığını belirterek, şunları kaydetti: "22 yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyim. Şerefli bir astsubayım. Ben bu iddianamede sapık, kadınları pazarlayan birisi olarak gösteriliyorum. Şerefim, haysiyetim ve onurum ayaklar altında. Örgütün ekonomisti olarak gösteriliyorum. Burası önemli değil, ben asıl buradan çıktıktan sonra ailemin ve toplumun huzurunda hesap vereceğim. Bu iftiraları atanlar hakkında davacıyım. Gizli tanık 'Efe' denilen milli kahramanımızın attığı iftiralardan dolayı dört aydır içerdeyim. Sözde ben örgüte Van'dan silah temin etmeye çalışan birisiymişim. Böyle iftira olur mu?"

Bozkurt, Başsavcı Cihaner ile de ortak hareket ettiği yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatarak, "Ben Başsavcı Cihaner ile bu iddianame vesilesiyle tanıştım. Kendisiyle daha önce bir tanışıklığım yoktur" diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, savunmanın ardından çapraz sorguya geçmek istedi. Ancak Astsubay Bozkurt, var olan paralel bir soruşturma bulunduğunu ve bu nedenle şu aşamada çapraz sorgu yapılmasını uygun görmediğini kaydetti.

Bozkurt'un avukatı Hüseyin Özarslan ise müvekkilinin tutuklu kaldığı süre, sağlık durumu ve sabit ikametgah sahibi olmasını gerekçe göstererek tahliye talebinde bulundu.

Ardından Mahkeme Başkanı Karatay, duruşmaya 15 dakika ara verdiğini açıkladı.