Ergenekon davası ile 85 yıl önce görülen İzmir Suikasti Davası arasında müthiş benzerlikler
Abone olİNTERNETHABER.COM- Akşam'da yakın siyasi geçmişteki olayları irdeleyen Gökhan Hacır, 1926'da görülen İzmir Suikasti Davası ile günümüzdeki Ergenekon arasında müthiş benzerlikler kurdu.
Şimdi söz Gökhan Hacır'da:
Gelin o halde 'Atatürk'e Suikast' davasına bir uzanalım. Bakın bugünle nasıl benzerlikler var. Atatürk 1926 Haziran'ında İzmir'e bir gezi yapacaktı. Balıkesir üzerinden gelecekti. Ancak Balıkesir'deyken gelen ihbar, geziyi iptal ettirdi. İhbarcı kaçakçı Giritli Şevki'ydi. Paşa'ya İzmir'de suikast planlanmıştı. Planlayanların isimlerini verdi. Hemen operasyon düzenlendi. Başta Ziya Hurşit, suikasta hazırlanan zanlılar yakalandı. Yani Ümraniye'deki bir gecekonduda bulunan bombalar...
Ama dava sadece suikast zanlılarının yargılandığı bir dava olmaktan çıktı. Yeni kurulan rejimi kabullenmek istemeyen Cumhuriyet muhaliflerini mahkum etmeyi amaçlayan bir yargılamaya dönüştü.
Soruşturma giderek büyüdü ve paşalara kadar uzandı. Hem de milli mücadelenin kudretli paşalarına kadar... Kazım Karabekir, Ali Fuat, Mersinli Cemal, Cafer Tayyar, Refet Bele.
İTİRAF EDEN İKİ KİŞİ
Suçunu itiraf eden sadece iki kişiydi. Sarı Efe Edip ve Ziya Hurşit, ifadelerinde Atatürk'ü öldürme niyetinde olduklarını itiraf etmişlerdi. Peki ya diğerleri? Çoğu neyle suçlandıklarını dahi bilmiyorlardı. Ünlü ittihatçıların hepsi sanık sandalyesine oturtuldu. Dr. Nazım, Maliyeci Cavid, Kara Vasıf, Ayıcı Arif, İsmail Canbulad.
Soruşturmada en temel 2 soru vardı:
1- Hükümeti ortadan kaldırmayı düşündünüz mü?
2- İttihat Terakki'yi halen yaşatıyor musunuz? Hemen bütün sanıklar 'muhalefet imkanı yok ki nasıl kaldıralım?' şeklinde cevap verdi. Niye toplandınız, kaç kere toplandınız, toplantıda kimler vardı? Sorular hep böyleydi. Ergenekon davasında da böyle değil mi?
ÇOPUR HİLMİ'NİN İSYANI
Ama şunu da teslim edelim. İttihatçıların hemen hepsi Atatürk'e karşıydı. Mecliste muhalefet girişiminde bulunmuşlar ama orası tıkanmıştı. Suikast girişiminin tanıklarından Çopur Hilmi kararı nasıl aldıklarını şöyle anlatıyor: 'Musul'u verdiğimiz gün, Gazi Büyükada açıklarında Gülcemal vapurunda eğlence düzenlemişti. Bu çok ağırımıza gitti. Hem en kıymetli toprağımızı veriyoruz bir de üstüne eğlence!..' İş o kadar dallanıp budaklandı ki İsmet Paşa'nın da suikastın içinde olduğu konuşuldu. Hatta hakkında yakalama emri çıkartıldı. Ankara emniyetine gözaltı emri iletildi. İsmet Paşa apar topar ama gizlice İzmir'e gitti. İsmini listeden çıkarttı. Unutmadan hatırlatayım. İsmet İnönü o sıralarda başbakandı!