Yalçın Pekşen, eskilerden kalma gazetecilerden bahsetti. Pekşen, özellikle Refik Erduran'ın üzerinde durdu. Usta gazetecinin tüm marifetlerini yazdı.
Abone ol Yalçın Pekşen, başlıklı yazısında usta gazeteci Refik Erduran'ın son kitabını tanıttı. Kitap, Erduran'ın yaşam öyküsünü anlatıyordu. İşte ustanın dolu dolu geçen yaşamının kısa özeti.Yazı : Yalçın Pekşen
Kaynak :
Bizim kuşak için (50 kuşağı) Babıtelli'de şöyle göğsümüzü gere gere 'ağabey' diyebileceğimiz kaç kişi kaldı?
Saymaya iki elin parmakları fazla gelir: Çetin Altan, İlhan Selçuk, Hasan Pulur, Oktay Ekşi, Oktay Akbal... Artık gazetelerde yazmasa bile bir de Refik Erduran.
Erduran'ın tiyatro yazarlığındaki ünü bir başka alemdir ama gazete yazarlığında da bir ara öyle popüler olmuştu ki, 70'li yıllarda bir gün kendisini yolda yürürken gördüğümde, yeryüzüne inmiş Tanrı'yı görmüşçesine büyülenmiş ve peşine takılıp izlemiştim.
Sonra çekildi gazete yazarlığından. Bir ara televizyonda göründü, yine kayboldu. Bir-iki tuhaf olayla gündeme gelip, yeniden kayboldu.
Son günlerde sanki geç kalmışçasına arka arkaya romanlar yayınlıyordu. Derken asıl sürprizini yaptı: Kendi yaşam öyküsü...
'80'e merdiven dayamış bir durumda' yaşadıklarını anlatıyor: 'İblisler, Azizlar, Kadınlar' adlı kitabında (Dünya Kitapları, Nisan 2004). Alt başlık: 'Bir Tuhaf Adamın Anıları..'
Refik Erduran bize tuhaf gelen bir adam.
İşte toplumumuza tuhaf gelen çılgınlıklarından bazıları:
Nazım Hikmet'i, bir komünistle yan yana görünmenin bile tehlikeli olduğu dönemde, deniz motoruyla Karadeniz'e çıkarıp Rusya'ya kaçırıyor.
Bu olaydan kimseye söz etmiyor. Olay şairin ölümünden sonra başkaları tarafından açıklanıyor.
* * *
Başlattığı yayıncılık girişimi Türkiyenin ilk çok satan kitap serüveni: Çağlayan Yayınları. Parlak bir başarının ardından, elindeki avucundakini de götüren bir iflası yaşıyor.
Filmciliğe hızlı bir giriş ve aynı hızla sermayeyi yeniden kediye yükleyip çıkış. ABD'de gazetecilik, Hollywood'da tatlı yaşamın ardından, Bosna'da İslam mücahitleri ile Sırplar'a karşı direniş.
Bu arada 4 evlilik, 3 boşanma, bazıları Amerikan show dünyasından olmak üzere sayısız güzel kadınla macera, son evliliğini üvey kızıyla yapması... Viagra'nın piyasaya ilk çıktığı günlerde deneyip bir gazetede tefrika etmesi.
Bir yandan da 36 tiyatro oyunu ile 6 roman yazması...
* * *
Asıl önemlisi ancak gerçek yazarların tutturduğu tadına doyulmaz üslup, durumunu hazmetmiş sanatçıların ulaşabildiği inanılmaz alçakgönüllülük, usta yazarların başarabildiği, insanın iç dünyasını okura ulaştırma gücü.
Erduran'da yok yok.
'İblisler, Azizler, Kadınlar' aynı zamanda Cumhuriyet'le yaşıt yazarının gözünden bir Türkiye Cumhuriyeti panaroması...
Kişisel bir öykü anlatırmış gibi görünürken, ülkenin nereden nereye gittiğini ve neden hala hak ettiği yere gelemediğini de gözler önüne sermecesine.