Yazar Abdülkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çankaya Köşkü'ne taşınıp taşınmayacağını yazdı.
Abone olYeni Şafak si yazarı Abdülkadi Selvi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Çankaya Köşkü'nü kulllanmayı düşünmediği izlenimini edindiğini yazdı. Erdoğan, yeni inşa edilen başbakanlık binasında çalışmak istiyor.
Yazara göre hülasa eski Türkiye'nin 'Son Kale'sinin kapısına kilit vurulacak ve eski Türkiye'ye dair ne varsa orada kalacak..
Koşan koşturan, terleyen bir cumhurbaşkanlığı profili çizen Erdoğan'ın ajandasında Çankaya Köşkü yer almadığı fikri ağır basıyor. Hükümete yakın isimlerden yazar Abdülkadir Selvi, Erdoğan ile görüşmesinden sonra konuyla ilgili edindiği izlenimleri köşesinde aktardı.
Selvi, 'Yeni binayı mı Çankaya'yı mı kullanacaksınız' sorusuna Erdoğan'ın verdiği 'Şimdi inşallah bu konuyu yeni başbakanımızla beraber, genel başkanımızla beraber bunların değerlendirmesini yapacağız. Ona göre nihai kararı vereceğiz' cevabını okurlarıyla paylaştı.
Çankaya'nın eski Türkiye'yi çağrıştırdığını ve rejimini son kalesi olarak görüldünü belirten Selvi, "Eğer yeni Başbakan'la görüş birliği sağlarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çankaya Köşkü'nü kullanmayı düşünmediği izlenimi edindim" diye yazdı.
İNTİHAR ETTİĞİ İDDİA EDİLEN FİKRİYE HANIMIN GİZEMİ
Erdoğan'ın yeni başbakanlık binasına geçmesi durumunda Çankaya'da ne kalacağını yazan Selvi, Atatürk dönemi ve sonrasında yaşananlara ince göndermeler yaptı. İşte o yazıdan bir bölüm:
"Çankaya'dan taşınması istendiğinde Atatürk'e olan aşkından intihar ettiği iddia edilen Fikriye Hanım'ın gizemi kalacak.
Demokrasi şehidimiz Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey'in Köşk'ün yakınında bulunan naaşı, onun katili Topal Osman'ın, Papazın Bağı'nda kıstırılıp öldürülmesi kalacak.
Çankaya'nın çilingir sofraları, o sofralarda kurulan hükümetler, çizilen Dersim Planları, Türklüğü tespit uğruna ölçüsü alınan kafatasları ve meşhur İnönü-Atatürk kavgası kalacak.
DEVLET İÇKİ SOFRALARINDAN YÖNETİLEMEZ
'Leydi'nin topuk sesleri'nin henüz icat edilmediği dönemlerden Latife Hanım'ın, Çankaya Sofrası'ndakileri huzursuz eden ünlü topuk sesleri kalacak.
27 Mayıs Darbesi'nde kendini teslim almaya kalkışanlara karşı direnen, silahını çekip alnına götüren Cumhurbaşkanı Celal Bayar kalacak.
Cemal Gürsel ve İnönü toplantı halindeyken etraflarını kuşatıp daha sonra kabineyi serbest bırakmanın bedelini darağacında ödeyen Talat Aydemir kalacak.
Genelkurmay Başkanı Cemal Tural'ı emekliye sevk etmek istediğinde Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın, 'Bir gün sonra yapsak olur mu?' sözlerine karşılık Demirel'in, '1 gün beklersek o bizi torbaya doldurur' sözü kalacak.
27 Mayıs sonrası Kayseri Cezaevi'ndeki eşini ziyarete giderken trende can veren Reşide Bayar'ın hatıraları kalacak.
Şehit Başbakan Adnan Menderes'in eşi Berin Menderes'in, eşini idamdan kurtarmak için çırpınışları kalacak.
28 Şubat'ın MGK'ları gibi.
Hülasa eski Türkiye'nin 'Son Kale' sinin kapısına kilit vurulacak ve eski Türkiye'ye dair ne varsa orada kalacak.
İbretlik bir müze gibi.
Kenan Evren'i, Süleyman Demirel'i ve Ahmet Necdet Sezer'i ile birlikte.."