Erdoğan'ın 'tülbent' sorusuna yanıt geldi

Siirt'te 4 genç kızın öldüğü saldırının ardından, 'Şimdi tülbentlerinizi nereye sereceksiniz' diyen Erdoğan'a Kürt annelerinden yanıt gecikmedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın New York dönüşünde Siirt'te PKK'nın öldürdüğü 4 genç kızın öldürülmesini değerlendirirken, "Başındaki tülbenti ortaya koyan Kürt annesi kardeşlerime sesleniyorum. Şimdi bu tülbentlerinizi nereye sereceksiniz? şeklindeki sözlerine Van Barış Anneleri İnsitarifi'nden yanıt geldi.

'Hem Kürt hem Türk anneleri adına serdik'

Van'lı 23 kadının bir araya gelerek oluşturduğu İnsiyatifin sözcülerinden Şirin Abi, şunları söyledi: "Biz tülbentlerimizi yere sererek verdiğimiz tepkiyi hem Kürt hem de Türk anneleri için yaptık. Evet biz gerillalar için o tepkiyi verdik ama ikinci kez de Silvan şehitleri için serdik tülbentlerimizi. Onlar için de tülbentlerimizi şehit oldukları yere serdik, hiçbirini ayrı tutmadık. Biz hangi taraf olursa olsun "artık yeter" demek istedik. Şehit olan polise de, askere de, gerillaya da ağlıyoruz. Bizim için farketmez. Bundan dolayı Siirt'te ölen 4 genç kız için de yüreğimiz yandı. Gerekirse onlar için de gider tülbentlerimizi serecek yer buluruz"

'Savaşta hem asker hem gerilla annesi oldum'

Abi, şöyle devam etti: Başbakanın ne söylediklerini televizyon başında oturdum dinledim. Başbakan bize "Bu kızlar için de aynı şeyi yapacak mısınız" demek istedi. "Sayın Başbakanım o kızlar için de aynı şeyi yaparız". Ben 2 evladımdan birini dağda kaybettim. 13 yaşındaydı dağa gitti, 1 yıl sonra öldüğü haberini aldım. Şimdi 20 yaşındaki oğlumu da askere göndermeye hazırlanıyorum. Bu kanlı savaş beni hem asker hem gerilla annesi yaptı. Ben rüyalarımda artık cesetler, tabutlar görüyorum. Sizin yüeğiniz yanmadı, sizin ocağınıza ateş düşmedi. Artık aklımız da kalmadı. 4 yıl boyunca Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanlığa gittik. Randevularımız kabul edilmedi, küçük görüldük, dikkate alınmadık. Keşke bize asker anneleri de çağrı yapsa. El ele verip çıksak Başbakan'ın huzuruna. Sayın Başbakanım, Sayın Cumhurbaşkanım ve Genelkurmay Başkanım bu savaşı beraber bitirelim. Lütfen bizi kabul edin"