BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,85
ALTIN 2.970,08
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ın sözleri kadınları ayaklandırdı

Başbakan'ın kürtajla ilgili yaptığı açıklamaları bir grup kadın, AK Parti İstanbul İl Binası önünde protesto etti

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kürtajla ilgili yaptığı açıklamalarına bir grup kadın, AK Parti İstanbul İl Binası önünde düzenlediği eylemle protesto etti. Ellerindeki dövizleri bina önüne bırakmak isteyen grupla polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.

Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) üyesi kadınlardan oluşan 30 kişilik grup, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kürtaj’ açıklamasını protesto etmek için Beyoğlu Sütlüce’deki AK Parti İstanbul İl Başkanlığı binası önünde geldi. Grup, "Başbakan değil cinsbakan elini kadın bedeninden çek" pankartı ve "İster doğurur ister aldırırım sanane?", "İnsanlığını kaç kürtajla aldırdın", "Kadın düşmanı Recep Tayyip Erdoğan" dövizler taşıdı. Grup sık sık "Kürtaj değil Uludere katliam", "Bana bak Başbakan, sabrımızı taşırma. Kendin yat kuluçkaya, bir Türkçük, iki Türkçük üç Türkçük doğurmaya" sloganlarI attı.

aaa.jpg

Grup daha sonra basın açıklamasının öncesinde taşıdıkları pankart ve dövizleri il binası önüne bırakmak istediler. Ancak emniyet yetkilileri buna izin vermeyeceklerini söyledi. Emniyet yetkilileriyle tartışan bazı kadınlar barikatların kaldırılmasını istediler. Bu sırada bazı kadınların bariyerleri tekmelemeye başlaması üzerine iki taraf arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Bazı kadınlar bariyerleri yıkarken bazıları ise taşıdıkları dövizleri polise attı.

4 HAFTAYA İNDİRMEK FİİLEN YASAKLAMAK ANLAMINA GELİYOR

Yaşanan gerginliğin ardından polis, grubun birinci bariyeri aşarak ikinci bariyer önünde açıklama yapmasına izin verdi. Grup adına basın açıklamasını Eylem Karaca okudu. Kürtajın 4 haftaya indirilmek istenmesinin fiilen yasaklanma anlamına geldiğini söyleyen Karaca, "Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya genelinde her yıl 68 bin kadın sağlıksız kürtaj nedeniyle ölüyor. Kürtajı yasaklamak demek kadın ölümlerini artırmak anlamına geliyor. Başbakan hükümetinin 10 yıllık iktidarı boyunca önlemek için kılını bile kıpırdatmadığı iş cinayetlerinde ölecek ucuz işçilere, savaşlara sürülecek askerlere sahip olmak adına hükümetinin önünü almadığı kadın cinayetlerine kürtaj yasasıyla yenilerini eklemek peşinde. ‘Sezaryenle doğuma karşıyım. Kürtaj cinayettir’ diyen başbakan lafı güzaf ediyor. Bir erkeğin başbakanlık yetkisini kullanarak kadın bedeni üzerine bu kadar laf etmesine tam da lafı güzaf yani boş laf denir. Başbakan kaç çocuk doğuracağımıza, doğurma yöntemimize karıştığı, doğurmak istemediğimizde zorla doğurtmaya kalktığı için tüm kadınlara şiddet uygulamaktadır. Buradan savcılara duyurulur; 3 çocuk değil ücretsiz kreş istiyoruz. 4 haftalık kürtaj sınırlaması fiili yasaktır" dedi.

Grup, yapılan basın açıklamasının ardından taşıdıkları döviz ve pankartı yere bıraktıktan sonra dağıldı.

MİMAR VE MÜHENDİS KADINLARDAN KÜRTAJ EYLEMİ

HABERİ DİĞER SAYFADA[PAGE]

Ankara’da mimar ve mühendis kadınlar, kürtaj eylemi yaparak AK Parti İl Başkanlığı’na yürüdü. ’Kürtaj haktır bedenimiz bizimdir’ pankartı açan mimar ve mühendis kadınlara, erkeklerde destek verdi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyesi bir grup kadın, Kacatepe Kültür Merkezi’nin önünde toplanarak ’Kürtaj haktır bedenimiz bizimdir’ pankartı açarak AK Parti Ankara İl Başkanlığı’na yürüdü. ’Devlet elini bedenimizden çek’, ’Kürtaj haktır tartışılamaz’ ve ’Jinekolog başbakan’ sloganları atarak il başkanlığına kadar yürüyen kadınlar, burada polis barikatıyla durduruldu. Çok sayıda erkekte ellerinde dövizlerle kadınlara destek verdi.

"KADINLARI İSTEMEDİKLERİ DOĞUMLARA ZORLAMAK CİNAYETTİR"

Polis barikatı önünde basın açıklaması yapan eylemci kadınlar adına konuşan Jale Alel, kadınlar olarak çocuk doğurup doğurmayacaklarına başbakanın değil kendilerinin karar verdiğini belirterek şunları söyledi:

"Kürtaj haktır, asgari sağlık koşullarına sahip olmayan merdiven altlarında yapılan kürtaj cinayettir, kadınları bilerek, isteyerek ölüme göndermektir’ diyoruz. Kadınları istemedikleri doğumlara zorlamak cinayettir. Türkiye’de kürtaja sınırlı serbestlik getiren 1983 yılına kadar pek çok kadın, istemedikleri gebeliklerden kurtulmaya çalışırken yaşamlarını yitirdiler. 2012 yılında dünyada 73 ülkede kürtaj serbest, 68 ülkede ise, yasak. Kürtajın yasak olduğu ülkelerin büyük bölümü Güney Amerika, Güneydoğu Asya ve Afrika’da bulunuyor."

Kadınlar olarak kürtaj hakkını kadınların kendi bedenleri, doğurganlıkları üzerinde söz sahibi olmasının ayrılmaz bir parçası olarak gördüklerini vurgulayan Alel, şöyle dedi:

"Kürtaj hakkını sosyal haklar içinde değerlendiriyor tüm kadınlar için özgür, ücretsiz, ulaşabilir, sağlıklı yasal kürtaj hakkı istiyoruz. Kürtaj haktır, kürtaj yasağı daha fazla ’kadın cinayeti’ demektir."

TÜRK EBELER DERNEĞİ BAŞKANI KARAHAN: KÜRTAJA DA YASAKLANMASINA DA KARŞIYIZ

TÜRK Ebeler Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan, dernek olarak kürtaja da yasaklanmasına da karşı olduklarını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Karahan, "Çok çelişkili görünüyor biliyorum ama hiç çelişki yok aslında. Şöyle ki; hiçbir kadın bedeninde yarattığı tüm fiziksel ve psikolojik travmaları bilerek kürtaj olmak istemez. O yüzden de, kürtaj aşamasına gelmeden eğitilerek bu travmatik olayı yaşamaması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Türk Ebeler Derneği, Karabük’ün Safranbolu İlçesi’nde bulunan Safranbolu Park Otel’de, Doğuma Hazırlık Kursu’nda ebelere eğitim veriyor. Eğitimlere katılan Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Sezaryen doğum oranlarının azaltılması için ebeliğin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Karahan, "Her şey yolundaysa, eğer gebelikte anne ya da bebekte herhangi bir sıkıntılı durum, herhangi bir risk yoksa, kadının yeterince eğitildiği takdirde doğal doğuracağını düşünüyoruz. Bu noktada ebelere çok ciddi roller, görevler düştüğünü düşünüyoruz. Eğer sezaryen doğum oranlarını azaltmak istiyorsak gerçekten ebeliği güçlendirmek ve normal yolunda giden gebeliklerin izlenimini, normal doğumların sorumluluğunu ebeye bırakmak gerekiyor. Ama o ebe aynı zamanda o kadar iyi, sağlam yetişmiş bir ebe olacak ki en ufak bir risk saptadığında hekime yönlendirerek anne hayatını kurtarmada da çok önemli bir rol oynayacak" diye konuştu.

KADINLAR EĞİTİLMELİ

Kadının kürtaj konusunda eğitilmesi gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan, "Ben bunun kürtaj olarak konuşulmasına çok sıcak bakmıyorum. Çünkü istenmeyen gebelik sorunu olarak bakmak ve olay kürtaja gelmeden sorunu çözmek için bir takım önlemler almak gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada da yine ebelik bakımının son derece önemli olduğu görüşündeyim. Şöyle bir şey söylüyorum: Çok çelişkili görünüyor biliyorum ama hiç çelişki yok aslında. Biz Ebeler Derneği olarak kürtaja karşıyız. Ama kürtajın yasaklanmasına da karşıyız. Şöyle ki; hiçbir kadın bedeninde yarattığı tüm fiziksel ve psikolojik travmaları bilerek kürtaj olmak istemez. O yüzden de, kürtaj aşamasına gelmeden desteklenerek, eğitilerek bu travmatik olayı yaşamaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada biz ebeler, ’Bu eğitimler için varız, biraz daha güçlendirilmeliyiz’ diyoruz" dedi.

YASAK, İSTENMEYEN GEBELİK SORUNUNU ÇÖZMEZ

Yrd. Doç. Dr. Karahan kürtajın yasaklanması durumunda çocuk aldırmak isteyen anne adaylarının tehlikeyle karşı karşıya kalabileceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Kürtajı yasakladığınızda istenmeyen gebelik sorununu çözmemiş olacaksınız. Bu durumda anne bir şekilde bu istemediği gebelikten kurtulmak için ya merdiven altı dediğimiz ya da belki kasap diye tabir ettiğimiz insanların eline düşecek. Ya da kendi ilkel yöntemleriyle süpürge sapından, tavuk kanadına kadar bu gebelikten kurtulmaya çalışacak. Bütün bunlar da anne ölümlerini arttıracak. Öte yandan bir miktar parası olan kadınlar bu işi yaptırmak için yanı başımızdaki giriş ve çıkışı çok kolay olan Kıbrıs’a kaçacak. Ama parası olmayan, belki 7’nci, 8’inci çocuğunu doğurmak istemeyen kadınlarımız belki de kullandıkları bu ilkel yöntemlerle yaşamlarından olabilecekler ve ailelerin dağılma ihtimali söz konusu olabilecek. O yüzden ben diyorum ki gerçekten bu konuda kadının eğitilmesi, bilinçlendirilmesi ve güçlendirilmesi şart. Kürtaja kadar gelmeden meseleyi çözmek adına doğru adımlar atılabilirse, kürtaj gündemimizi oluşturmayacak konu olarak devam edecek."

KESK ÜYESİ KADINLARDAN KÜRTAJ PROTESTOSU

HABERİ DİĞER SAYAFADA

[PAGE]

Edirne’de hükümetin kürtajla ilgili açıklamalarını protesto eden KESK üyesi kadınlar, Saraçlar Caddesi’nde slogan atarak eylem yaptı. Kırklareli’nin Lüleburgaz İlçesi’nden kentin tarihi yerlerini gezmek için Edirne’ye gelen ilköğretim öğrencileri de kürtaj eylemini izleyerek alkışlarla destek verdi.

KESK Edirne Şubesi’ne bağlı Kadın Komisyonu üyeleri, hükümetin kürtaj ve sezaryen konusundaki açıklamalarını protesto etmek için trafiğe kapalı olan Saraçlar Caddesi’nde bir araya geldi. Yaklaşık 30 kadının katıldığı eylemde, dövizler açarak sloganlar atan grup adına konuşan Neşe Kandeğer, kürtajın istenmeyen bebeklerin tıbbi olmayan yollarla düşürülmesini engelleyen, anne ölümlerini azaltmada büyük etkisi olan bir yöntem olduğunu ifade etti. Kandeğer, şunları söyledi:

"Kürtaj hakkında karar verecek olan, kadının doğurganlığı üzerine söz sahibi olan erkek, devlet değil, kadınının kendisidir. Sezaryen ise tıp insanlarının anne- bebek sağlığı açısından değerlendireceği bir doğum yöntemidir. Biz kadınlar, kadınların bedeninin, yaşamının zapturapt altına alınmasına itiraz ediyor, kadınların bedeninin sadece kadınlara ait olduğunun tartışılmayacağının altını çiziyoruz. Kadınların sokak ortasında katledilmesini seyreden, kendi dini referans ve yaşam tarzını topluma faşizanca dayatan zihniyetin kürtajı, sezaryeni cinayetle eşleştiren yaklaşımı kınıyoruz."

Eylem yapan kadınlar, ellerinde ’Rahim benim, hayat benim, karar benim’, ’Kadın cinayetleri politiktir’ yazılı dövizler taşıdı.

EYLEMİ ÖĞRENCİLER DE İZLEDİ

Kadınların eylemi sırasında Kırklareli’nin Lüleburgaz İlçesi’ne bağlı Büyükkarıştıran Beldesi İlköğretim Okulu 5/A öğrencileri de başlarında sınıf öğretmenleri Güler Demir ile birlikte caddeye geldi. Edirne’nin tarihi alanlarını gezmek için kente gelen yaklaşık 20 öğrenci de eylemi izleyerek alkışlarla destek verdi. Öğretmen Demir, daha sonra öğrencilerini de alarak eylem yapan grubun arasından ayrıldı.