BIST 9.675
DOLAR 35,22
EURO 36,72
ALTIN 2.964,03
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'ın sözleri Akar'ı duygulandırdı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit ve gazi yakınlarıyla Beştepe'de düzenlenen iftar programında bir araya geldi. Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadelesinin sıradan bir mücadele olmadığını, beka mücadelesi olduğunu söyledi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de şehit ve gazi yakınlarıyla bir araya geldi. Erdoğan'ın gazetelere fotoğrafı yansıyan Binbaşı Necmettin'i anlattığı sözleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı duygulandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit aileleri ve gazilarle iftar programında konuştu. Terör örgütünün saldırılarına değinen Erdoğan, Müslüman olsalar Ramazan günü kan dökmezler diyerek, insanlık dışı eylekleri yapan teröristlerin lanetle anılacağını kaydetti.

Konuşmasında Türkiye'yi terörle terbiye edeceklerini düşünenlerin yanıldıklarını söyleyen Erdoğan, teröre karşı verilen mücadelenin sıradan bir mücadele olmadığını söyleyerek "Bu mücadele milletimiz ve devletimiz için bir beka mücadelesidir" diye konuştu.

HAÇLI SEFERİ BENZETMESİ

İstanbul'u işgal etme özlemiyle gelenlerin bugün de terör örgütünü maşa olarak kullandığını söyleyen Erdoğan, bu yapıların haçlı seferlerinde yarım kalan hayallerini terörle tamamlamak istediklerini kaydetti. Erdoğan bugüne kadar terör örgütüne yönelik operasyonlarda 7 bin 600 teröristin etkisiz hale getirildiğini söyledi.

O SÖZLER GENELKURMAY BAŞKANI'NI DUYGULANDIRDI

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının bir bölümünde Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar'ı duygulandırdı.

İşte o konuşma:

"Yüzbaşı Halil Özdemir, 27 Mart'ta Nusaybin'de şehit olmadan birkaç gün önce teröristlerle çıkan çatışmada ayağından yaralanır, tedavisinin ardından doktor kendisine istirahat raporu verir. Yüzbaşı Özdemir, raporu kabul etmeyerek, doktora, 'Biraz evvel kardeşlerimi şehit verdim, istirahat bana haramdır, lütfen raporumu iptal edin' diyerek rica eder. Doktorun 'Bu halde sizi raporsuz gönderemem' sözü üzerine hastaneden ayrılan yüzbaşımız, durumunu soran komutanlarına, 'Çok iyiyim, küçük bir demir parçasıydı, hemen çıkardılar, pansuman yaptılar' diyerek cevap verir. Ertesi sabah da pansumanlı ayağına bir numara büyük bot giyip, erkenden bölüğünün başına geçer. 3 gün boyunca ayağının acısından gözleri yaşararak mücadele eder ve sonunda şehadet şerbetini içer. Anadolu'yu bize vatan kılan ruh işte budur.

İki gün önce Genelkurmay başkanı ile bir aradaydık. Gazetelerde bir resim çıkmıştı, Binbaşı Necmettin üşüyen yavruyu, kendi avuçlarından o ruhundan gelen sıcak buharla onu ısıtmaya çalışıyordu ve ondan bir müddet sonra gözlerinden yaralandı, GATA'ya getirdiler. GATA'da kendisiyle komutanımız bir görüşme yaptı. Kendisine 'hadi kırsala' deyince de 'emriniz olur, komutanım' dedi. Bana bunu anlatınca 'Telefon var mı komutanım' dedim, 'Hemen bağlayalım' dedi. Ben de kendisini telefonla aradım, yarın da inşallah ziyaretine gideceğim. Muhabbetimizi yaptık, 'Bak dedim, komutanımız şu anda yanımda, seni kırsala bekliyor' dedim. 'Emri olur' dedi. İşte şehadete iman, şehadete koşmak budur. Çanakkale'de yedi düvele karşı koyan inanç işte budur."