BIST 9.233
DOLAR 34,50
EURO 36,63
ALTIN 2.920,14
HABER /  POLİTİKA

Erdoğanın şifresi çözüldü

Erdoğan'ın dünkü konuşması son üç yılın en önemli çıkışı olarak değerlendirdi. İşte Erdoğan'ın şifresi.

Abone ol

Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP grubundaki konuşması, yaklaşık üç yıldır sürdürdüğü başbakanlık görevinde yaptığı en önemli çıkışlardan biri olarak görülebilir. Erdoğan'ın bu konuşması muhtemelen uzun yıllar siyasi niyetlerinin okunması açısından önemli bir referans belgesi olarak görülecek. Bir anlamda "Demokrasi bizim için araçtır" şeklindeki sözleri gibi literatüre geçecek bir konuşma söz konusu. Erdoğan'ın dünkü çıkışının şifreleri çözüldüğünde şu noktalar öne çıkıyor:

PEKİ EGEMENLİK KİMDE?
Başbakan'ın "O Türkiye'de (...) egemenlik duvarda değil, kayıtsız şartsız milletin kendisinde olacak" sözleri, öncelikle TBMM mimarisi açısından bir anımsatmayı gerekli kılıyor. TBMM Genel Kurulu'nun Başkanlık Divanı'nın arkasında kalan "duvar"ında yazılı "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözlerinin altında "Kemal Atatürk" imzası yer alıyor. Bu sözler tersinden okunduğunda, bu aşamada Başbakan'ın egemenliğin milletin kendisinde olduğu kanaatini taşımadığına işaret ediyor.

'GİZLİ GÜNDEM'LE SUÇLANABİLİR
Bu ifade, TBMM ve Cumhuriyet'in kuruluş aşamaları ile izleyen dönemde siyasal mücadelenin dinsel ucunda savunulan "Hâkimiyet Allah'ındır" inanışı ve saltanat yanlılarına karşı demokratik yönelimin temel unsuru olarak 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasalarının tamamında "egemenliğin kaynağını" gösteren hüküm olarak yer aldı. Partisi ve kendisi zaman zaman "gizli gündemleri var" iddiasına hedef olan Erdoğan'ın sözleri bu açıdan da tartışma yaratabilecek.

ADRES YÜKSEK YARGI
Başbakan'ın konuşmasında dolaylı ifadelerle hedef aldığı en önemli adreslerin başında türbana vize vermeyen Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın geldiği söylenebilir.

DEĞİŞMEZ HÜKÜMLERİ Mİ HEDEF ALDI?
Başbakan'ın "O günün Türkiye'sinde hiç kimse (...) anayasal ilkeleri birbirinin üstünde ve daha önemli saymayacak" sözleri de çok tartışılacak. Bu sözleri nedeniyle, Başbakan, Anayasa'nın, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet'in temel niteliklerini belirleyen ilk üç maddesinin "değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği"ne ilişkin hükmünü hedef aldığı eleştirisiyle karşılaşabilecek. Aynı eleştiri Devrim Yasaları konusunda da karşısına çıkabilecek.

ORDUYA VE KÖŞK'E MESAJ:
Başbakan'ın, "Milletin her ferdi cumhurun ta kendisidir. Onlar da laik (...) devleti nasıl koruyacağını gayet iyi bilir" sözleri, ordu için "Cumhuriyet'i koruma ve kollama"yı görev olarak belirleyen Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve askeri kesim ile Köşk'e gönderme olarak değerlendirilebilir.

ARINÇ'A YANIT
Erdoğan, "Çatışma ve kargaşaya imkân vererek ülkenin geleceğini tehlikeye düşürmemek için konuşmak gereken yerde susmayı tercih ettiğimiz de olmuştur. Bunların bir siyasi vebali olacaksa, onu ödemeye hazırız" sözleriyle, kendisini, türban ve imam-hatip düzenlemeleri konusunda "Meclis yerine kurumlar arasında mutabakat aramak"la suçlayan Arınç'a göndermede bulundu. Başbakan, kendisine rağmen TBMM Başkanı olan ve sert çıkışlarıyla parti tabanında sempati bulmasından hoşlanmadığı Arınç'la ilk kez açık bir "söylem rekabeti"ne soyunuyor. Bir başka anlatımla Erdoğan, Arınç'ın gerisinde kalmak istemediğini gösteriyor. Bu çıkış kulislerde 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçimleriyle de ilişkilendirilebilir.