BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,69
ALTIN 2.955,69
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'ın önünü işte böyle kestiler!

Başbakan Erdoğan, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na darbelerle ilgili yazılı bilgi verdi.

Abone ol
Başbakan Erdoğan, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na 28 Şubat süreciyle ilgili bilgi verdi. 28 Şubat'ta şahsının ve arkadaşlarının ağır bedeller ödediğini söyleyen Erdoğan, darbecilerin siyasi maskelerle varlığını hala sürdürdüğünü iddia etti.

Başbakan Erdoğan, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na yazılı bilgi verdi. Erdoğan, statükonun kendisine elit bir tabaka oluşturduğunu kaydederek, 28 Şubat'ta kendisi ve arkadaşlarının zarar gördüğünü kaydetti. Müdahalenin ekonomi üzerindeki etkisinin yıllarca devam ettiğini anlatan Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'ndaki görüşmenin kamuoyunda fazla abartıldığını söyleyerek, görüşmenin haftalık, olağan ve sıradan olduğunu ifade etti.
 
"MAĞDUR EDİLDİM"

28 Şubat'taki müdahalenin, bizzat hedefi seçildiğini ve mağdur edildiğini söyleyen Erdoğan, müdahaleleri halk düşmanlığı olarak nitelendirdi. Komisyonun Türkiye'nin demokratikleşme sürecine önemli katkı sağlayacağını anlatan Erdoğan, AK Parti hakkında kapatma davasıyla ilgili süreçte, söylenenleri anlattı sorunların çözümü için Meclis'e gösterdi. Erdoğan açıklamasında şunları kaydetti:

"AK Parti gibi büyük temsil kabiliyetine sahip iktidar partisinin kapatılma davasını ‘Ankara’da savcılar varmış’ sözüyle olumlu karşılayan zihniyetin, milletin iradesini yansıtan Meclis’e de, demokrasinin olmazsa olmazı partilere de, o partilere oy veren halk kitlesine de saygı göstermesi mümkün değildir.
 
Şunu burada tekraren ve altını çizerek ifade etmek durumundayım: Türkiye Büyük Millet Meclisi, sorun çıktığında devre dışı bırakılacak değil, sorunu çözecek mercidir.
Bazı siyasi partiler ve siyasetçiler, hatta Meclis’in mensubu oldukları halde, sorun çıktığında Meclis’in dağıtılmasına göz yummuş, zımnen onay vermiş, bu çarpıklık karşısında seslerini yükseltmekten, bu gayri meşru durum karşısında onurlu bir duruş sergilemekten kaçınmışlardır."

"ANDIÇLAR ÜZERİNDEN SALDIRI"

Açıklamasında, müdahalelere medyanın bazı kurumlarında destek verdiğini kaydeden Erdoğan, saldırıların andıçlar üzerinden yürütüldüğünü belirtti. Erdoğan hem 1980 hem de 28 Şubat sürecinde ağır bedeller ödediğini söyledi. Erdoğan şunları ifade etti:

"Şahsım ve arkadaşlarım, 12 Eylül 1980 müdahalesini ve 28 Şubat müdahalesini bizzat yaşadık ve bu müdahalelerde ağır bedeller ödedik. 

28 Şubat 1997’de, yeni fakat “postmodern” bir darbe ile gün yüzüne çıkmıştır.

Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini sürdürürken, görevimi yapmayı engellemeye, yavaşlatmaya yönelik çok sayıda müdahale ile karşı karşıya kaldım. Bu süreçte, sadece askeri ve sivil bürokrasinin, demokrasi dışı güçlerin değil, bizzat siyasetin, bizzat Hükümetlerin de engellemelerine maruz kaldım. Yasalar zorlanarak, sınırlar daraltılarak, medya aracılığıyla yürütülen karalama kampanyaları, iddia ve ithamlar altında, İstanbul’a hizmet etmemizin önüne geçilmek istendi.

28 Şubat müdahalesi, Ankara’da, milletin hür iradesiyle seçilmiş Hükümet yanında, şahsım başta olmak üzere Belediye Başkanlarını da hedef aldı. Nitekim, Siirt’te okuduğum bir şiir gerekçe gösterilerek hakkımda dava açıldı ve jet hızıyla yapılan yargılama sonucunda hapse mahkum edildim. Tamamen ideolojik ve siyasi mülahazalarla hukuksuz şekilde gerçekleşen bu yargılama, müdahale şartlarında yapılan yönlendirmelerle vuku buldu.
Nitekim iddianamede yer alan ifadeler herhangi somut bir suç unsurunu ortaya koymaktan ziyade, ön kesmeye yönelik ve geleceğe dönük bir siyaset dizaynını yansıtıyordu."

ERDOĞAN'DAN 27 NİSAN MUHTIRASI YORUMU

DOLMABAHÇE'DE YAŞAR BÜYÜKANIT İLE NELER GÖRÜŞÜLDÜ?

AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...


[PAGE]

"27 NİSAN MUHTIRASI"

Komisyona verdiği bilgide Erdoğan, 27 Nisan muhtırasıyla ilgili soruları da cevapladı. Geçmişte hükümetlerin bu tür bildirilere boyun eğdiğini ancak kendilerin tepkisiz kalmak yerine, hükümet olarak gereken en sert ve kararlı duruşu sergilediklerini kaydeden Erdoğan, bu tavrın demokrasiye yönelik tehlikelerin demokratik bir duruşla bertaraf edilebileceğini gösterdiğini ifade etti. Hükümetin gösterdiği sert tutumun, muhtemel oyunları boşa çıkardığını da söyleyen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik tahammülsüzlüğün 22 Temmuz’daki seçimlere gidilerek demokrasinin gücünün herkese gösterildiğini kaydetti.

 “DOLMABAHÇE GÖRÜŞMELERİ”

Kamuoyunda “Dolmabahçe Görüşmesi” olarak adlandırılan, dönemin Genelkurmay Başkanı ile yaptığımız görüşme konusundaki spekülasyonların abartılı, haksız ve gerçekdışı olduğunu ifade eden Erodoğan, bildirinin danışıklı dövüş olduğu yönündeki iddiaları ise mesnetsiz ve boş iddialar olarak nitelendirdi. Mağduriyet iddialarına da açıklık getiren Erdoğan, mağduriyetle değil demokratik duruşlarıyla başarılı olduklarını kaydetti. Erdoğan açıklamasında şunları kaydetti:

“Hükümetimize ve milli iradeye karşı tertiplenen birçok oyun bozmuş, birçok illegal girişim yargı konusu yapılmış, müdahaleci senaryolar peşinde koşan birçok odak tasfiye etmiştir. Biz bu süreçte hiçbir kuruma, hiçbir kişiye karşı önyargıyla, peşin hükümle hareket etmedik, böyle bir yöntemi de doğru bulmayız. Önemli olan kurumları yıpratmadan yanlış yapan kişilerin cezalandırılması, illegal şebekelerin çökertilmesidir.

Bilindiği gibi 27 Mayıs darbesi sonrasında birçok komutan görevden el çektirilmiş, ordunun iç disiplini ve işleyişi de darbe almıştır. Bu tür müdahaleler hem ülkenin itibarını sarsmış, hem de milletin bu kurumlara olan güvenini zedelemiştir. Doğal olarak demokratikleşme mücadelesi tüm bu boyutları da kapsamak durumundadır.

Böylesine ciddi bir hususta, sadece kulaktan dolma bilgiyle, dedikoduyla, duyumla hareket edilmesi söz konusu olamaz. 2003 sonrasında gündeme getirilen darbe planları ve hazırlıklarıyla ilgili somut bilgiler, belgeler, iddialar yargıya ulaştığında, savcılarımız ve hakimlerimiz üzerlerine düşeni cesaretle yapmışlar, iddianameleri hazırlayıp davaları görmeye başlamışlardır. Bizim hükümet olarak bu süreçte yaptığımız, yargının işleyişini kolaylaştıracak imkanları sağlamaktan ve adaletin tecelli etmesini sabırla izlemekten ibarettir."