Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hafta sonu Kızılcahamam kampındaki sert sözlerine, BDP kanadından sert yanıt geldi.
Abone olAK Parti ile BDP arasındaki ılımlı hava yerini karşılıklı tehdit suçlamasına bıraktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hafta sonu Kızılcahamam kampındaki sert sözlerine BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da aynı sertlikte yanıt verdi. Demirtaş, Başbakan'ı istifaya çağırdı.
Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni anayasa hazırlığı kapsamında bazı sivil toplum örgütleri ile bir araya geldiklerini anımsatan Demirtaş, amaçlarının, bu anayasanın nasıl yapılması gerektiği konusunda tartışma başlatmak olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın, "herkes kendi anayasa taslağını hazırlasın, seçimden sonra bunları tartışalım" dediğini belirten Demirtaş, bunun yerine, halkın nasıl bir anayasa istediğinin belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Demirtaş, sivil toplum örgütlerinin bu konuda öncülük etmesini istediklerini söyledi.
Hükümetin, "ben bildiğimi okurum, zaten elimde bir taslak var" şeklinde bir düşünceye kapılmasının yanlış olacağını belirten Demirtaş, "O zaman bir halkanayasası çıkmaz. Oradan, 'Kenan Evren Anayasası tasfiye edilmiş, Tayyip Erdoğan Anayasası hayata geçirilmiş' şeklinde bir zihniyet çıkar" dedi.
SİYASETÇİLERİN KULLANDIĞI DİL
Demirtaş, TBMM'nin yeni yasama yılının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün altını çizdiği konulardan birinin, siyasette dil ve üslup meselesi olduğunu anımsattı.
Demirtaş, Gül'ün, özellikle referandum sürecinde siyasetçilerin kullandığı dilin toplumda rahatsızlık yarattığını, siyasette gereksiz gerilimlere yol açtığını anlattığını ifade etti.
DEMİRTAŞ'TAN İSTİFA ÇAĞRISI
Daha sonra siyasette barış ve çözüm dilinin gelişmesi gerekliliğinin, Başbakan Erdoğan da dahil olmak üzere herkes tarafından ifade edildiğini belirten Demirtaş, şöyle devam etti:
"Bu kadar hassas bir dönemde, ne diyor Sayın Başbakan, 'Eğer dürüstlerse, silahlarını bıraksınlar öyle sandığa gitsinler. Bakalım o zaman kaç oy alacaklar' Eğer bu çağrıyı PKK'ya yapıyorsa, anlamlıdır. Yani 'silahları bırak gel seçime gir' diyorsa anlamlıdır. Bu tartışılabilir de. Ama bu çağrıyı BDP'ye yapıyorsa, açıkça, bir siyasi partiyi suçlu gösterme çabasıdır. Anayasa Mahkemesi'ne suç duyurusudur. Sokaktaki çetelere, 'BDP'ye saldırın' talimatıdır. Eğer, BDP'nin, silahı siyaset yöntemi olarak kullandığına dair elinizde en küçük bir delil varsa, hemen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na davet ediyorum Sayın Başbakan'ı.
Eğer elinizdeki delilleri yargıyla paylaşmazsanız siz suçlusunuz. Söylediklerinize siz inanıyorsanız, bir partinin tehditle, silahla korkutarak 2,5 milyon kişiyi sandığa götürüp, kendisine oy verdirdiğine yürekten inanıyorsanız,o halde sizin tek bir saniye bile Başbakanlık yapmamanız lazım. Eğer 2,5 milyon insanı korkaklıkla, kullandığı oyu da onursuzlukla itham ediyorsanız, sizin Başbakanlığınız bizim açımızdan bitmiştir. Şu saatten itibaren, bu açıklamadan sonra sizin Başbakanlığınızın, partimizin tabanı açısından meşruiyeti kalamamıştır"