Abdullah Öcalan'ı susturan hükümet, terör örgütü PKK'ya karşı tüm gücüyle yükleniyor.
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Devlet terör örgütü PKK'ya "tam saha pres" uygulamak istiyor. "En iyi savunma hücumdur" ilkesinden yola çıkan hükümet, Barzani'ye kendi bölgesinde yeni üsler kurulması için baskı kuruyor. Gerçekleşir ya da gerçekleşmez ama iktidar PKK'nın Kuzey Irak'ta "rahat yüzü görmemesi" için her yolu denediği çok açık.
Seçim sonrası devlete savaş ilan eden PKK'nın Kandil'de yaptığı hesap Ankara'dan döndü. PKK'nın şu aşamada biteceğini düşünmek hayal olsa da, örgütün burnunun sürtüldüğünün işaretleri geliyor.
KÜRT BAHARI OLMADI
Erdoğan BDP ve PKK'ya neler dedi? |
Başbakan Erdoğan, dünkü grup toplantısında aynı kefeye koyduğu BDP ve PKK'yı olmadığı kadar sert sözlerle eleştirmişti. TIKLAYIN |
KCK yapılanmasını tamamlayan örgüt, "özerklik" ilanıyla birlikte, Devrimci Halk Stratejisi'nin sonuç alabileceğini düşündü. Devleti temsil eden uzantıları öğretmen, polis, asker, sivil devlet görevlileri, kendi "hakimiyet alanlarından" sürülecekti. İlçeler basılacak ve Kürt vatandaşlar il ve ilçelerde devasa kitlesel eylemlerle hükümete "diz çöktürülecekti". Büyük protestolar dünya kamuoyunda yankı bulacak ve "Kürt baharı" havasıyla kazanımlar elde edilecekti. Ama olmadı, plan işe yaramadı.
PSİKOLOJİK SAVAŞI ERDOĞAN KAZANDI
Yaklaşık üç aydır süren mücadelede PKK, sivillere zarar vererek, kendi bacağına kurşun sıktı. İçeride ve dışarıda izahı mümkün olmayan bu eylemler sonrası oluşan propaganda, belki de F-16'ların attığı bombalardan daha etkiliydi. Özellikle de hitabeti çok güçlü Erdoğan, etkileyici anlatımıyla bu "dili" ustaca kullandı.
Erdoğan, BDP'nin PKK vesayetinden çıkamayacağını bildiği için kartları açık oynuyor. Özellikle dünkü grup toplantısında bu iki kesime karşı kullandığı cümleler, beğenilsin ya da beğenilmesin vurucuydu. Kan döken, silahtan başka bir şey bilmeyen PKK'nın "ölüm makinesinden" ibaret olduğu fikrini belleklere iyice yerleştirdi. Canlı bombalar ve gemi kaçırma eylemi de örgütün çıkış bulamadığının birer işareti olarak da algılanabilir.
ÖCALAN OLMAYINCA
111 gündür Öcalan'a ulaşılamıyor. Aylar öncesinde Öcalan'a "ev hapsi" istenirken, şimdi İmralı'nın örgütle ve kamuoyu ile bağlantısı kesildi. Öcalan'sız örgütün nasıl kararlar alabileceği büyük soru işareti. Çünkü Öcalan onlar için sözleri sorgu sual kabul edilmeyen "yarı tanrı" konumunda. Mesajlarıyla kendisine bağlı kitleyi diri tutmayı başaran bir "önder"...
GÖVDEDE DELİK AÇMA
Hükümetin de başı olmayan bu yapının, gövdesi olan Kandil'e karşı her türlü araçlarla yükleneceği kuşkusuz. Bu durumda Öcalan'dan uzun bir süre haber alınmaması sürpirz sayılmaz. Bu gövdeye indirilecek darbenin ayrıntıları Barzani ile yapılan görüşmelerde gizli. İki aydır Dışişleri ve MİT, Erbil'e demir atmış durumda.
KARA OPERASYONU İSTİYORLARDI
Harir ve Halifan ilçeleri arasındaki bir noktaya askeri karargah ve helikopter pisti kurularak, Kandil'in daha kuzeydeki kamplarla bağlantısı kesilmek isteniyor. Türk ordusunu Kuzey Irak'a çekip sonuç alınamayacak bir "harekatın meyvelerini" toplamayı düşünen Kandil'in "keyfini ve güvenliğini" kaçıracağı kesin.
PKK DAHA DA HIRÇINLAŞIRSA
"Elektronik göz" projesi PKK için büyük tehdit olacak. Taşlara yerleştirilecek kameralar ile sınırlar gözetlenecek. Zorlayıcı ve etkili askeri önlemler, köşeye sıkıştırılan kedinin pençelerini savurması gibi daha bir "hırçın" hale getirecektir. Kontrolünü kaybetmiş bir örgütün daha "çılgın eylemlere" başvurması olanak dışı değil. Yeni Anayasa süreci iyi değerlendirilirse, böylesi bir ortam PKK'yı daha da marjinalleştirecektir.