BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ın karşısına şeytani planlar çıkabilir tüm teşkilatı fesh edin!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı AK Parti'deki değişim hareketi bir ihalet hareketine dönüşebilir mi? Star yazarı Ardan Zentürk'ten hükümete ve Erdoğan'a uyarılar geldi.

Abone ol

Star gazetesi yazarı Ardan Zentürk AK Parti'de tartışma yaracak türden bir yazı kaleme aldı. AK Parti'deki teşkilat değişimini bugünkü köşesine taşıyan Zentürk önce "Erdoğan büyük bir işe soyundu" dedi ve Erdoğan'ı işaret ederek uyardı:

"O da biliyor, kendi çıkarını partisinin üzerinde görenlerin, günü geldiğinde şaytani planlarla karşısına çıkabileceğini..."

Zentürk partideki değişimin sağlıklı yürümesi için de tartışma yaratacak bir öneride bulundu:

"Bence, yerel kurultaylar üzerinden gitmek gereksiz, 81 il teşkilatının tamamını feshedip, Cumhurbaşkanı’nın güvendiği isimlerden kurulu bir komisyon marifetiyle, özellikle FETÖ’ya iltisaklı/kripto unsurların partiden yüzde yüz temizlenmesi yolunun açılması gerekli”

İşte Ardan Zentürk'ün bugünkü yazısından öne çıkan bölümler:

"...

Erdoğan büyük bir işe soyundu...

Oysa, Erdoğan, partisinin Karadeniz teşkilatlarına verdiği mesajla Türk siyaset tarihinde hiç bir liderin denemeye bile cesaret edemediği bir hareketi başlatmış görünüyor, harbi ve hasbi davranarak, partisinin içinde “değişimin” yolunu açacağını duyuruyor. Bu, ne, Türk siyasetine 35 yıl damgasını vurmuş Demirel’in, ne de Menderes-Özal’ın göze alamadığı bir süreç...

Erdoğan,15 yılı aşan tek başına iktidar gerçeğinin, partisinin kadrolarında önlenemez çürümelere yol açmış olabileceğini üstelik kamuoyuyla açıkça paylaşarak bu yola giriyor, bu, “liderlik” kavramının gökten zembille inen bir kavram olmadığını da  gösteriyor, önemlidir, Türk siyaseti açısından çok yeni bir bulvarın açılması anlamına gelmektedir.

Kuşkusuz, ihanetlerle karşılaşacak...

İktidarın teşkilata ve yerel yönetimlere kazandırdığı lobileşme, “değişim” fikrine direnecek, Erdoğan hiç beklemediği siyasi çıkışlarla da karşılaşacaktır. Bunu bildiği için meseleyi 20-21 Mayıs 2018’te yapılacak AK Parti olağan kurultayına kadar, teşkilat/delege seçimleri sürecine yığmayı tercih ediyor.

Bu süreçte FETÖ ile iltisaklı tüm unsunları, adı yolsuzluğa karışmış yerel isimleri, birer kibir abidesine dönmüş yöneticileri temizlemeyi planlıyor, aradığı tam temizliği yapabilir mi, AK Parti’nin “milletin nefesini ciğerinde hisseden değişimci kimliğini” yeniden güçlendirecek taze kadrolara bu yolla ulaşabilir mi, bilemem...

O da biliyor, kendi çıkarını partisinin üzerinde görenlerin, günü geldiğinde şaytani planlarla karşısına çıkabileceğini, bu süreçte partisini yıpratabilecek tüm unsurların harekete geçebileceğini...

“Bütün teşkilatı feshedin...”

Erdoğan’a “ölümüne yakın” bir partili dostumla konuyu sohbetlerken söylediği “Bence, yerel kurultaylar üzerinden gitmek gereksiz, 81 il teşkilatının tamamını feshedip, Cumhurbaşkanı’nın güvendiği isimlerden kurulu bir komisyon marifetiyle, özellikle FETÖ’ya iltisaklı/kripto unsurların partiden yüzde yüz temizlenmesi yolunun açılması gerekli” sözü alarm verici.

2018 Kurutltayı’nın ertelenebileceğini, AK Parti’nin millet huzuruna, FETÖ’nün siyaset içindeki kripto unsurlarını temizlemiş  bir parti olarak çıkacağını da ekliyor.

Aslında çıkış noktası, benim de desteklediğim bir gerçek: 

Millet, TSK’nın tuğgenerallerinin yüzde 78’ine bulaşmış FETÖ’nün siyasetin bütün kademelerine bulaşmış olduğuna ve siyasetin şu ana kadar, (sözümbütünpartilere)bu konuda gerekli refleksi göstermediğine inanıyor.

Ben bir partili değilim, ama, Recep Tayyip Erdoğan’ı, emperyalizmin maşası FETÖ-PKK’yakarşı kararlı mücadelede, Türkiye’nin vesayet rejiminde kaybedilmiş milli çıkarlarını yeniden kazanmada bir “milli güç” olarak görüyorum.

O’nun alabileceği siyasi darbenin aynı zamanda Türkiye’nin alacağı bir darbe olduğunu da biliyor, bu nedenle, Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’ın arkasında dimdik durmasını takdirle izliyorum.

AK Parti, 15 Temmuz’da okyanusu aştı, bu dereyi de geçmek zorunda. İlhami Işık’ın da altını çizdiği gibi artık “bir Türkiye’yi” inşa etmek durumundayız.

Kürt coğrafyasında kucaklayıcı siyaset yürüten AK Parti’de Anadolu Aleviliği’nin gerçek temsilcilerinin, 15 Temmuz’a direnmiş “Kemalist” olarak adlandırılan kesimin milli-yerli unsurlarının da yer alması gereken yeni sürecin fitili nasıl ateşlenecek, asıl konuşmamız gereken bu...

“Yeni Kurtuluş Savaşı”nda söz ediyoruz, bunu ancak, “ihaneti temizleyerek” ve “milleti bütünleştirerek” zafere dönüştürebiliriz...