CHP'nin en tartışmalı adaylarından Sinan Aygün sessizliğini İnternethaber'e bozdu
Abone olNergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- CHP’nin belki de en tartışmalı adayı milliyetçi-muhafazakar kimliğiyle bilinen Ergenekon davası sanıklarından Ankara Ticaret Odası eski Başkanı Sinan Aygün.
Aygün’ün adaylığına sağ görüşlü olduğu iddiasıyla hem CHP içinden hem dışından eleştiriler var. Başbakan Erdoğan da son konuşmalarında CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu Sinan Aygün’ün Ecevit’in başbakanlığı döneminde mahkemeye verdiği “iş göremez” dilekçesi ile vurdu.
DSP’li Masum Türker ise Aygün'ün dilekçesini okudukça tüylerinin diken diken olduğunu belirterek Kılıçdaroğlu'na "Sen Ecevit'i seviyorsan, kemiklerini sızlattığının farkında mısın?" diye sordu.
Adaylık sürecinden bu yana hiç konuşmayan Aygün sessizliğini İnternethaber’e bozdu.
Kendisini, “Milliyetçi, muhafazakar ve sosyal demokrat” olarak tanımlayan Aygün, bugüne kadar AK Parti’den MHP’ye kadar pek çok partiden teklif almışken neden CHP’yi tercih ettiğini anlattı.
Kılıçdaroğlu’nun ‘en problemli adaylarından biri’ olduğunu, ‘omzuna bir yük’ olduğunu kabul eden Aygün bu yükü hafifletmek adına bütün eleştirilere tek tek yanıt verdi.
Aygün’ün Başbakan Erdoğan’a yanıtı ise, Bülent Ecevit’e ait olan ve ölümünden sonra Rahşan Ecevit’in anı olarak hediye ettiği bir tespihle poz vermek oldu.
İşte Sinan Aygün’ün İnternethaber okurları için sorularımıza verdiği yanıtlar:
BAŞBAKAN DA ADAYLIK TEKLİF ETTİ
- Milliyetçi, ulusalcı söylemlerinizle tanınırsınız. CHP adaylığınız sürpriz oldu. Çok da tartışılıyorsunuz. Başbakan da sık sık sizi anıyor. Bu adaylık süreci nasıl şekillendi? Neden CHP?
1997 yılından bu yana Ankara Ticaret Odası Başkanlığı yapıyorum. Arşive bakarsanız 1999, 2002 ve 2007 seçimlerinde adımın hep pazara çıkarıldığını görürsünüz. AK Parti kurucusu olarak da geçti, MHP’den milletvekili adaylığı, belediye başkanlığı için de geçti. Bulunduğumuz makam ve biraz da benim kişisel etkimden dolayı hep siyasete yakıştırdılar. 2002 seçimlerinde Sayın Başbakan ve Cumhurbaşkanı Gül’den milletvekilliği teklifi aldım. Birlikte teklif ettiler, ben de ise 3-4 yıllık daha yeni başkanım. Rifat Bey birlik başkanı olmuş, ona destek olmam lazım diyerek teşekkür ettim. Niye CHP derseniz ben de size neden AKP teklif etti, DP teklif etti diye sorarım.
CEZAEVİ SÜRECİNDE CHP YANIMDAYDI
- O zaman soruyu neden siz CHP’yi tercih ettiniz diye soralım?
Konjonktüre baktığınızda son 8-10 yıldır CHP ile söylemlerimiz aynı. Siz de söylüyorsunuz milliyetçisiniz diye, CHP’nin altı okundan biri milliyetçilik. Ben milliyetçi muhafazakar sosyal demokrat bir insanım. Sayın Deniz Baykal başıma gelen soruşturmada benim ve ailemin yanında oldu. Cezaevi süreci ve sonrasında yanımda oldu. Sayın Kılıçdaroğlu defalarca geldi, gitti. Bu arada benim oda başkanlığı sürecim de doluyor. Siyasete olan ilgimi sayın genel başkan biliyordu. Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşürken kendisine siyaset yapmak istediğimi söyledim. Genel Başkan da “senin siyasette olmanda büyük fayda var, ssnafın tüccarın, sanayicinin sorunlarını yakından biliyorsun, bize de yol gösterici olursun” dedi. Ben de istifa edip başvurumu yaptım.
BOZKURT İŞARETİ YAPTI MI?
- Hem de seçilebilir bir sıradan aday gösterildiniz…
Söylediklerimle yaptıklarımla CHP bana çok uzak bir parti değildi. Genel başkan da bir televizyon programında, “Sinan Aygün’le fikirlerimiz yüzde 99 uyuşuyor. Son 10 yıldır CHP ile aynı şeyleri söyledi, hükümetin uygulamalarına karşı çıktı. O yüzden bizde olmasında hiçbir mahsur yok” dedi.
- Bir etkinlikte bozkurt işareti yaptığınız söylenir. O nedenle daha çok MHP’ye yakıştırılıyorsunuz?
Nerede, ne zaman yapıldı bilmiyorum. İnternette araştırdım bulamadım. Bir çok toplantıya katılıyorsunuz, orada insanlar işaretler yapıyor, bizim yaptığımız bir işaret de bozkurt mu olarak algılandı bilmiyorum. Yerini de bilmiyorum. Ben de aradım bulamadım.
AYGÜN SOLCU MU OLDU?
- CHP’li olmak solcu olmak olarak algılanır. Siz kendinize solcu diyor musunuz?
CHP’yi sadece solculuğa tıkarsanız 50 yıl boyunca yüzde 20-22 ile uğraşır, durusunuz. Bu yeni CHP. Genel başkan reklamlarda bir şey söylüyor, “Sağcısı-solcusu, kuzeylisi-güneylisi, batılısı-doğulusu herkes CHP’ye gelsin” diyor. Sol-sağ kavramları bitti dünyada.
BAŞBAKAN GÖMLEĞİNİ ÇIKARDI
- Sol değerler denilince tabi daha emek eksenli politikalar akla geliyor..
1970-80’lerde kaldı artık o. Dünya dönüyor fikirler dönüyor. Başbakan, “Değişerek geliştim, gömleğimi çıkardım” diyor. Ne demek bu. Artık birtakım değerler değişti. Sen necisin derseniz, “Milliyetçi, muhafazakar sosyal demokratım, bir de Türkiye’deki gelir dağılımının hakça paylaşılmasından yanayım” derim.
Bir işadamı olarak köşeme çekilebilirdim ama benim yapımda bu yok. O nedenle biraz CHP’de kendimi bulduğum için, onlar benim kucakladıkları için CHP’ye geçmeye karar verdim.
BAŞBAKAN ECEVİT’İ KORUYOR BANA SALLIYOR AMA…
- Ecevit için istediğiniz “iş göremez” dilekçesi Başbakan’ın dilinde.
O dönem çıkan gazeteleri taradım. Tam bir kaos ortamı var. Benim üzerime patladı ama bunu tek söyleyen ben değilim. Ben şunu söylüyorum bugün yine öyle bir şey olsa, o manşetleri atsanız ben yine şikayetçi olurum. Birkaç örnek vereyim. 3 Temmuz 2002. Hükümete deklarasyon hareketi… İş dünyası bayrak açtı… Benim de katıldığım Odalar Birliği toplantısında Mayıs ayının başından bu yana ekonomide yaşanan olumsuzlukların büyük kısmının başbakanın sağlık durumundan kaynaklandığı, Ecevit ile yürümeyeceği söylendi.
Liberal Demokrat Parti Ecevit’e vesayet davası açmış. Vakit gazetesi “Artık vasiyetini yazsın” yani ölsün demiş. BASK Başkanı Resul Akay, “Başbakan’a saygısızlık yapmayalım diye uçuruma mı yuvarlanalım”, şu an AKP adayı olan Hak İş eski Başkanı Salim Uslu “Ecevit değil, hükümet de mecalsizdir” demiş.
Başbakan Ecevit’i koruyup kollayıp duruyor, bana sallayıp duruyor ama AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sadık Yakut Ecevit’in sağlığıyla ilgili, “Hasta, yorgun, bitkin ve fiziksel olarak görev yapamaz duruma geldi” diyor. Ahmet İyimaya sağlık durumu iyi olmadığı üç tıp fakültesi tarafından tespit edilen Başbakanın otomatikman düşürülmesiyle ilgili Anayasa değişikliği teklifi vermiş.
BU HABERLERİ BEN DEĞİL SİZ YAZDINIZ
- Ecevit’in mirasını AK Parti değil CHP sahipleniyor sonuçta. Bu eleştiriler biraz ondan değil mi?
AK Partinin kol kanat gerdiği Ecevit’e Sadık Yakut “Bırakın Başbakanlığı hiçbir şey yapamaz, vesayet diyor. Bunlar karar vermiş, peki Sinan Aygün ne demiş. “Böyle şeyler yazılıyor. Bu adam mecalsiz mi, hasta mı, gidin bakın sağlık durumu nedir, hastane buna karar versin” demiş. Hepsi bu. Bugün böyle haberler yapılsın yine ben gider veririm. Bakın peşin hükümlü değilim. Böyle böyle deniliyor acaba öyle mi diye soruyorum. Sadık Yakut ‘beceremez’ diyor. Ben ‘iş göremez’i duyuyorum ama öyle mi diye soruyorum.
Ecevit’le ilgili haberleri hatırlayın. 27 Eylül’de 30 Ağustos bayramını kutlamış, Yunanistan’da deprem felaketine sel felaketi demiş, Meclis’te oylama yapılırken oy pusulasını sandığa atmadan elinde geri gelmiş, konuşma yaparken Sayın Başbakan ve değerli konuklar demiş, Tony Blair’e İngiltere Dışişleri Bakanı demiş. Bunları siz yazdınız ben yazmadım.
- Başbakan’ın bu sözlerini haksızlık olarak mı yorumluyorsunuz?
Ben bunları okudum ve acaba böyle mi diye sordum. Yakut vesayet istemiş, İyimaya ise kanun teklifi hazırlamış. Konuşacağım bu kadar.
DOKUNULMAZLIĞIM KALDIRILSIN DİLEKÇESİ VERDİM
- Ergenekon sanığı olmanız da tartışma konusu. Dokunulmazlık zırhı eleştirisine ne diyorsunuz?
Ben Ergenekon’la ilgili hiç konuşmadım. Devam eden bir yargı süreci var ve ben yargıya sonuna kadar saygılıyım. Bana o kadar çok yalan, iftira içeren şeyler söylediler ki onlara da cevap vermedim. Tutuksuz yargılanıyorum, cezaevinden çıkma durumum yok, yurt dışına çıkış yasağım kalktı. Param iade edildi. Vergi defterim incelendi. Toplamda 5 bin liralık bir cezam var. Benim dokunulmazlık zırhına girmem gibi bir şey söz konusu değil. Zaten ben genel başkana dokunulmazlığım kaldırılsın diye dilekçemi verdim. Bitti benim işim.
YARGIYA GÜVENİYORUM, HAKİMLERİ İKNA EDECEĞİM
- Darbeci olmakla suçlanıyorsunuz? Darbeci misiniz?
Böyle bir şey yok ki buna evet veya hayır diyeyim. Bir iddianame hazırlanıyor, 100 yıl ceza isteniyor ama adam beraat ediyor. Ben yargıya güveniyorum. Ben onları ikna edeceğim. İddiaların hepsine cevabımı vereceğim. Televizyon gazetede değil yargının önünde vereceğim.
- Hem sizin hem de Haberal’ın adaylığı nedeniyle parti projelerinden anlatmaktan çok sizi savunmak zorunda kaldı. CHP’ye zarar verdiğiniz söyleniyor. CHP’nin en büyük hatası diyenler var. Sokakta nasıl karşılanıyorsunuz…
10-15 gündür insafı, hali, pazarları geziyorum. Gezerken de “tepki ne diye” baktım. Yeminle söylüyorum. Belki 10 bin kişinin elini sıktım, bir tane kişiden “Senin bu partide ne işin var veya davayla ilgili tepki görmedim. Şeytan kulağına kurşun. Olmaz mı, olabilir. Tersine, “Bana neredesiniz, niye sustun” diye sordular. Susmak gerekiyordu dedim. Ben kendimi Nergis Demirkaya’ya savunmayacağım. Ben kendimi gideceğim yüce yargının önünde savunacağım.
GENEL BAŞKANIN OMZUNDAKİ YÜKÜ HAFİFLETECEĞİM
- Peki CHP içindeki tepki?
Genel Başkana teşekkür borçluyum. Genel başkanın en problemli adaylarından biri olduğumu, omzuna bir yük olduğumu biliyor, hissediyorum. Herkes bunu soruyor. O da cevap veriyor. Benim bundan sonraki amacım bu yükü biraz daha nasıl hafifletebilirim, o yükü nasıl alırım diye çalışacağım.
- Ne yapacaksınız?
Partimin programını anlatacağım. Aile sigortasını, bedelli askerliği, esnafın içinde bulunduğu durumu, esnafa sağlanacak vergi indirimlerini anlatacağım. Meclis’e girersem yapacağım ilk iş de daha önce yaptığımız gibi kredi kartı yasası çıkartmak olacak. İnsanları acımasız faiz belasından kurtaracağım.
MASUM TÜRKER'E İKİ SORU
- Eleştiri sadece iktidar kanadından değil. DSP lideri Masum Türker sizi Ecevit’in kemiklerini sızlatmakla suçladı.
O dilekçeyi 6 Temmuz 2002’de verdim. Tam 9 yıl geçmiş. Masum Türker o zaman bakandı. Türker’le o dilekçeden sonra 3 kez görüştüm. Bir televizyonda Ergenekon kapsamında beni savunurken gördüm. İki sorum var. Birincisi Türker o dilekçeyi Başbakan söyeldikten sonra mı fark etti. Dün fark ettiyse nasıl bakanlık yaptın derim. İkincisi Ecevit 2004 yılında Oda’ya geldi. Ben de o dilekçeden sonra Ecevit’le, ölümünden bir ay sonra eşi Rahşan Hanım’la sonra görüştüm. Ecevit’in en değer verdiği kişi eşi Rahşan Ecevit’tir. Acaba Rahşan Ecevit’i kaç yıldır görmüyor. Ben en son 4 ay önce gördüm.
ECEVİT’İN TESPİHİ NASIL HEDİYE EDİLDİ?
Bu arada bakın Rahşan Hanım 2 Aralık 2006’da ne demiş görüşmemizde. “Bülent Bey sizin sivil toplum lideri olarak duruşunuzu söylemlerinizi çok beğeniyordu. Bir tespih koleksiyonu olduğunuzu duydum. Bu nedenle Bülent Beyin anısına bu tespihi size hediye ediyorum.” Bu Ecevit’in tespihi.
- Bu tespihi mi kullanıyorsunuz?
Tespih koleksiyonumun ortasına koymuştum. Bu olaylar çıkınca aldım, taşıyorum.