Ekonomiyi değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, düze çıkmanın yolunun faizlerden kurtulmak olduğunu söyledi. Erdoğan ayrıca, herkesi vergi ödemeye çağırdı.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Vergisini kaçıran varsa kaçırmasın. Vergisi ödemeyen varsa yapmasın bu işi, çünkü ülke kaybediyor'' çağrısında bulundu. Başbakan Erdoğan, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) Sincan Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Bölge Müdürlüğü'nde yapılan ''Meslek Komiteleri Toplantısı''na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, toplantıya, halkına vermiş olduğu sözleri yerine getirme gayreti içerisinde olan bir hükümetin başbakanı olarak geldiğini kaydetti. Bütün gayretlerinin, sanayicilerle beraber aydınlık ve muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmış bir Türkiye'nin inşası olduğunu ifade eden Erdoğan, dün döndüğü Fransa gezisinde yaklaşık 60 işadamı ve sanayicinin kendisine eşlik ettiğini anımsattı. Erdoğan, hükümet olarak Türkiye'nin ileri ülkeler arasında yerini alması için büyük bir dikkat ve özen içerisinde çalışmalarını yürüttüklerini dile getirerek, son ekonomik rakamlara ilişkin bilgiler verdi. Türkiye'yi, dünyanın ihracatçı ülkeleri sıralamasında üst sıralara çıkaranın sanayici ve işadamlarının dinamizmi olduğunu anlatan Erdoğan, el ele, omuz omuza vererek Türkiye'nin dünyadaki gelişmiş 10 ülke arasına girmesinin sağlanacağını söyledi. ''GEÇEN YIL 40 MİLYAR DOLAR FAİZ ÖDENDİ'' Türkiye'nin sıkıntılarının büyük olduğunu, Türkiye gibi dünyada yüksek borç faizi ödeyen bir başka ülke bulunmadığını belirten Başbakan Erdoğan, geçen yıl ödenen borç faizinin 40 milyar dolar olduğunu bildirdi. Erdoğan, geçen yıl borçlanma maliyetleri düştüğü için borç faizi ödemelerinin 7 katrilyon lira düştüğünü, bu yıl da 10 katrilyon lira düşürmeyi hedeflediklerini ifade etti. Erdoğan, şu anda yüzde 15 olan reel faizlerin yüzde 10'lara çekilmesi gerektiğini kaydetti. ''POPÜLİST POLİTİKA İFLAS ETMİŞTİR'' Vergiyi tabana yayma konusunda arayış içinde olduklarını belirten Erdoğan, ''Tabii bekara karı boşamak kolay. Bazıları böyle kenardan köşeden yazıp çiziyorlar'' dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bütün samimiyetimle bir şey söyleyeceğim. Ben, açık ve net konuşmayı severim. Popülist politika, Türkiye'de AK Parti iktidarıyla iflas etmiştir. Çiftçiler, sanayiciler, tüccarlarımızın şüphesiz ki dertleri var. Yıllardır devletin imkanlarını sömürmek suretiyle bir şeyler yapmaya, ayakta kalmaya veya büyümeye gayret eden anlayışları yanımıza çekmek suretiyle politika yapmanın şu anda, bu ülkede kıymeti harbiyesi yoktur. İktidarıyla muhalefetiyle bu konuda el ele vermeye mecburuz.'' Çiftçinin ve sanayicinin devlete borcu olduğunu, bu problemin çözülmesi için kendilerine talepte bulunulduğunu belirten Erdoğan, ''Tamam da kardeşim, parasını ödeyen çiftçi ve sanayicinin hakkı ne olacak? Öbür tarafta vergisini ödeyen vatandaşımın hakkı ne olacak? Bu bir değil, iki değil. Maalesef, bizde bu ciddi alışkanlıklar haline gelmiş'' diye konuştu. ''HEP ALMAYA ALIŞMIŞLAR...'' Erdoğan, Fransa seyahatinde öğrendiği bir fıkrayı da anlattı. Erdoğan'ın anlattığı fıkra şöyle: ''Maliye Bakanı denize düşmüş. Yukarıdan birisi elini uzatıp, 'Ver elini, kurtarayım' demiş. Maliye Bakanı elini vermemiş. Bakmış gerçekten boğuluyor, bu sefer kurtarmak isteyen kişi, 'al elimi, seni kurtarayım' demiş. O zaman bakan elini uzatmış.'' Maliye Bakanı'nın hep almakla suçlandığını ifade eden Erdoğan, ''Sanayici ve işadamımız da kusura bakmasın. Hep almaya alışmışlar, vermeye alışmamışlar. Tamam da bu devlet nasıl ayakta duracak?'' dedi. ''BASİT, ANLAŞILABİLİR VERGİ ANLAYIŞI'' Vergi reformu konusunda ciddi iyileştirmeler içerisinde olduklarını anlatan Erdoğan; basit, anlaşılabilir, ekonomik mantalitesi olan bir vergi anlayışının getirilmeye çalışıldığını söyledi. Bu kararları alırken ''sürümden kazanmak'' istediklerini kaydeden Erdoğan, bu anlayışı getirirken değişen bir şey olmadığını gördüklerini ve alışkanlıkların devam ettiğini, verenin vermeye devam ettiğini, vermeyenin ise yine vermediğini anlattı. Başbakan Erdoğan, bulunduğu makamın, halkın kendisine verdiği emaneti koruma makamı olduğunu dile getirerek, böbürlenecek, gururlanacak bir makam olmadığını söyledi. Erdoğan, ''Bugüne kadar gelenler nasıl gittiyse biz de bu emaneti belli bir sürede koruyacağız, koruyabildiğimiz kadar burada kalacağız. Ondan sonra biz de gideceğiz. Ama istiyoruz ki başarıyla bu süreci dolduralım'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Gelin, vergisini kaçıran varsa kaçırmasın. Vergisini ödemeyen varsa yapmasın bu işi, çünkü ülke kaybediyor. Şu faiz belasından kurtulmak için bir an önce bu ana borçları ödememiz lazım. Faiz belasından kurtulduğumuz anda, bizi kimse tutamaz. Türkiye çok dinamik yapıya sahip olan bir ülke. Eksiklerimiz, hatalarımız yok mu, var tabii. Ama bunları aşacağız. Tabii bunlar da düzelecek ama 10 yılların alışkanlıkları var. Göreve geldiğimizden bu yana uyguladığımız ekonomik programla artık makro ekonomik dengeleri kurmuş ve sürdürülebilir bir büyüme konusunda da istikrarı yakalamış durumdayız. Bunu Fransa seyahatimizde işadamlarıyla yaptığımız görüşmelerde de çok açık gördük. Artık Türkiye'ye inanıyorlar. İnşallah, 17 Aralık 2004'te müzakere sürecini alan Türkiye, göreceksiniz doğrudan yabancı sermayenin rahatlıkla girebileceği bir ülke olacaktır. Sorunların çözümüne ilişkin, üzerinde iyi çalışılmış, ayakları yere basan projeler var. Bunları derhal uygulamaya koyduk. Uygulama sonunda her ay açıklanan ekonomik göstergeler heyecanımızı, gayretimizi şüphesiz daha da artırıyor. Artık bunu halka yansıtmanın dönemidir. Bu kalkınma koşusunda sizlerin de var gücünüzle yarıştığınızdan, Türkiye'yi daha ileriye taşıma mücadelesi verdiğinizden hiç kuşkum yok. İş dünyası olarak bizim sizden tek beklentimiz, kalkınma yolunda hükümetin de önüne geçecek ve bizlere ilham verecek bir dinamizm içinde bu yarışı sürdürmenizdir.'' Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin her alanda hak ettiği konuma er ya da geç ulaşacağından kimsenin endişesi olmaması gerektiğini belirterek, sanayici ve işadamlarının kalkınma sürecine düşünceleriyle, projeleriyle, yatırımlarıyla katkıda bulunmaya devam etmelerini istedi. Hükümet olarak istikrarı ve güveni siyasetin ve ekonominin temel taşları olarak gördüklerini kaydeden Erdoğan, yurtiçi ve yurtdışında gösterdikleri performansın, her alanda istikrar ve güvenin tam anlamıyla yerleşmesi ve süreklilik arz etmesini sağlamaya yönelik olduğunu ifade etti. Bu konuda önemli mesafeler kat ettiklerini dile getiren Erdoğan, bu sayede yurtiçinde enflasyon düşerken, faizler gerilerken, ekonomi büyürken, yurtdışında da Türkiye'nin itibarının her geçen gün arttığını söyledi. Kaynak: Milliyet