BIST 9.673
DOLAR 35,23
EURO 36,75
ALTIN 2.963,89
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ın cezaevi anıları..

O bölüm, demir parmaklıklar arkasında geçen günleri kapsıyordu. Erdoğan ilk kez o günleri anlattı.

Abone ol

Erdoğan, Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan ''haber kritik'' programında, gazeteci Haluk Örgün'ün sorularını yanıtladı. Uyku düzensizliğini kendisine düzen yaptığını kaydeden Erdoğan, günlük çalışma süresinin 15 saati bulduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Fakat makas çok açık. Kapatmamız lazım. O yüzden gerek ben, gerekse arkadaşlarım gerçekten yoğun şekilde çalışıp, koşturuyoruz'' dedi. İstanbul halkının 1994 yılında kendisine verdiği görevin, bitimine yaklaşık 5 ay kala sona erdirildiğini anlatan Erdoğan, cezaevindeki günlerini de yoğun bir çalışma içinde geçirdiğini ifade etti. Orada da günde 6 saat uyuduğunu ve bunun dışında kalan zamanlarda gelen mektupları el yazısıyla cevapladığını kaydeden Erdoğan, 4 aylık süre içinde 10 bine yakın mektuba cevap yazdığını söyledi. Bu mektupların hepsini arşivinde sakladığını da ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin kuruluş sürecini anlattı. Bunun için ilk olarak, halkın nabzını tam olarak yakalayabilmek için 81 ilde 42 bin kişi üzerinde bir kamuoyu araştırması yaptırdıklarını belirten Erdoğan, ardından siyasal bilimci arkadaşlarıyla bunun üzerinde bir analiz çalışması başlattıklarını bildirdi. Birkaç yerde yaptıkları değişik toplantılardan sonra 14 Ağustos 2001'de partinin kuruluşunu gerçekleştirdiklerini kaydeden Erdoğan, bununla birlikte birçok spekülasyonun da yapıldığını belirtti. Erdoğan, ''Sadece bir yerin oylarına da talip olmadınız'' sorusu üzerine, ''Hayır. Öyle olursak, o zaman doğum kısır ve sakat olurdu'' dedi. Türkiye'de siyasetin merkezine oturan bir yapılanmayı gerçekleştirmek üzere yola çıktıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Biz kenarları nasıl merkeze alabiliriz bunun gayreti içinde olduk. Ve şuna her zaman inandık, yani uçlarda kalanlar ister sağda, ister solda olsun, her zaman onlar tehlike bölgeleridir. Ama ne kadar oradan merkeze doğru çekebilirsek, o kadar biz ülkede uzlaşmayı, bütünleşmeyi sağlarız anlayışıyla yola koyulduk'' diye konuştu. Erdoğan, ''hakkında güvensizlik söyleminin ısrarla yazılıp çizildiği ve büyükşehir belediye başkanlığı görevinden bugüne kadar yaşadığı süreçte samimiyetini nasıl anlatmaya çalıştığına'' ilişkin bir başka soru üzerine de, samimiyetini uygulamalarıyla ortaya koymak istediğini söyledi. 4.5 yıllık büyükşehir belediye başkanlığı sırasında yaptığı hizmetlerin malum olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Ortaya koyduğum hizmetleri hepsi özel görüşmelerde kabul ediyorlar. Hatta hatta hapse girmeyip seçime girseydim, nasıl bir seçim kazanacağımızı da itiraf ediyorlar. Ama gel gelelim, böyle bakıyorsunuz, spesifik bazı konularla saptırmalar yapıp bunlara takılmak suretiyle bizi eleştirmeye, bundan dolayı bir güvensizlik izlenimini kamuya yaymaya çalışıyorlar. Ben şu anda halkımın derdiyle dertlenmeyi kendisine gaye edinmiş bir insanım ve bunu en ulvi nokta olarak görüyorum kendimde. Eğer ben bir siyasiysem, benim öncelikli görevim budur. Bunu başarmam lazım. Örneğin şekilci olmadım. Ama beni yaşam tarzım sebebiyle (güven vermiyor) diye gösterirlerse, bu bana haksızlık olur.Aileme, çocuklarıma haksızlık olur.'' Kendisini, inanç sahibi olmayanlar da dahil toplum içindeki herkesin inancına saygı duymaya mecbur hissettiğini anlatan Erdoğan, bunun fikir ve düşünce noktasında da aynı olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, ''Ne kaybederim? Beğenmiyorum, saygı duyuyorum. Yeter ki o düşünce ve fikir hakaret taşımasın. Hakaret ettiği zaman bu olmaz, tahriktir. Zaten toplumumuz ne çektiyse bunlardan çekiyor'' diye konuştu. Gittiği yerlerde asılan pankartlarda bazen hakaret içeriği bulunabildiğine, bazılarının da yanlarına yaklaşıp hakaret edebildiğine dikkati çeken Erdoğan, ''Biz bunlara tahammül ediyoruz. Ama zaman zaman belki bizim de sigortamızın attığı anlar da olabilir. Bu olduğunda da ben orada yine yanlış yapmış kabul ediyorum kendimi'' dedi.

ani