Erdoğan'ın belirlediği sınırları doğru okumak gerekir
Organize suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan soruşturması üzerinden Cumhur İttifakı’na operasyon çekilmeye çalışılıyor. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirlediği sınırları önemsemek gerekiyor, doğru okumak gerekiyor.
Erdoğan, 22 yıllık devlet deneyimiyle okudu son hadiseyi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Son dönemde gündeme gelen her hadiseyi tüm boyutlarıyla, en ince detayına kadar takip ediyorum. Biraz sabredin, yakında gerçekler ortaya çıkacak” dedi.
Hiç kimseyi hedef almadan konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bildikleri var, o nedenle bu oyuna gelmemek bu oltaya düşmemek lazım.
Birilerinin yaşananlardan dolayı ağzı sulanabilir, salyaları akabilir. İşte o birilerinin ekmeğine yağ sürmemek gerekir.
Ucu nereye dokunursa dokunsun, kime dokunursa dokunsun hesabı sorulmalı.
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan çerçeveyi çizdi, sınırları belirledi. Noktayı koydu.
Göreve geldiği günden bu yana çetelerle, mafyayla mücadele eden, göz açtırmayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Kimler, terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle bir olup FETÖ taktikleriyle Sayın
Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize sosyal medya destekli ‘oyun kurmaya’ çalışıyorsa, onların oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz” dedi. Bu ifadelerin hızlıca fiiliyata dökülmesi ülke menfaati için büyük önem taşıyor.
Gece yarısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la yaptığı toplantının gündemi de belli…
Yurtdışında yargıyla ilgili Türkiye hakkında önemli bir dosyanın görüşüldüğü söyleniyor. Yurtdışında Türkiye’yi zorlayacak çaptaki dosya Kavala. Avrupa Konseyi, AİHM kararlarının neden uygulanmadığını sormakla kalmıyor, Temmuz ayına kadar da savunma istiyor. Avrupa Konseyi yaptırım kararı almadan, kendi iç hukukumuzla çözelim diye bir çaba var.
Siyasi kulisleri hareketlendiren Ankara Emniyeti’yle ilgili konuda ise Erdoğan, grup konuşmasında çerçeveyi belirledi.
Normalleşmeye dair yapılan siyasi iletişim çabalarını, görüşmelerini yeni normalleşme döneminin ruhunu AK Parti içinde de anlamayanlar var.
Erdoğan’ın “Biz, milletimizin de takdir ve talep ettiği bu iklimin Türk siyasetinin normali haline gelmesini ümit ediyoruz. Siyaseti ‘yüksek gerilim hattı’na hapsetmek isteyenler olduğunun elbette farkındayız” sözünün bir anlamı vardı.
Erdoğan, yeni dönemin ruhunu yansıtan siyasetteki yumuşamanın devam edeceğinin altını çizdi. “Türkiye’de siyasetin bir ‘yumuşamaya’ ihtiyacı var ve biz bu konuda her zaman olduğu gibi üzerimize düşeni yapıyoruz, yapacağız” dedi.
Zaten grup toplantısından sonra da kısa bir süre içinde CHP’yi ziyaret edeceğini açıkladı. Özgür Özel, Erdoğan’ı ziyaret ettiğinde bazı konuları gündeme getirmişti. Erdoğan, CHP’ne gitmeden önce bu taleplerle ilgili çözüm üretecek mi?
Erdoğan’ın grup toplantısında üzerinde durduğu diğer bir konu AK Parti’deki değişim süreciyle ilgiliydi.
“Yorulan arkadaşlarımız, motivasyonunu yitiren arkadaşlarımız varsa, hatası, kusuru, yanlışı olanlar varsa kardeşlik hukukumuzu koruyarak onları dinlenmeye alacağız. Yeni, heyecanlı, dinamik arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan;
“Millet, 2023 seçimlerinde 5 yıl süreyle ülkeyi yönetme görevini bize verdi. Yerel seçimlerde bize uyarıda bulundu. Bu ikisini birbirinden ayırmamız gerekiyor” dedi. 31 Mart yerel seçimlerinin verdiği mesajın unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı.
YASİN BÖRÜ ve 3 GENCİ KİM GERİ VERECEK!!!
6-8 Ekim 2014’te olayları; HDP merkez yürütme kurulunun çağrısının ardından terör örgütü YPG/PKK yandaşlarının Aynularab (Kobani) bahanesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki iller başta olmak üzere 35 il,96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde barikatlar kurulup, 2 polisimizin şehit olduğu, 35 kişinin yaşamını yitirdiği, 435’i sivil, 326’sı güvenlik görevlisi ve 761 kişi yaralandı. Olaylar sırasında; 7 Atatürk’ü Koruma Kanunu’na muhalefet 37 “nitelikli adam öldürme” 29 “adam öldürmeye teşebbüs” 3 bin 777 “mala zarar verme” 25 “alıkoyma” 395 “hırsızlık”,15 “yağma” 308 “konut ve işyeri dokunulmazlığı ihlali” 13 “Türk bayrağını yakma” suçu işlendi.
Şiddet eylemlerinin ülkemize maliyeti 300 milyon liranın üzerinde. Her birimizin cebinden çalındı. Gencecik bir delikanlı Yasin Börü ve 3 arkadaşı silah, sopa, taş ve kesici aletle saldırıya uğradı. Yetmedi sığındıkları binanın üçüncü katında linç edildiler. Binadan aşağı atılan o gençlerin ölmüş bedenlerine işkence yapıldı. Taşla kafaları ezildi, Yasin Börü’nün üstünden arabayla geçildi.
42 yılı, 30 yılı haksızlık olarak niteleyenlere sormak gerek Yasin Börü, Hasan Gökguz, Ahmet Dakak ve Riyat Güneş geri gelecek mi?