BIST 9.420
DOLAR 34,41
EURO 36,32
ALTIN 2.842,18
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ı zorda bırakan tutanak

Başbakan Erkdoğan'ın "Biz İmam Hatipler arka bahçemiz diyen zihniyetle yolumuzu ayırdık" sözüne Milli Gazete 14 Ağustos 1997 tarihli Meclis tutanağını delil gösterdi.

Abone ol

Başbakan Erdoğan’ın ABD’den Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan’ı kastederek söylediği “Biz İmam Hatipler arka bahçemiz diyen zihniyetle yolumuzu ayırdık” sözüne hem Milli Görüş camiasından hem de İmam Hatip camiasından büyük tepki geldi.

Başbakan Erdoğan’ın ‘arka bahçe’ açıklaması İmam Hatipler her gündeme geldiğinde siyasi malzeme olarak kullanılıyor. Ancak bu durum şu anda Erdoğan’ın lideri olduğu AKP’de siyaset yapan önemli isimler tarafından geçmişte ağır ve sert ifadelerle eleştirildiği ortaya çıktı. 8 yıllık kesintisiz eğitim yasasının görüşüldüğü 14 Ağustos 1997 yılında TBMM Genel Kurulu’nda bu konuda sert tartışmalar yaşandı.

İşte o konuşmalar

ANAP’lı Nejat Arseven’in “ Herkesin, eğitimin, maalesef, hiçbirimizin arzu etmediği şekilde, siyasîler tarafından yönlendirilmesi hususunda bizim de söyleyecek bazı şeylerimiz olduğunu bilmesi gerekirdi. Eğer, bir siyasî partinin lideri çıkıp da, bugün üzerinde tartışılan imam hatip okullarının kendi arka bahçesi olduğundan bahsederse, buradan, bu kürsüden, Refah….” sözleri büyük tepkiye neden oldu.

Öncelikle merhum Gaziantep Milletvekili Bedri İncetahtacı ve Mehmet Emin Aydınbaş, “Ne zaman söyledi ?” diye sordular. İncetahtacı daha da ileri giderek, “Ne zaman söyledi? Terbiyesiz herif... Yalan söyleme...” dedi. Ardından o zaman Refahlı şimdi AKP’li olan Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya, “Ne zaman söyledi? Terbiyesiz herif... Yalan söyleme.. ... Ne zaman, arka bahçesi dedi?.” dedi.

Aydınbaş, “Bu sözünü geri alsın” dedi. O dönemde Refah Partisi’nin Grup Başkanvekili olan AKP’li Salih Kapusuz’un Meclis tutanaklarına yansıyan tepkisi ise aynen şöyle olmuştu:

“Zaman zaman bazı sözcüler, kendi kafalarında oluşturdukları hayalî, birtakım varsayımlara dayanarak, birtakım iddialarda bulunuyorlar ve biz “bu iddiaları buyurun, ispat edin” dediğimiz halde, hep bunu, dedikodu olarak tekrardan ibaret bir tavır sergiliyorlar. Şayet, orta yere koyacakları bir beyan, açıklanmış olan herhangi bir açık ifade varsa, hodri meydan, buyursunlar, getirsinler; yoksa, biz, bunu böyle görmediğimizi, bunu söylemediğimizi müteaddit defalar ifade etmiş olmamıza rağmen, aynı şeyi tekrar etmiş olmaları, bir nevi iftiradır ve biz, bunu yapanları müfteri olarak ilan ediyoruz.

(RP sıralarından alkışlar)”

Ertesi gün yani 15 Ağustos 1997 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda konuşan RP Kayseri Milletvekili, şimdiki AKP’li Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’ın sözleri ise daha ağır oldu. Büyükkılıç, şöyle dedi:
“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum:

Zaman zaman kendisinin yetkili olduğunu sananlar, imam-hatip liselerini, imam-hatip okullarını... Ben de imam-hatip menşeli doktorum; bunu da şerefle söylüyorum; şeref duyarım. Bazı yetkililer zaman zaman diyorlar ki, imam-hatipler -güya- bir siyasî partinin arka bahçesidir. Şimdi, ben ilan ediyorum; bu iddiayı gündeme getirenleri ispata çağırıyorum; ispat etmiyorlarsa, şerefsizdir diyorum. (ANAP, DSP ve CHP sıralarından gürültüler, RP sıralarından alkışlar)”

Kaynak: