Baykal'ın gündemi ekonomik kriz oldu. Başbakan Erdoğan'a 'Nobel' önerisinde bulundu. Bunun sebebi Erdoğan'ın işsizliğe çözüm önerisiydi;
Abone olİNTERNETHABER
CHP Lideri Deniz Baykal, partisinin grubunda gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Ekonomik krize büyük ağırlık veren Baykal, ergenekon ve Deniz Feneri soruşturmasını da değindi.
Konuşmasına Mardin'deki katliamla başlayan Baykal, Türkiye'ye başsağlığı diledi. Ekonomik krizden dolayı intihar edenleri de 'ekonomi şehidi' olarak nitelendirirek, "Türkiye dün ekonomik krize 11 şehit vermiştir" dedi. Bunun sorumlusunun da iktidar olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın işsizliğe çözüm olarak TOBB'a sunduğu "Her biriniz bir kişi çalıştırsa işsizlik yenilir" sözüne de gönderme yapan Baykal, Başbakan Erdoğan'ı bu çözümüyle kutlayarak Nobel'e aday gösterdi.
Ergenekon davası için de hukukun, adaletin kötüye kullanıldığını belirten Baykal, "Mardin'deki katliam gibi toplu katliam yapıyorsunuz, şerefleri, erdemleri katlediyorsunuz!" dedi.
İşte Baykal'ın konuşmasından satırbaşları;
Ekonomi büyük bir kuşatmanın altında: "Sonbaharda rüzgarlara kapılmış bir yaprak gibi türk ekonomisi sahipsiz sürüklenmektedir. Olayların zorlamasıyla gecikerek bir takım adımlar atılmaktadır. Geçen yılın sonbaharında Türkiye kriz dönemine giriyor derhal tedbir alınması gerekir dedik. Kimse Tınmadı aldırmadı, bunun üzerine yattılar. Fabrikalar kapandı, atölyeler kapandı, iş yerleri kapandı, esnaf dükkan kapattı, ekonomi daraldı, çekler senetler dönmez oldu. Ekonomi büyük bir kuşatmanın altında sıkıştı. Bizimkiler de hala ses yok. Teğet geçti diyorlar."
Enflasyon yerlerde sürünüyor: "Artık enflasyon yerlerde sürünüyor. Özellikle üretici fiyatlarına baktığınız zaman, ilk kez üretici fiyatları düşmeye başlamıştır. Üretici artık, geçmiş fiyatlar üretim yapamaz hala gelmeye başlamıştır. Bunun içinde bir alarm vardır. Enflasyon kadar ve ondan da kötü olan dert deflasyondur. Deflasyon hazırdan yemedir. Ekonominin küçülmesi, sofradaki ekmeğin ufalmaya başlamasıdır. Bu tablo hükümeti etkilemelidir. Başbakan, bizim söylediğimiz önlemlerle ilgili olarak bize tepki gözteriyor. Bugünkü konuşmasında CHP'nin önerilerini uygulamaya çalıştığını gördük. Ama geç uygulamaya başladı.
Kriz döneminde ilk yapılacak iş, üretimi kolaylaştırmak, üretimin önünü açmak. Bunun yonu da eskisi kadar yüklenme, bir 10 puan indir. Bu okadar büyük rahatlık yaratır ki. Bunu anlatmaya çalışıyoruz."
BAŞBAKAN ERDOĞAN'A 'NOBEL'E ADAY OL' ÖNERİSİ... DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Kendine uçak alırken denge bozulmuyordu: "Başbakan istihdamla ilgili önerimizi kastediyor. Bunu yaparsak dengeler bozulur diyor. Doğrudur. Ama senin görevin dengeleri önceden düzgün kurmaktır. Dengeyi doğru kur, alınması gerekeni al, ranttan al, yolsuzlukla mücadele et. Harcamalarını kıs. Bakın ingiliz Başbakan'ı uçak alma projesini bırakmış, kiralamaya yönelmiş. E sen niye düşünmüyorsunun, bunu? Kendi uçağından neden kesmiyorsun? Uçağında harcama yaparken denge bozulmuyor. İşçiye istihdam ver dediğimiz zaman denge bozulur diyorsun! Bunun haklı bir tarafı var mı?"
ERGENEKON'UN KAPSAMI, NİTELİĞİ BELLİ DEĞİL... DİĞER SAYFADA...
Ne kalkınma kaldı ne adalet: "Bu psikolojik bir tahrip hareketidir. Bir hukuki cezalandırma! Bu bir karalama, resmi karalama operasyonudur. Kimler hedef alınmış bellidir. Hedef alınırken kullanılan belgelerin uydurma mı, ciddi mi olduğu hiç önem taşımaz. Tehdit vardır, şantaj vardır, itham etsen de kurtul denilir. Gözümüzün önünde bu yaşanacak biz de adalet diye seyredeceğiz. Adalet falan kalmamıştır arkadaşlar. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarda... Ne kalkınma kalmıştır, ne adalet kalmıştır."
BAŞBAKAN ERGENEKON DAVASININ ALTINDA KALIR!: "Hükümet 70 bin kişiyi dinliyoruz diyor. Şimdi bu 70 bini dinliyorsun yarın başka 70 bini dinleyeceksin. Bu dinlemelerin hukukiliği Yargıtay karar almış yanlıştır diye. Üç kurum dinliyor, Emniyet, MİT ve Jandarma. Adalet Bakanlığı bu üç kurumundan dinlemesini yanlış olduğunu öngeren Yargıtay kararını sadece Jandarma açısından yürürlüğe konulmasını öngörüyor. Bu tablonun ilk başından beri sorumlusu iktidardır. ama uyarıyorum, Başbakan bunun altından çekilsin, yoksa kendisi de bunun altında kalır! Bu dava Başbakan'ı da altına alır."
DENİZ FENERİ DAVASI: "Bir de Deniz Fener'ine bakacaksınız. Bir manzara da orada. Son hafta içinde iki önemli gelişme ortaya çıktı. Bu konuda iktidarın nasıl gönülsüz olduğunu görüyoruz. İktidarın 'bana ne' diyerek sürdürdüğü çizgi devam ediyor. İki önemli gelişme oldu. Alman Savcılığı, şu 16 kişinin şirketlerinin, partilerinin, irtibatlarının bana sonucunu bildirin dedi. Parmak izini verin dedi, parmak izi de yetmez avuç izini de verin dedi. Söylenen kişiler kimler? Bunlar Türkiye'de kimsenin tanımadığı insanlar değil. Birisi RTÜK'ün başında öbürü Türkiye'nin önemli bir televizyonun sahibi. Sayın Başbakan'la sınıf arkadaşlığı ilişkileri var, yakınlığı var. Ama Türkiye'de yaprak kımıldamıyor. Bu dava olalı 1 yıldan fazla süre geçti.
Olay Ergenekon olduğunda sabahın körlerinde evleri basıyorsun! Peki bu davayı niye takip etmiyorsun? Bu davadakileri neden gözaltına almıyorsun? Bu dava iktidar sahipleri yüzünden yüz kızartıcı bir suç olmuştur. Alman savcının sana bu 16 kişiyi bana sorgula demesine mi ihtiyaç var? Sen neden sorgulamıyorsun?
Türkiyede adalet kanamaktadır: "Bu tablo Türkiye'ye yakışmıyor. Bir an önce bu konuların ele alınması lazım. Ergenekon niye o kadar yerli, yersiz sorgulanırken. Neden burada hukuk işlemiyor. Ergenekon'da yayın yasağı yok. Bunda yayın yasağı var. Gerçekler neden konuşulsun istenmiyor burada? Türkiye'de adalet duygusu rencide edilmiştir. Türkiye'de adalet kanamaktadır. Yolsuzluk yapanlar elini kolunu sallayarak gezmektedir. Ne için? Çünkü AKP iktidardadır."