BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.955,44
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Erdoğan'ı eleştirsem başıma ne gelir?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TOBB 67. Genel Kurulu'nda konuştu

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör sorunun çözümü için Parlamento'da ve parlamento dışında komisyon kurulması gerektiğini belirterek, "Biz terörle müzakere eden, müzakereyi savunan bir parti değiliz. Terörle müzakere eden, toplumsal uzlaşmanın ne olduğunu zaten bilemez. Ülkemizde analar ağlamasın deniyorsa bizim bulduğumuz yolla analar ağlamaz. Herkes, her siyasal parti elini taşın altına koyacak" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 67. Genel Kurulu'nda, salonda bulunanlardan kendilerine "Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirirsem başıma bir şey gelir mi?" ve "Ben telefonda konuşurken acaba telefonum dinleniyor mu?" sorularını sormalarını istedi. Kılıçdaroğlu, bu iki kaygının ülkede demokrasinin kalitesini ortaya koyduğunu ileri sürdü.

Yeni anayasa çalışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, herkesin daha özgür bir anayasadan yana olduğunu vurguladı. Çalışma kapsamında parlamentoda kurulan Uzlaşma Komisyonu'na üye vererek katkıda bulunduklarını ve bu üyelerin alanlarında uzman kişiler olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, daha kaliteli bir demokrasi için yalnızca anayasa değişikliğinin yeterli olmadığını, mevcut yasaların da düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Biz, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne şu teklifi yaptık, yeni bir anayasa yapalım eyvallah itirazımız yok ama bu ülkede darbe hukuku aynen yürürlükte. 12 Eylül darbesinin çıkardığı, yaptığı yasalar yürürlükte. Gelin bu yasaları değiştirelim. Nedir bu yasalar? Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili yasa, siyasi partiler yasası, seçim yasası, yargıçların bağımsızlığıyla ilgili yasalar gelin bunları değiştirelim. Bunun için anayasa değişikliğine gerek yok.

Bunları süratli şekilde hayata geçiririz ve gerçekten demokratik bir ülkeyi sağlarız. Bize ne söylendi 'bunlara gerek yoktur' dendi. Eğer siz, darbe hukukunu değiştirmek istemiyorsanız, darbe hukukundan yararlanıyorsanız darbecilerin ortağısınız bunun başka izahı yok."

Ülkede kaliteli demokrasiden söz etmenin mümkün olmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Demokrasi, demokrasi diyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun. Boynuna poşu taktı diye hiçbir delil yok, altını çiziyorum. Bir Hukuk Fakültesi öğrencisi 11 yıl hapisle mahkum edildi. Hangi demokrasiden söz edeceğiz, kime nasıl anlatacağız bunu? Uludere faciasının hesabı verildi mi? 34 yurttaşımız öldü, hesabı verildi mi? 'İstihbaratı milli kaynaklardan aldık' dediler, milli kaynağımız Milli İstihbarat Teşkilatı. Milli İstihbarat Teşkilatı dedi ki 'hayır biz öyle istihbarat vermedik'. Nereden öğreniyoruz istihbaratın nereden alındığını, Amerika'da yayınlanan gazeteden. Bunun hesabı bu ülkede sorulmadığı sürece sağlıklı bir demokrasiyi yeniden inşa edemeyiz"

TERÖRÜN ÇÖZÜMÜ

Terörün, Türkiye'nin son 40 yıldır en temel sorunu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, TBMM'de okunan hükümet programında terörle ilgili bir tek cümle bulunmadığını savundu.

Eğer bugün ülkede terör bitmiyorsa bunun tek sorumlusunun siyaset kurumu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Kimse kusura bakmasın. Çözüm üretilecekse, terör sorunu bitecekse bu toplumsal uzlaşmayla çözülür" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Toplumsal uzlaşma ne demektir?" diye sorduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Keşke burada olsaydı da toplumsal uzlaşmanın ne olduğunu o da dinleseydi. Toplumsal uzlaşma şu değerli arkadaşlarım; Anayasayı değiştiriyoruz değil mi? Bir toplumsal uzlaşma komisyonu kurduk mu, kurduk. Her partiden eşit milletvekili verdik mi, verdik. Bir toplumsal uzlaşmayla, çağdaş, özgürlükçü bir Anayasa yapmak için biraraya geldik. Sivil toplum örgütlerinden görüş alıyoruz. Dağdaki çobandan da görüş alıyoruz. Mardin'den, Diyarbakır'dan, Tekirdağ'dan, Rize'den de görüş alıyoruz. Herkesin ortak talebini bir noktada bütünleştirmek istiyoruz ve istiyoruz ki bir vatandaşımız eline Anayasa kitapçığını aldığında 'bu benim Anayasamdır' diyebilsin. Toplumsal uzlaşma budur. Peki terör konusunda, niye Meclis'te bir komisyon kurmuyoruz?"

Her siyasi partide terörün sonlandırılmasıyla ilgili akil, bilgili insanlar bulunduğunu, Anayasa komisyonuna bu konunun uzmanları nasıl seçiliyorsa, terör konusunda da her siyasi partinin milletvekili görevlendireceğini ve Parlamento'da uzlaşma komisyonu kurulabileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, bunun da yeterli olmayacağını, parlamento dışında ikinci bir komisyonun da kurulması gerektiğini ifade etti. Parlamento dışındaki ikinci komisyonun, yine her siyasal partinin akil adamlarından, kanaat önderlerinden ve üniversite hocalarından bir heyetten oluşacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Onlar herkesle her ortamda görüşme yapabilirler. Yurt dışına da gidebilirler. Yurt içinde de görüşebilirler. Biz terörle müzakere eden, müzakereyi savunan bir parti değiliz. Terörle müzakere eden, toplumsal uzlaşmanın ne olduğunu zaten bilemez. Ülkemizde analar ağlamasın deniyorsa bizim bulduğumuz yolla analar ağlamaz. Herkes, her siyasal parti elini taşın altına koyacak. Ben bu sorunu çözerim diyecek. Masadan da kalkmayacak. O sorunu çözmek için masaya oturacak. İşte toplumsal uzlaşma budur. Eğer siz toplumsal uzlaşmanın ne olduğunu bile hala bilmiyorsanız kusura bakmayın ama sizin Başbakanlık koltuğunuz her zaman tartışma konusu olur. Önce şunu çok iyi bileceğiz. Toplumsal uzlaşma ekonomik sosyal konseyin kuruluş nedeni de toplumsal uzlaşmadır. Anayasanın değişmesi için de toplumsal uzlaşmayla bir komisyon kurduk. Terör konusunda da siyaset kurumu görevini yapacak."

-"Dayatmayla reform olmazmış. Bir insan söylediğinde samimi olur"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "dayatmayla reform olmaz" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Doğrudur. Ama ben şu soruyu sormak isterim; eğitim sisteminde yapılan değişiklik nasıl oldu? Dayatmayla olmadı mı? Milletvekilleri tekmelenmedi mi? Konuşma hakları ellerinden alınmadı mı? Konuşmasınlar denmedi mi? 'Dayatmayla olmaz' ne kadar güzel bir laf. Eğitim gibi bir ülkenin en stratejik konusu, Milli Eğitim Şurası'nda görüşülmedi. Hükümet Programı'nda yok. Kalkınma planlarında yok. Bakanlar Kurulu'ndan yasa tasarısı olarak gelmiyor. 5 tane milletvekili Kanun teklifi veriyor, hiç birisi eğitimci değil. Yıldırım hızıyla geçiyor, muhalefeti konuşturmuyorlar, efendim, dayatmayla reform olmazmış. Bir insan söylediğinde samimi olur."

Ülkenin geleceğiyle ilgili eğitim konusunun çok önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, insani gelişme endekslerine bakıldığında Türkiye'nin ne kadar geriye gittiğinin görüleceğini, OECD'nin eğitimle ilgili rakamlarında Türkiye'nin sondan ikinci sırada olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, her organize sanayi bölgesine yatılı meslek lisesi yapılmasını da önererek, böylece sanayicinin aradığı ara elemanın oralarda yetiştirilmesi gerektiğini belirtti.