BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'dan YÖK savunması

Gazi Üniversitesi'nin 2003-2004 açılış yılı törenine katılan Erdoğan, YÖK Yasa Tasarısı'nı savundu ve önemli mesajlar verdi.

Abone ol

Erdoğan, hükümet ile üniversiteleri karşı karşıya getiren YÖK Yasa Taslağı konusundaki tartışmalarda hükümetin tavrını savunarak, "Bazı niyet okuyucularının ifade ettiği şekliyle, kafamızın gerisinde, gönlümüzün derinliklerinde herhangi birşey yoktur. Bu niyet okuyucular nerden çıktıysa, nasıl tasarrufta bulunuyorsa, maalesef ülkemizin gelişmekte olan güzel, net havasını bulandırma gayreti içerisindeler" dedi. Erdoğan, Türkiye'deki üniversitelerin batı üniversitelerinin gerisinde kalmasının asıl sebebinin de özgürlük anlayışındaki fark olduğunu belirterek, "Üniversiteler, dar ideloojik ve siyasi kalıpların içerisine sokulamaz, sokulmamalıdır. Üniversite kavramına en çok yakışan şeyin özgürlük olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu. Gazi Üniversitesi'nin 2003-2004 eğitim-öğretim yılı açılış töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, YÖK Yasa Taslağı konusunda hükümetin tutumunu savundu. Üniversitelerin bilimin öncüsü, kalkınmanın motoru, özgürlük, hür düşünce ve demokrasinin yeşerdiği yer, çağdaşlığın rehberi olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, üniversite sayısının ABD'de 4 bin, Avrupa ülkelerinde ise yüzlerce olduğunu hatırlattı. Türkiye'deki üniversitelerin rakamsal olarak bile yeterli olmadığını kaydeden Erdoğan, üniversitelerin bilimsel araştırma konusunda da dünyanın gerisinde olduğunu söyledi. "Dünya ile yarışmamız için daha çok yol katetmemiz lazım" diyen Erdoğan, Türkiye'de üniversite anlayışının tam olarak yerleşmediğini, kaynakların yetersiz, sanayi ve toplumla bağlantısının kopuk olduğuna dikkat çekti. Üniversitelerin belli kalıplara bağlı olmayan, yaratıcı düşüncelerle özgürlük içinde söz söylenebilen, bilim üretilebilen, akademik çalışma yapılabilen kurumlar olduğunda gerçek işlevini yerine getirebileceğini ifade eden Başbakan, "Üniversiteler, dar ideloojik ve siyasi kalıpların içerisine sokulamaz, sokulmamalıdır. Üniversite kavramına en çok yakışan şeyin özgürlük olduğunu düşünüyorum. Türkiye'deki üniversitelerin batı üniversitelerinin gerisinde kalmasının asıl sebebi özgürlük konusundaki anlayış farklılığıdır. Üniversitelerin sürekli dinamiz içinde olması, ilgili mevzuatın ihtiyaca, zamana ve şartlara göre değişmesi doğaldır ama bu mevzuatı zaptı rapt altına alıcı ve tepeden inmeci değil daha özgürlükçü, çağın gerektirdiği şartlara uygun, merkeziyetçilikten uzak bir nitelikte olması şarttır" uyarısında bulundu. YÖK Kanunu'nun bugüne kadar 26 kez değişikliğe uğradığını hatırlatan Erdoğan, bu değişikliklerin bazılarının olumlu da olsa çağdaşlaşma gayretindeki üniversitelere fazlasıyla dar geldiğini kaydetti. Üniversitelerin önünü açmak için hazırlanan YÖK Yasa Taslağı üzerindeki çalışmaların sürdürüldüğünü anlatan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı'nın herkesin görüşüne başvurarak, sıkıntıları çözecek, üniversitelere rahatlatacak bir tasarı üzerindeki çalışmaları katılımcı bir anlayışla yürüttüğünü bildirdi.Erdoğan, "Bizzat benim de zaman zaman içinde bulunduğum çalışmalarda en çok üzerinde durduğumuz konu katılımcılıktır. Üniversitelerarası Kurul, öğretim elemanları ve derneklerle, geniş bir katılımla, herkesle, herşeyle bu çalışmayı yürütüyoruz. Samimiyetle birşey söyleyeceğim. Bazı niyet okuyucularının ifade ettiği şekliyle, kafamızın gerisinde, gönlümüzün derinliklerinde herhangi birşey yoktur. Bu niyet okuyucular nerden çıktıysa, nasıl tasarrufta bulunuyorsa, maalesef ülkemizin gelişmekte olan güzel, net havasını bulandırma gayreti içerisindeler" diye konuştu. YÖK Yasa Taslağı'nın hazırlanması sırasında hiçbir kanunda olmadığı kadar katılımcılığın ve ortak aklın sağlandığa işaret eden Erdoğan, tasarının hayata geçmesiyle birlikte üniversitelerin sadece üniversite olacağını ve üniversite kavramına zan yapma çalışmalarının sonuçsuz ve zeminsiz kalacağını dile getirdi. Üniversitelerin bilimsel tartışmalar dışındaki polemiklerin içerisine çekilemeyeceğini de vurgulayan Erdoğan, "Hiçbir siyasi güç ve ideolojik anlayışıyla kuşatılmayan bu çalışmalar, idari ve mali özerkliğin hakim olduğu, şeffaf, katılımcı ve demokratik üniversite ortamı yaratacaktır. Aynı zamanda üniversitelerin daha kaliteli ve dünya üniversiteleriyle yarışır hale gelmesine önemli katkıda bulunacaktır" şeklinde konuştu. Hükümetin eğitime verdiği öneme de işaret eden Başbakan, öğretim üyelerinin özlük haklarını da ekonomideki iyiye gidişe paralel olarak mutlaka iyileştireceklerini bildirdi. Üniversite yönetimlerine 'mali özerklik için kendi kaynağınızı kendiniz bulmaya çalışın' mesajını veren Erdoğan, herşeyin devletten beklenmemesi gerektiğini kaydetti.