BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  POLİTİKA

Erdoğandan terör mesajları

Gündeme oturan terör olaylarıyla ilgili Başbakan Erdoğan'dan mesajlar var.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Terör, asla hiçbir etnik unsurun Türkiye'de temsilcisi olamaz. Terör aslında, kendi özel amaçlarını gerçekleştirebilmek için etnik unsurları istismar etmek suretiyle buradan nemalanıyor'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Ceylan Otel'de düzenlenen DEİK'in 2006 yılı Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, bölgeler arası adaletsizliği gidermek için şehirlerden köylere kadar büyük bir altyapı çalışması başlattıklarını, KÖYDES Projesiyle 2007 yılının sonunda yolsuz, susuz bir tek köy kalmayacağını söyledi.

Erdoğan, terör, şiddet ve göç yüzünden kapalı olan 3 bin köy okulunu yeniden eğitime kazandırdıklarını dile getirerek, artık girişimci, yatırımcı, üretici ve ihracatçının önünü görebildiğini, yeni ufuklara yönelebildiğini kaydetti. Erdoğan, ''Ürkeklik yok, tedirginlik yok. İş dünyası güvenle, cesaretle yoluna devam ediyor'' diye konuştu. Ekonomide, sağlıklı yapının gereğinde, terörün önemli bir engel teşkil ettiğini vurgulayan Erdoğan, bu bakımdan teröre karşı devlet ve milletin el ele vermek zorunda olduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, halkın bilinçli olduğu yerlere terörün giremediğini, ancak bilinçli olmayan, halkın vurdumduymaz bir anlayış içinde olduğu yerlerde terörün yer bulduğuna dikkat çekti.

''İSTANBUL NE İSE VAN, DİYARBAKIR, HAKKARİ DE ÖYLE OLACAK''

Recep Tayyip Erdoğan, terörün, herkesin ortak sorunu olduğuna işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: ''Terör, asla hiçbir etnik unsurun Türkiye'de temsilcisi olamaz. Terör aslında, kendi özel amaçlarını gerçekleştirebilmek için etnik unsurları istismar etmek suretiyle buradan nemalanıyor. Bunun önünü hep birlikte kesmemiz lazım. Atılması gereken adımları hep beraber atıyoruz. Yola çıktığımızda bir şeyi özellikle vurguladık. Vurgulamalarımızda da bu çok açık. Biz dedik ki, bölgesel milliyetçiliğe karşıyız.

Türkiye 780 bin kilometre karesiyle aynen batı bölgelerimizin illeri gibi olacak. Bunu başarmamız lazım. Bugün İstanbul ne ise Van, Diyarbakır, Hakkari de öyle olacak. Bunu başardığımızda, 'Biz bu işi başardık' diyebiliriz. Aksi taktirde sadece bu işin lafını yaparız. Nereden başlayacak bu iş? Eğitimden, sağlıktan başlayacak. Adaleti, emniyeti, yolu, plan noktasındaki konutları, hayvancılık, tarım, bütün bunların AB standartlarına uygun şekilde yürütülmesi, girişimcilerimizin bölgelerde huzurlu bir şekilde yatırım yapmaları suretiyle, buraları istihdam noktasında çok daha farklı hale getirilmesiyle başaracağız.''

DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör konusunda, Güneydoğu, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde, özellikle sosyal, ekonomik yapı analizi ve araştırmaları yaptıklarını, şimdi de bu işin üzerine gittiklerini anlatarak, ''Sadece Doğu ve Güneydoğu da 4 yıla yakın sürede yaptığımız altyapı yatırımı, kamu yatırımı yaklaşık 7,5 katrilyon olmuştur. Duble yol çalışmalarından tutun da, sağlık ve eğitimde yaptığımız yatırımlarla buraya varmış durumdayız'' dedi.

Erdoğan, Teşvik Yasası ile bölgeleri canlandırmak, ayağa kaldırmak istediklerini belirterek, salondakilere hitaben, ''Ancak bunu sizlerle el ele ayağa kaldırabiliriz. Fakat orada doğmuş, büyümüş, ekmeğini yemiş olan girişimcimizi oralara taşıyamadık'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, demokratik ve özgürleşme yolunda yaptıkları düzenlemeler, hayata geçirdikleri yapısal reformlar, uluslararası ilişkilerde gerçekleştirdikleri yeni açılımlarla, Türkiye'nin bu bölgelerinin kendilerine güvenini adım adım sağladıklarını söyledi.

Erdoğan, ''Biz 30-40'a yakın etnik unsurları görmemezlikten gelemeyiz. Bu Türkiye'nin gerçeği. Vatandaşlık noktasında Anayasal olarak bizi bir araya getiren, birleştiren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. El ele, omuz omuza olacağız. Tek bayrak, tek vatan, tek millet anlayışıyla geleceğe yürüyeceğiz. Hiç kimse 780 bin kilometre kare vatan toprakları üzerinde farklı emel, hayal beslemesin'' dedi. İnsanların renklerinin, dillerinin, boylarının, kilolarının veya inançlarının kendilerini ilgilendirmediğini, önemli olanın herkesin birbirine insanca yaklaşması ve saygılı davranması olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bir diğer nokta dinsel milliyetçilik. Biz buna da karşıyız. Hangi dinin, inancın mensubu olursa olsun, yönetim ve hükümet olarak bizim güvencemiz altındadır. Hepsi de inancını inandığı gibi yaşamalıdır. Ona o ortamı sağlamak bizim görevimizdir'' diye konuştu.

A ÜLKESİNE FARKLI B ÜLKESİNE FARKLI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün her yerde aynı şekilde tırmandığını ifade ederek, ''Bunu A ülkesi yaptığı zaman hoşgörüyle yaklaş, B ülkesi yaptığı zaman farklı yaklaş. Böyle bir mantık, böyle bir anlayış olamaz'' dedi. Erdoğan, DEİK'in Ceylan Otelde düzenlenen 2006 yılı Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada, huzurun, adaletin, refahın, barışın güvencesi olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi.

Türkiye'nin bölgesinde binlerce yıllık dokuyu bozmaya hiçbir gücün muktedir olamayacağını vurgulayan Erdoğan, ''Biz kardeşliğe, dayanışmaya, hukuka, adalete, barışa inanan bir milletiz. Kendimiz için istediğimiz huzuru, refahı, adaleti, hukuku, komşumuz için hangi inanca mensup olursa olsun bütün insanlık için de istiyoruz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, konuşmasında Orta Doğu'da yaşanan gelişmelere de dikkat çekerek, şunları kaydetti: ''Ne yazık ki yanı başımızdaki bir ülkede, sivil ve savunmasız çocuklar, kadınlar, yaşlılar, sokaklarda, evlerinde bombalar altında can verirken, küresel barıştan, küresel adaletten, hukuktan söz etmek güçleşiyor. Adeta mümkün olmaz hale geliyor. Dünyaya medeniyeti öğreten toprakların kör bir şiddetle yoğrulmasına göz yumamayız, seyirci kalamayız. Aynı olay on yıllardır bizi içimizde rahatsız ediyor.

Ne birey, ne toplum, ne de devlet olarak bölgede yükselen tehlikeye bigane kalmamız mümkün değildir. Oraya farklı nazarlarla bakan, Türkiye'nin içindeki terör olayına farklı nazarla bakıyor. Türkiye'de farklı, Orta Doğu'da farklı, Afganistan'da farklı, Somali'de, Madrid'de farklı olamaz. Terör, her yerde aynı şekilde tırmanıyor. Bunu A ülkesi yaptığı zaman hoşgörüyle yaklaş, B ülkesi yaptığı zaman farklı yaklaş. Böyle bir mantık, böyle bir anlayış olamaz. Orta Doğu'da barışın, kardeşliğin, insanlığın yeniden tesisi için her platformda aktif katkı yapmaya hazırız. Ama Türkiye'yi kendi içinde rahatsız eden terör olayına da aynı ilgiyle bakmaya herkes kendini hazırlasın, hazır olsun. Çünkü sonunda biz başımızın çaresine bakmasını biliriz.''

''YANGINI KÜÇÜKKEN SÖNDÜRMEKTE FAYDA VAR''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu amaçla her türlü gelişmeyi çok yönlü olarak değerlendirdiklerini ve muhtemel gelişmelere karşı hazırlıklı olduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bölgeden yükselen ateş, taraf ülkeler başta olmak üzere bizi ve bütün dünyayı etkileyecek kapasitededir. Yangını küçükken söndürmekte fayda var. Şiddet kullanma kabiliyetine sahip taraflar bilmelidir ki yalnızca şiddet ve güç üzerinde yükselen yapılar, sürekli olarak karşı şiddet ve karşı gücü ayakta tutarlar. Devletler ve toplumlar, silahlanmaya yaptıkları yatırımlarla değil barışa, adalete ve hukuka yaptıkları yatırımlarla ayakta durabilir.

Terörün 3 boyutu vardır. Terör ya bireyseldir, ya örgütseldir, ya da devlet terörüdür. Terörün içinde aktör olanlar bundan fayda sağlamaz. Geriye giderler. Başkasına tahammül edemeyen, kendisine tahammül edilmemesine şaşmamalıdır. Orta Doğu bölgesindeki insanlar, sonu gelmez savaşlardan, suikastlardan, yıkımlardan katliamlardan bunalmış durumda. Orada yaşanan bir örgütün eylemini bir ülkeye mal edemezsiniz. O ülkedeki bütün sivil hedefleri yok edemezsiniz. Bir ülkeyi toptan yok edemezsiniz. Buna kimsenin hakkı yoktur. Bu insancıl bir yaklaşım değildir. Küresel barışa katkı sağlamaz. Dünya devletleri ne yazık ki Orta Doğu'da gereken inisiyatifi göstermiyor veya gösteremiyor. Bu durumda Orta Doğu'daki devletler ve yönetimler, uluslararası hukukun değil şiddetin ve gücün anlamsız sarmalı içinde hapsoluyor. Yaklaşımımızı hep beraber belirleyerek, barışa katkıda bulunmamız şarttır. Türkiye, bunun için anahtar bir ülkedir.''

''BÜTÜN LİDERLERİ ARIYORUZ''

Recep Tayyip Erdoğan, Orta Doğu'da bir zamanlar bütün inançların esenlik içinde yaşadığını, buradaki toprakların bereketli ve barış dolu olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: ''Eksilen şey ne? Bölgenin kimyasını değiştiren ve barışı kırılmaya uğratan aktörler kimler? Bu soruyu kendimize lütfen soralım. Bunu herkesin düşünmesi lazım. Bu dram daha fazla devam ederse, bir süre sonra bunları konuşacağımız ortamlar da kalmayabilir. Biz Türkiye olarak, köklü devlet geleneğimiz içinde ateşkes, müzakere, anlaşma ve uluslararası hükümlere uyma ihtimallerinin gerçekleşmesi için her türlü resmi ve gayri resmi yaklaşımlara, inisiyatiflere fırsat verilmesini umuyoruz. Onun için ilgili ilgisiz bütün liderleri arıyoruz. Dikkatlerini çekiyoruz. Önceliğimiz akan kanın durmasıdır. Yoksa bu kan denizi büyüyecek ve maalesef belki de insanlığı tamamen yutacaktır. Bu endişeyi taşıyoruz. Bölgedeki irili ufaklı bütün aktörlerin aklını başına alma zamanı gelmiş ve geçmektedir. Tekrar ediyorum, şiddeti şiddetle değil akılla bertaraf etmeliyiz. Türkiye bir barış zeminidir. Buradan barış için her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.'' Başbakan Erdoğan, DEİK Genel Kuruluna katılan üyelere, Türkiye'nin refahına ve huzuruna yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ettiğini de söyledi.