Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı yayında soruları yanıtladı. Erdoğan, 31 Mart seçimlerine ilişkin yaptığı açıklamada, anket firmalarının hepsinin iflas edeceğini düşündüğünü söyledi. Erdoğan, Pendik'te broşür dağıtan Yusuf Özoğul'a da sahip çıkarak, Yusuf'a tepki gösteren kişinin davranışıyla ilgili "O provakatöre tam bir ahlak dersi verdi" ifadesini kullandı. Vatandaşı seçime katılıma teşvik eden Cumhurbaşkanı ''Sen gel ama gelmeyeni de al gel" çağrısında bulundu.
Abone olErdoğan, Edirne Belediye Başkanı'nın 15 Temmuz'daki görüntüleri içinse "Bu adam Edirne'de tekrar belediye başkan adayı. Bunlardan bu vatana fayda gelmez." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündemi değerlendirip, soruları yanıtladı. AK Parti İstanbul Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile İstanbul'da 39 ilçenin belediye başkan adayları da programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eşlik etti. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Biz eserlerimizle konuşuruz ve eserlerimiz için halkımızdan oy istiyoruz. Bu seçimlerde bence anket firmalarının hepsi iflas edecek. Partimize bir dava olarak bakıyoruz. Bir dava olarak baktığımız için de davaya ihanet edenin, tekrar orada yer alması olacak bir iş değil".
"Bu seçimlerde anket firmalarının hepsi iflas edecek"
Şu anda bunu söylemek belki erken. Yani çok değişik şeyler konuşuluyor. Bir defa bu seçimlerde anket firmalarının hepsi iflas edecek. Şu anda bizim çok sayıda anket firmalarıyla gerek belediyelerimizin gerek bizim bazı çalışmalar var. Bakıyoruz ki birbirinden o kadar uzak o kadar uzak neticeler önümüze geliyor ki belli ki bunların hiçbirisi bir şeyi tutturamayacak. Ya onlar tamamıyla bu işi sipariş üzerine yapıyorlar ya birbirleriyle denekler üzerinde ayrıca çalışmaları var. Tabii bunlar olduğu zaman sağlıklı neticeler ortaya çıkması mümkün değil.
"Halkımızın bu seçime katılımını teşvik ediyorum"
Şu andaki görüntü, biz tabi yüzde 85, 86 gibi katılımları Türkiye gördü. Bunu dünyada gören bir ülke yok. Bu konuda Türkiye örnek. Böyle bir durumu var. Bu seçimde bu olur mu olmaz mı? Ben konuşmalarımda katılıma özellikle vurgu yapıyorum. Halkımızın bu seçime katılımını teşvik ediyorum. Bu katılımı sağlayacağız ki inşallah seçim neticeleri üzerinde farklı bir etki doğuralım.
"Sen gel ama gelmeyeni de al gel"
Her zaman söylediğim gibi ‘demokrasi yerelde başlar, genelde değil. Demokrasi yerelde başladığı zaman geneli güçlü kılar.’ Onun için de burada özellikle bu büyükşehirlerde, 30 büyükşehirde yapılacak olan seçim ve katılım çok çok önemli. Halkımızın da bu seçimlere katılımı bizler için büyük önem arz ediyor. Şu anda meydanlardaki dile bakarak değerlendirirsek, ben katılımın yüksek olacağına inanıyorum. Çünkü meydanlar çok iyi. Bunlar gösteriyor ki şu anda halk artık bu işi tam manasıyla hazmetmiş, inanmış ve kendini pazara hazırlıyor. Biz de diyoruz ki Cumhur İttifakı olarak, ey benim vatandaşım, ey sevgili bu işi ihmal etme. Sen gel ama gelmeyeni de al gel. Çünkü meydanlar bir siyasi partinin, ittifakın bu ülkeye dair söyleyeceği sözün asıl yeridir. Miting alanları adeta siyasetin bir Kırkpınar’ıdır.
"Davaya ihanet edenin tekrar orada yer alması olacak bir iş değil"
Bakıyorsunuz bazıları böyle garip garip, diyelim ki aday yapmadınız. Aday yapmadığınız kişi hiç olmayacak bir siyasi partiden aday oluyor. Yeter ki aday olayım. Tabii bunları gördüğümüz zaman bunlara bizim bir sinyal vermemiz lazım. Bir de hep söylediğim bir ifade var, “bu trenden inen bir daha bu trene binemez.” Bunu da geçmişte çok yaşadık.
Bakıyorsun bizim partinin elemanı. Ayrılıyor, belli bir süreyi geçiyor yönetemiyor orayı, gidemiyor, tekrar dönmek istiyor. Tekrar dönmek istediği zaman da ister istemez teşkilatımız diyor ki, “bu bize ihanet etti bunu ne olur almayalım.” O da haklı. Niye? Çünkü bizim partimiz sıradan bir parti değil. Biz partimize bir dava olarak bakıyoruz.
Dava olarak baktığımız için de davaya ihanet edenin tekrar orada yer alması olacak bir iş değil. Bir yerde siyasi ahlak meselesi. Siyasi ahlaktan ödün vermeye başladığımız zaman bu işin kaderi üzerinde teri olanlar, işte o küskünler dediğimiz olaylar bunu doğurur. Artık bu küskünler ordusu meydana gelmesin, böyle bir şeyler olduysa artık sizler de affedici olacaksınız.
Çünkü karşımızda sıradan bir blok yok. Bir tarafta bu ülkenin tarihinde kara lekeleri olan bir CHP var, onun yanında Kandil’in desteklemiş olduğu malum siyasi parti var. Öbür tarafta içi karma karışık bir İyi Parti var. Bir de bakıyorsunuz yanda bir Saadet Partisi var. Dörtlü bir mekanizma, bu dörtlü mekanizmaya karşı da bizim dikkatli olmamız lazım. Sen bir dava adamıysan davada küslük olmaz.
“Yusuf’un yaptığı, o kadına verilen bir ahlak dersidir”
Meral Hanım’ın yanındaki yandaşları bu ama öbür tarafta Yusuf’umuzun duruşu bu. Yusuf’un bugün de bir defin olayı vardı. Arkadaşlar da onu bu akşam buraya davet etti. Bu akşam da çıktı buraya geldi. Şimdi bir şey var. O, mensubu olduğu partinin broşürünü dağıtıyor. Ben tabii Yusuf’u bu sebeple şahsım, partim, milletim adına kutluyorum. Demek ki lise mezunu da olarak bizim böyle gençlerimiz var. Yusuf’un yaptığı, o provokatör kadına ve onun temsil ettiği zihniyete verilen bir ahlak dersidir. Tam bir ahlak dersi verdi.
"Milleti göbek kaşıyanlar, makarnacılar diye yaftalayanlar onlar"
Meral’in de ders alması lazım. Bak senin yandaşların bunlar ama öbür tarafta işte Yusuf, o da bu. Alırsın, almazsın. Olayı makarnaya niye getiriyorsun. Makarna işi AK Parti’nin işi değil ki, makarna işi CHP’nin işi. Milleti göbek kaşıyanlar, makarnacılar diye yaftalayanlar onlar. Bizim parti olarak, belediyelerimiz olarak, biz her yerde fakir fukaraya her türlü yiyecek içecek dağıtmışızdır, bundan sonra da dağıtırız. Bu bizim sosyal belediyecilik anlayışımızın gereğidir.
Edirne Belediye Başkanının 15 Temmuz'daki görüntüleri
15 Temmuz 2016 bu devlete karşı darbe girişimi olayında, tabii olayın bir defa iki anı var ki çok önemli. Bir 23.15, bir de 01.15, iki saat ara. Tabii Bay Kemal, 23.15’te Atatürk Havalimanı’na iniyor. Oradan FETÖ’cüler, tankların arasından bunu alıyorlar ve Bakırköy Belediyesi’ne gönderiyorlar. Biz de 01.15’te oraya indiğimizde on binler havalimanında. 16 saat yaklaşık ben de orada kaldım. Valimiz, Birinci Ordu Komutanımız, şimdi Kara Kuvvetleri Komutanı, oradan süreci yönettik. Oradan süreci yönetirken bunların genel başkanı kalkıp da oradan tankların arasından kaçıp Bakırköy Belediyesi’ne giderse, onun arkasından gelenlerin de onların da bu tür kadeh tokuşturması ve o geceyi bu şekilde eğlenerek geçirmesi çok çok da anormal değil.
“Biz de bunların takibini süreceğiz, bunu bırakamayız”
Onlar tabii şimdi ortaya çıkıyor. Biz de bunların takibini süreceğiz, bunu bırakamayız. Şu anda bu adam Edirne’de tekrar belediye başkan adayı. Bunlardan bu vatana fayda gelmez. Bu tabii şu anda Kılıçdaroğlu’nun sadece tek yanlışı değil ki. Adalar’da belediye başkan adayı. Kim bu belediye başkan adayı? Geçen gün kendisi orada İstiklal Marşı’nı okuyor Bay Kemal, ama onun adayı İstiklal Marşı’nı okumuyor. Oradan insan bir kendine çeki düzen vermez mi? Şu anda Türkiye’de HDP’liler kongrelerinde, hiçbir yerde İstiklal Marşı okumazlar. Hatta bayrağımızı bile asmazlar. Şimdi Bay Kemal bunlarla ortaklık yapıyor. Kılıçdaroğlu’nun ortakları bunlar. Bunlarla bu ortaklığı yapan kişiler Türk siyasi hayatına yön verebilir mi? Bunu bizim vatandaşımıza anlatmamız lazım.
"FETÖ’cülerin şerefine kadeh kaldırıyor adam düşünün"
Benim şahsen bu şahsın böyle bir yola tevessül ettiğinden haberim olmadığı gibi bu şahıs bizim partimize girmeye tevessül etti. Belediye başkanlığı döneminde bize geçme teşebbüsü oldu. Sonra birçok arkadaşlarımız bu adamın böyle böyle olumsuz yönleri var, bu bize yakışmaz dediler. Biz de onun için dedik ki madem böyle bir durum var söz konusu değil bunu yaklaştırmayalım. Kaldı, 36 yıl önce ne diyor? “Haberdar değildik” diyor. Şimdi haberimiz var diyerek eğleniyor. FETÖ’cülerin şerefine kadeh kaldırıyor adam ya düşünün. İstikametini tam kaybetmiş. Bütün bu olanlardan da bu haberdar. Böyle bir durum söz konusu. Genel başkanı da çay ve kahve eşliğinde darbeyi Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinden izliyor. Birbirlerinden farkı yok.
“Kurlarda da lehte gelişme başlamış vaziyette”
Yerel seçimle genel seçimin öncesinde bu tür adımların atılmasını artık benim milletimin tefrik etmesi lazım. Bir yerel seçimin öncesinde bu tür ekonomik türbülanslar meydana getirilmeye çalışılması, eğer güçlü bir iktidar varsa bunları zaten rahatlıkla savuşturur. Bizde de yerel seçimin öncesinde bir defa böyle bir yola tevessül etmeleri, kendilerinin ne kadar bu işten uzak olduğunu, bu işten anlamadıklarını ortaya koydu. Bir anda ters köşe oldular. 7 bin 500’ü gördüğü zamanları yakalayacaklarını zannettiler. Yakalayamadıkları gibi de son hazırladıkları bir raporla şunu söylediler: “Bundan sonra seçimlere bir ay kalaya kadar raporlar çıkabilir ama bir ay içerisinde artık biz rapor yayınlamayacağız.” diye açıklama yapmak zorunda kaldılar.
Demek ki Türkiye Cumhuriyeti bu noktada artık tamamıyla güçlenmiş, güçlendiğinin yanında da artık bu tür şeyleri yutmuyor. Şimdi Ziraat Bankası’nın bu noktadaki bugün aldığı netice, sendikasyon olarak bunun göstergesi. Demek ki bankalarımızın gücü de bu noktada çok çok ileri bir konumda. Bunun yanında yine Amerika’sı, onların orada dünyayı adeta söğüşleyen mekanizmaları da bu işin tutmadığını, bunun artık tutmadığını gösterdi.