Başbakan Erdoğan ODTÜ ve yeşil için konuştu. Erdoğan, 'kimse bizimle rekabet edemez' dedi, rektöre de mesaj verdi.
Abone olAnkara'da 19 yıl önce 2 metrekare olan yeşil alan miktarının 19 metrekareye çıktığını hatırlatan Başbakan Erdoğan iktidarı çevre düşmanı gibi gösterenlere sert çıktı: "Yeşil konusunda hiç kimse bizimle rekabet edemez."
ODTÜ'lülerin protestolarına değinen Erdoğan, "Ben yaptım' tavrı ne kadar yanlışsa 'ben istemiyorum olmayacak' tavrı da o kadar yanlıştır. O kadar faşizandır." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan Ankara'da yapımı tamamlanan Next Level adlı AVM'nin açılış töreninde konuştu. Erdoğan'ın gündeminde yol düzenmesi ve çevre tartışmaları vardı. Tesisi yapanları Ankara'ya 500 milyon liralık önemli bir yatırımı kazandırmalarından dolayı kutlayan Erdoğan, sağlanan istihdam için de teşekkür etti.
TÜRKÇE İSİM İSTEDİ
İstanbul'daki benzeri yatırımların açılışında isimlendirme konusundaki daha önceki sözlerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Bu konuda hassasiyetimi ifade etmek istiyorum, bu tür eserlere yabancı dillerde isimler yerine Türkçe isimler vermeliyiz. Böylece bilhassa yeni nesillere dilimizin zenginliklerini tanıtmış, onları bu yönde özendirmiş olacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
BİR HAYALİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM
"Başta uzun vadeli planlar, stratejiler üretilmediği, şehirler noktasında büyüme ve gelişme istikameti çizilmediği için ortaya çıkan sorunlara çözüm üretmenin zorlaştığını dile getiren Başbakan Erdoğan, bir hayalini anlattı:
"Burada bir hayalimi açıkça sizlerle paylaşmak istiyorum, gönül isterdi ki Ankara'da TBMM'nin penceresinden Kızılay'a doğru baktığımızda Ulus'u, Eski Meclis Binası'nı, Ankara Kalesi'ni görebilelim. Arada da sadece yeşil alanlara, parklara, yayaların rahatça dolaşabildiği geniş bulvarlara sahip olabilelim."
Sözü trafik sıkışıklığına getiren Erdoğan, hükümetin hizmetlerinden rahatsızlık duyanların demokrasi anlayışını sorgulayarak sözlerine şöyle devam etti:
KENDİSİ İÇİN ÖZGÜRLÜK İSTEYENLER
"Ama bazıları hem trafikte rahatsız oluyor hem yeni yol inşa edilirken de rahatsız oluyor. Elektrik beş dakikalığına, yarım saat kesildiğinde rahatsız olanlar aynı anda baraj yapılmasına, nükleer santral yapılmasına da tepki verebiliyor. Hem kendi aracında tek başına seyahat edip hem de trafiğin sıkışmasından şikayet edenler olabiliyor. Altındaki arabasıyla çevreye verdiği rahatsızlığı hiç hesap etmeyenler, akmayan bir trafiğin çevreye, insana, ekonomiye verdiği zararı hiç dikkate almayanlar, yol yapılırken çevreciliği hatırlayabiliyor. Gecekondularda insanlık dışı şartlarda yaşanmasını eleştirenler aynı anda kentsel dönüşümü de eleştirebiliyor. Kendisi için özgürlük isteyenler kendileri dışındaki çok daha büyük bir kitlenin özgürlük taleplerine karşı çıkabiliyor, kendisi için demokrasi isteyenler çoğunluğun iradesini hiçe sayabiliyorlar.
BEN İSTEMİYORUM TAVRI DA O KADAR FAŞİZAN
Demokrasinin en başta birbirine saygı, hoşgörü ve bir arada yaşama kültürüdür. 'Ben istemiyorum yapmayacaksın' demek demokratik bir tavır, özgürlükçü bir tavır, başkasının haklarına saygılı bir tavır değil, baskıcı, otoriter, bencil ve faşizan bir tavırdır. 'Ben yaptım' tavrı ne kadar yanlışsa 'ben istemiyorum olmayacak' tavrı da o kadar yanlıştır. O kadar faşizandır. Şunu herkesin anlaması ve hazmetmesi gerekiyor, nasıl ki 90 yaşındaki bu Cumhuriyet belli bir zümrenin değil 76 milyonun Cumhuriyeti ise, bu şehir de belli bir zümrenin, belli bir mahallenin, ilçenin değil bu şehirde yaşayan 5 milyonun şehridir
ANKARA'DA YAŞAYAN 5 MİLYON KİŞİYE YOL YAPIYORUZ
Biz yol yaparken 3 kişiye değil Ankara'da yaşayan 5 milyon kişiye yapıyoruz. Ankara'nın bugününe değil geleceğine de yol yapıyoruz. Ankara'ya dünyadan gelen ziyaretçiler için yolları yapıyoruz.
KİMSE BİZİMLE REKABET EDEMEZ
Yeşil konsunda hiç kimse bizimle rekabet edemez. 19 yıl önce Ankara'da kişi başına yeşil miktarı sadece 2 metrekareydi. Şu anda kişi başına yeşil alan miktarı 19 metrekaredir. Üstelik nüfus 2 katına çıktığı halde 19 metrekare. Yani nüfus iki kat artamış olsaydı bu rakam 19 değil 38 metrekare olacaktı.
Bizi yeşile, çevreye tabiata adeta hasım gibi göstermek herhalde çok büyük bir adaletsizlik olur. Yapılan eleştirilerin, yapılan eylemlerin ardında çevre duyarlılığı, öyle bir şey yok. Farklı bazı niyetlerin olduğunu biz de görüyoruz. Aziz milletimiz de çok iyi görüyor.
SANDIK BAŞINDA HALLEDER
5 ay sonra sandık kurulacak. Kimin ne meselesi varsa o meseleyi sandık başında halleder. Sandıktan ne çıkarsa öperiz başımıza koyarız. Demokrasinin güzelliği de burada. Milli irade karşısında herkes boynunu eğmek zorundadır.
SAMİMİ ELEŞTİRİLERİ DİKKATE ALIRIZ
Biz samimi her eleştiriyi, her ikazı dikkate alırız. Her öneriyi, tavsiyeyi hassasiyetle dinleriz ve dikkate alırız. Bize oy versin ya da vermesin, söyleyecek sözü olan herkese kulak veririz. Herkesin talebini, isteğini, rahatsızlığını önemseriz. Ancak demokrasilerde bunun bir yolu, yöntemi, dili ve üslubu var. Herkesten bu demokratik tavrı, demokratik kültürü özellikle sergilemesini, kendi taleplerine gösterilmesini bekledikleri saygıyı, başkalarının taleplerine de göstermesini bekliyoruz."