BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,60
ALTIN 2.962,18
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'dan Kobani'ye Gezi benzetmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon'da Kobani gösterilerine sert çıktı.

Abone ol
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olaylarıyla başlayan hükümete yönelik darbe girişimlerinin 17 ve 25 Aralık'ta devam ettiğini, aynı oyun bu kez Kobani bahane edilerek bir kez daha uygulamaya konulduğunu iddia etti. İllegaliteye müsaade edilmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin IŞİD'e silah verdiği iddialarını ise sert bir dille eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığınca düzenlenen sivil toplum kuruluşlarıyla istişare toplantısında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine yönelik desteklerden dolayı tüm Trabzonlulara şükranlarını sunduğunu ifade etti.
 
Erdoğan, cumhurbaşkanı sıfatıyla bugün ilk defa toplu açılış törenine katıldığını, ilk defa sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiğini, Karadeniz Teknik Üniversitesinin akademik yıl açılış törenine katıldığını anlatarak, yarın Rize'de, pazar günü Bayburt ve Gümüşhane'de benzer programlara katılacağını, pazartesi günü de İstanbul'da bazı programlara katılıp, mezun olduğu Marmara Üniversitesinin akademik yıl açılış törenine katılacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İçeride, dışarıda bu tür programları sorumluluğumuz gereği gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Koşacağız, terleyeceğiz ve milletimize hizmet üretmenin çabası içinde olacağız" diye konuştu.
 
"İLLEGALİTEYE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ" 
 
Türkiye için birlik zamanı olduğunu dile getiren Erdoğan, parlamentonun içinde grubu olan bir siyasi partinin temsilcilerinin böyle bir zamanda herkesi sokağa davet ettiğini anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Sonra diyor ki 'Ben onları şiddete davet etmedim, sokağa davet ettim. Demokratik haklarınızı kullanın' dedim. Sizin demokratik hak anlayışınız bu, şiddet. Sizin demokratik hak anlayışınızda molotofkokteyli var. Sizin demokratik hak anlayışınızda taş var, silah var. Demokratik özgürlük bu değildir. Karşındaki insanın hakkını, hukukunu da korumak suretiyle gelirsin parlamentoda bunu sözlerinle, ifadenle, herşeyinle yaparsın. Devletin araç gereçlerine, kamu binalarına, okullara, hastanelere saldıranlar, bunların hepsinin bağlantısı sizinle. Bunlar bilinen gerçekler. Sivil vatandaşlarımızın araçlarını yakıyorsunuz, kim bu vatandaşlar? Onlar da Kürt. Onların da araçlarını yakıyorsunuz. Bölgede size hizmet veren esnafın mağazalarını yakıyorsunuz, yakmakla kalmıyorsunuz yağmalıyorsunuz. Bunları neyle ifade edeceksiniz?
 
Gezi olaylarında adım attılar, başaramadılar. 17, 25 Aralık'ta adım attılar, başaramadılar. 'Şimdi acaba böyle bir adım atarsak, bunu başarabilir miyiz'. Kobani'yi bahane ediyorsun da Musul'u niye bahane etmiyorsun? 200-250 bin insanın öldüğü Suriye'yi niye bahane etmiyorsun? Onu hiç konuşmuyorsun ama Kobani'yi konuşuyorsun. Bu yaklaşım tarzı, doğru bir yaklaşım tarzı değil. Barışı hedefleyen bir anlayış, bir siyaset böyle bir şeyi konuşamaz. 'Benim terör örgütüm iyi ama onun terör örgütü kötü'. Böyle bir kıyaslamaya gitmek, demokratik, barışçı, insani bir tavır değildir."

"MALİKİ'Yİ SAVUNANLAR IRAK'I IŞİD'E TESLİM ETTİ" 
 
Erdoğan, Maliki ile ilgili düşüncelerini yıllardan beri açık ve net bir şekilde dile getirdiklerini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
 
"Onun arkasında duranlar, onu savunanlar maalesef ona verdikleri silahlarla, Irak'ın üçte birini, malum terör örgütüne, IŞİD terör örgütüne şu anda teslim ettiler. Musul'u terk ederken, Maliki ordusu, terör örgütünün elindeki silahlar ki ağır silahlar, hepsi bunların ne yazık ki Amerika'nın silahlarıydı. Bunları da kendilerine söyledim. 'Bunlar sizin silahlarınız' dedim.
 
Şimdi Batı ülkeleri, 'Biz silah göndereceğiz'. Tamam da silahı nereye göndereceksiniz, kime göndereceksiniz? 'Yönetime göndereceğiz'. Tamam da o yönetim bunu nerede kullanacak, bugüne kadar kullandı mı? Bundan önce gönderilenler şimdi kimlerin elinde. Bu terör örgütünün tedarikçisi kim? Bu tedarik nereden oluyor? 'Çok güçlü bir istihbarat örgütüne sahibiz' diyor, o büyük ülkeler. Madem böyle büyük bir istihbarat örgütünüz var da, bu istihbarat örgütünüz niçin bu tedarik noktasında sizden başka kimlerin onlara tedarikçi olduğunu söylemiyor. Türkiye'ye geliyorlar, fatura kesiyorlar. IŞİD'e biz silah yardımı yapmışız. Hala bunu maalesef insafsızca, edepsizce kullanıyorlar. Kimse Türkiye'nin IŞİD'e silah temin ettiğini, bu tür bir yardımda bulunduğunu asla ispat edemez, asla söyleyemez. Biz terörün her çeşidine bugüne kadar nasıl karşı olduysak bundan sonra da karşı olacağız. Asla biz bunların yanında olmadık, olmayız ve olmayacağız."
 
"İSLAM'IN KARA LEKESİDİR"
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslamın kelime itibariyle "sin" yani "barış" kelimesinden türediğine dikkati çekerek, "Bir barış dini olan İslamı kimsenin terörle bir araya getirmeye hakkı yoktur, buna da müsaade edemeyiz. Bunun da önünü asla açamayız. Bu örgütün İslam adına konuşmaya zaten yetkisi yok, böyle bir hakkı da yok. Bu, İslamın adeta şu anda kara lekesidir. Bunlar sebebiyle İslam karalanıyor. Fakat Batı kısmen bunu anladı ve bunların İslam ile asla bağdaştırılamayacağını, dünyadaki yetkililer, gerek Obama olsun gerek İngiltere Başbakanı olsun onlar da bunu konuşmaya başladı, demek ki anlattıklarımızın bir tesiri oldu" değerlendirmesini yaptı.