Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki İkinci Muhtarlar Toplantısı'nda konuşma yaptı.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özgecan Aslan cinayetini işsizliğe bağlayan Kılıçdaroğlu'na "Adam cani işte. İşsizlik caniliği temize çıkarır mı? İşi var, minibüs şoförü. işsiz değil, adam minibüsün başındayken şoförlüğü yaparken bu vahşeti bu alçaklığı orada uyguluyor. İşsizlikle ne alakası var. Adam kalkıyor orada bile siyaset yapıyor" sözleriyle tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu'nun "CHP varken başkanlık sistemi gelemez" sözlerini eleştiren Erdoğan, " İşte gücün yetiyorsa gel başbakan ol, bak olamıyorsun. Yetiyorsa gel belediye başkanı ol, olamıyorsun" diye yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki İkinci Muhtarlar Toplantısı'nda konuşma yaptı. Erdoğan'ın gündeminde başkanlık sistemi, Özgecan Aslan'ın öldürülmesi ve çözüm süreci vardı.
İşte o açıklamalardan öne çıkan başlıklar:
"Bakınız bu aralar ben başkanlık sistemi diyorum, onlar diktatörlük diyor. Daha düne kadar başkanlık sistemini savunanlar dahi 180 derece dönüp aksini söylemeye başladılar.
SEÇİMLERE 31 PARTİ KATILIYOR BU NASIL DİKTATÖRLÜK
Geçmişte tek parti döneminin Milli Şef'ine itaati vatandaşlık borcu olarak görenler, şimdi kalkmış diktatörlükten bahsediyorlar. Bu nasıl bir diktatörlük ki bugün ülkemizde faal durumda 87 parti var. 7 Haziran seçimlerine de bunlardan 31'i katılıyor. Bu nasıl diktatörlük ya?
VATANDAŞ ONU ALAŞAĞI EDER
Muhtardan diktatör olabilir mi? Tevessül eden çıkarsa ilk seçimde köy halkından, mahalle halkından cevabını alır, vatandaş onu alaşağı eder. Öyleyse cumhurbaşkanından da devlet başkanından da böyle bir şey olmaz, olamaz.
GÜCÜN YETİYORSA GEL BAŞBAKAN OL
Çıkmış diyor ki bir tanesi, "ben burada olduğum sürece bu ülkeye başkanlık sistemi gelemez" Sen kimsin ya, milletin iradesinin karşısında durulmaz. Millet istediği zaman milletin istediği olur, sen kimsin ya? İşte gücün yetiyorsa gel başbakan ol, bak olamıyorsun. Yetiyorsa gel belediye başkanı ol, olamıyorsun.
ZORLU YOLU SEÇTİK
Örneğin şu an bulunduğum makam. Burada şöyle oturup seyretmeniz, önünüze gelen evrakları imzalamanız, protokol işleriyle meşgul olmanız mümkün mü? Mümkün. Peki, protokol işlerinin yanında ülkenin her meselesi için çalışmanız, çabalamanız mümkün mü? O da mümkün. Ama zorlu sıkıntılı bir yol. İşte biz bu yolu seçtik. Cumhurbaşkanı olarak benim en ücra köşedeki elim, ayağım, kulağım, gözüm sizler olmalısınız.
MİLLET ÇÖZÜM SÜRECİNE SAHİP ÇIKTI
Çözüm sürecini başarıyla neticelendirip geride bıraktığımızda hiç şüpheniz olmasın Türkiye'nin önünde yepyen bir dönem başlıyor. Yeni Türkiye terörsüz kavgasız gürültüsüz bir Türkiye olacaktır. Bu konuda en büyük desteği muhtarlardan bekliyoruz. Milletimiz çözüm sürecine sahip çıktı. Suhuletle çelik gibi sinirle yürütülmesi gereken hassas bir süreç. Bir yandan herkesin hakkını teslim ederken diğer yandan kimsenin rencide olmamamasını sağlamalıyız.
WESTMİNİSTER'IN ÜÇTE BİRİ PARAYA YAPILDI
Saray mı gerekiyordu diyorlar. Burası milletin evi. Hamdolsun Türkiye böyle bir yere sahip olduğu için övünmesi lazım. Biz bu millete layık olanı yaptık. İngiltere'nin Westminister'ın restorasyonu için harcadıkları para 3 milyar dolar. Biz o paranın üçte biri ile burayı yapıyoruz.
IMF kapısında borç dilenen bir ülkeden geliyoruz. 23.5 milyar dolar borcumuz vardı şimdi yok. MB rezervi 27.5 milyar dolardan 125 milyar dolara çıktı. Dün birkaç ay sonrasını göremeyen Türkiye vardı şimdi 2023 hesapları yapan bir Türkiye var.
İÇ GÜVENLİK PAKETİ SÜRATLE ÇIKSIN
Huzurlarınızda küçük hesaplar peşinde koşanlara, üç beş sokak eylemiyle, üç-beş molotofla ülkenin istikametini değiştirebileceğini sananlara seslenmek istiyorum: Başaramayacaksınız. Beyhude uğraşıyorsunuz. Bu tren artık bu raydan çıkmaz. Bu çomaklar, bu tekeri yolundan alıkoyamaz. Geçti o alaca karanlık günleri, geçti o fetret devri.
Molotof atılması neticesiyle şehit olan Serap kızımızı bir kenara koyamayız. Bana göre bu geç kalınmış bir adım zaten. Şu anda iç güvenlikle ilgili yasanın süratle çıkması ve bir an önce uygulamaya girmesi gerekir.
Neresi nesi rahatsız ediyor? Cam çerçeve bütün esnafların dükkanları böyle yakılıyor yıkılıyor. Arabaları böyle yaktılar. Belediye otobüsü senin neyine ya, neresi seni rahatsız ediyor? 40 yılım siyaset içinde geçti. Damdan düşen birisi olduğum için biliyorum. Artık büyük Türkiye var. Artık yeni Türkiye var.
400 VEKİL İSTEDİ
7 haziran seçimlerinin Türkiye'nin önünü açacak şekilde neticeleneceğini ümit ediyorum. Onun için 400 milletvekili gerekiyor. O zaman diyorum ki iktidara milletimiz inşallah 400 vekil versin, yeni anayasa bu parlamentodan geçsin ve bununla birlikte başkanlık sistemi ihya edilsin ve bu prangalardan bu ülke kurtulsun.
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHA KALDIRIR
Başkanlık sisteminin Türkiye'yi şaha kaldıracağını düşünüyorum. Bu mesele, benim şahsi meselem değildir. Bu ihtiyaç milletimizin binlerce yıllık devlet geleneğinin tabii bir sonucudur. Mevcut sistem artık Türkiye'ye dar geliyor, yetersiz geliyor. Dünya değişiyor, bölgemiz değişiyor, her şey değişiyor. Bizdeki birtakım çevreler ısrarla, inatla yerinde sayıyor.
KENDİMİZE ÖZGÜ BAŞKANLIK SİSTEMİ OLUR
Demokrasi başkanlık sisteminde yok mu? Var. Dünyanın en ileri demokrasisi nerede? Amerika'da. Peki ekonomi? Dünyanın en ileri ekonomisi Amerika. Orada da başkanlık sistemi var. İlla orayı tıpa tıp mı yapacaksın? Hayır. Uygun gördüğün şeyleri oradan alırsın. Fransa'da, Avrupa'nın herhangi bir yerinden ne alacaksan onu da alırsın. Güney Amerika ülkelerinden de alırsın. Adeta bir arının hassasiyeti içerisinde, her çiçekten nasibini alır, balını yapar, ortaya koyarsın. Olay budur. Bu da bize özgü olur. Bizim geleneğimize, göreneğimize özgü bir başkanlık sistemi olur.
KILIÇDAROĞLU'NA ÖZGECAN YANITI
'Mersin'de bir vahşet yaşanıyor, yüreklere ateş düşüyor. Muhalefet partisinin başındaki zat, siyaset yapmak adına tutup meseleyi işsizliğe bağlıyor. Yahu adam cani, bu adamın inancıyla, etnik kökeniyle, sosyal statüsüyle bir ilgisi yok. Adam cani işte. İşsizlik caniliği temize çıkarır mı? İşi var, minibüs şoförü. işsiz değil, adam minibüsün başındayken şoförlüğü yaparken bu vahşeti bu alçaklığı orada uyguluyor. İşsizlikle ne alakası var. Adam kalkıyor orada bile siyaset yapıyor.
Kendi mensupları dans ediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Neymiş tacizin yıldönümüymüş. Geç o işi geç. Bu tür vahşetlerin olduğu günlerde biz kendi medeniyetimizde kendi kültürümüzde kalkarız fatihalarımızla rahmet dileriz anarız yad ederiz.
BİZİM DİNİMİZLE İLGİN YOK Kİ
Ben kalkıyorum, 'Kadının, Allah'ın erkeklere bir emaneti' olduğunu söylüyorum, bu feministler filan var ya, bunlar da çıkıyor 'Ne demek kadın emanetmiş' diyor, 'Bu bir hakarettir' diyor. Ya senin bizim medeniyetimizle, bizim inancımızla, bizim dinimizle ilgin yok ki. Biz sevgililer sevgilisinin o Veda Hutbesi'ndeki hitabına bakıyoruz. 'Allah'ın bir emanetidir' diyor, 'O emanete saygı duyun, sahip çıkın' diyor. Ortada bu varken farkı yerlere çekmenin anlamı yok."
BABASI TÜM İNSANLIĞA DERS VERDİ
Özgecanımızın annesine de babasına da şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu vahşet karşısında her babanın, her annenin böyle vakur bir duruş koyması mümkün değil. Mehmet Efendi, adeta Türkiye'ye değil tüm insanlığa bir ders verdi. Bugün Adalet Bakanım ile görüşmem olacak. Kardeşlerim, sonuna kadar bu vahşilere almaları gereken en ağır cezayı almaları noktasında elimizden geleni sonuna kadar yapacağız.