BIST 9.745
DOLAR 35,21
EURO 36,82
ALTIN 2.979,90
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na hodri meydan

Mardin'de çok konuşulan sözlerini İstanbul'da tekrarlayan Başbakan Erdoğan'ın hedefinde Kılıçdaroğlu vardı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Mardin'de "Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum" diyen Erdoğan'ın sözleri gündemdeki yerini koruyor.

Kılıçdaroğlu'nun "Adam gibi adamsan git bu konuşmayı Rize'de yap bakalım" iddiasına cevap gecikmedi.

İstanbul'da kentsel dönüşüm töreninde konuşan Erdoğan, o cümleyi bir kez daha tekrarladı ve Kılıçdaroğlu'na böyle seslendi:

"Sıkıysa, samimiysen, dürüstsen ben bu ifadelerin aynını yakında Rize'ye gideceğim, Rize'de de kullanacağım, söyleyeceğim. Peki söylediğimde sen ne yapacaksın onu söyle..."

Hakan Şükür'ün "ben aslen Türk değilim" sözlerini eleştirenlere de Erdoğan, "Göğsünde Ay-yıldızlı bayrağı taşıyan ve en çok gol atan bir kardeşimiz. Bu milletin evladı." sözleriyle karşılık verdi.

Başbakan Erdoğan, Zeytinburnu Sümer Mahallesi'nde düzenlenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri yıkım ve anahtar teslimi ile 437 yeni İETT otobüsünün hizmete alım töreninde konuştu.

Çözüm sürecine değinen Erdoğan, Mardin mitinginde yaptığı konuşmayı istismar etmekle suçladığı CHP liderini hedef aldı:

"Gerek Mardin merkezde gerek Midyat ve Kızıltepe'de çok büyük coşkuyla, çok büyük bir samimiyetle karşılandık. Binlerce, on binlerce kişinin katıldığı o törenlerle farklı bir heyecanı yaşadık geçen haftanın sonunda. Hükümet olarak 10 yıldır Türkiye'de kardeşliği daha da büyütmenin, daha da yüceltmenin mücadelesi içindeyiz. Kardeşliğimizin bu topraklara çok güçlü şekilde kök saldığını 81 vilayetimizin tamamında müşahede ediyorum."

AYNI İFADEYİ BUGÜN İSTANBUL'DA SÖYLÜYORUM

Başbakan Erdoğan, Kayseri'ye gittiklerinde muhabbetle Şanlıurfa'ya gittiklerinde samimiyetle karşılandıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

''Van'a gidiyoruz, halkımız bizi kucaklıyor. İstanbul'a geliyoruz, buyurun aynı şekilde, aynı aşkı, aynı heyecanı, aynı coşkuyu burada görüyoruz. Mardin'de de Türkiye'nin diğer 80 vilayetinde de gördüğümüz vefayı bizzat yerinde hissettik. Mardinli kardeşlerimizin, Türkiye'deki çözüm atmosferinden dolayı çok heyecanlı, çok umutlu olduklarını yerinde gördük. Şimdi ben, Mardin Kızıltepe'de bir ifade kullandım. Dedim ki 'Bu süreçte bizim karşımıza, Kürtlükle de Türklükle de çıkılmasın... Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.' Aynı ifadeyi bugün İstanbul'da da söylüyorum. Kimse bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız. 

Anamuhalefet Partisi'nin genel başkanı, 'Bu sözleri Rize'de söyleyemezsin' diyor. Farklı mekanlarda farklı şeyler söylemek, bunları görmek istiyorsa, Anamuhalefet Partisi'nin genel başkanı aynaya baksın. Biz siyasi hayatımız boyunca, doğuda farklı, batıda farklı konuşanlardan olmadık. Diyarbakır'da ne söylediysek, geldik İstanbul'da aynısını söyledik.

RİZE'DE SÖYLEYECEĞİM, SÖYLEDİĞİMDE SEN NE YAPACAKSIN ONU SÖYLE

Şimdi ben buradan sana sesleniyorum Kılıçdaroğlu; sıkıysa, samimiysen, dürüstsen ben bu ifadelerin aynını yakında Rize'ye gideceğim, Rize'de de kullanacağım, söyleyeceğim. Peki söylediğimde sen ne yapacaksın onu söyle... Çünkü ben Rize'deki hemşehrilerime ne söylediysem Şanlıurfa'da onu söyledim.

ABDESTİMDEM ŞÜPHEM YOK Kİ

Şanlıurfa'da ne söylediysem Rize'de de onu söyledim. Benim abdestimden şüphem yok ki, namazımdan şüphem olsun. İstanbul'da nasıl gururla Türkiye Cumhuriyeti'nin ay yıldızlı bayrağını salladıysak, gururla onurla şerefle salladıysak, gittik Hakkari'de de Türkiye'de de dünyada da o bayrağı salladık.

HAKKARİ'DE TÜRK BAYRAĞI SALLAYAMADIN

Peki Kılıçdaroğlu, sen partinin mitinginde, Hakkari'de bir tane Türkiye bayrağı sallayamadın. Sallayamadın hani. Bütün televizyon kayıtlarında her şeyde bu var. Kardeşlerim bunların üstü şişhane altı kavaldır. Bunlardan hiçbir şey beklemeyin. Bunlarda dürüstlük yok, samimiyet yok.''

KİMİN SAMİMİ KİMİN İSTİSMARCI OLDUĞUNU ORATAY KOYACAĞIZ

Afyonkarahisar'dan yola çıkarken ne söyledilerse bugün de aynısını söylediklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

''Ne dedik 'Etnik milliyetçiliğe karşıyız' dedik. Ne dedik 'Bölgesel milliyetçiliğe karşıyız' dedik. Ne dedik 'Dinsel milliyetçiliğe karşıyız' dedik. Bakınız, benim, Kızıltepe'de, 'ayaklarımın altındadır' dediğim milliyetçilik, etnik kökene dayalı milliyetçiliktir, yani ırkçılıktır, yani kafatasçılıktır. Benim, 'ayaklarımın altındadır' dediğim milliyetçilik; ayrımcılık anlamında, kibir anlamında, başkasını küçük görme anlamındaki milliyetçiliktir. Yoksa bizim millet anlayışımız da milliyet anlayışımız da bellidir. Biz 76 milyonu tek bir millet olarak görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bunu yeni anayasa teklifimizde de sunduk. Milliyetçiliği de işte o 76 milyona hizmet etmek olarak görüyoruz. Yani bizim anlayışımızda milliyetçilik vatanseverliktir, vatanperverliktir, milliyetperverliktir ve bu milletin hizmetkarı olmaktır. Budur asıl milliyetçilik. Salı günü grup toplantımızda inşallah bu meseleyi etraflıca ele alacağız. Bu ülkede kimin gerçekten milliyetçi olduğunu, kimin de etnik köken milliyetçisi olduğunu, kimin samimi, kimin istismarcı olduğunu ortaya koyacağız.

MİLİYETÇİLİK MİLLEET HİZMET ETMEKTİR

Muhalefet partilerinin, hep bir ağızdan, son derece çirkin, son derece cahilce, millet ve milliyet kavramlarını istismar etmelerine, çarpıtmalarına da asla izin vermeyeceğiz. Hep söylüyorum... Milliyetçilik, slogan atmak değildir. Milliyetçilik, işte burada yaptığımız gibi, millete hizmet etmektir, milletin içinde olmaktır, milletle gönül bağını kurmaktır. İşte biz, buyuz. Biz, bu millete hizmetkar olarak milliyetçiyiz; etnik köken milliyetçisi değiliz.''

MİLLİ FORMAYI ONDAN FAZLA GİYEN VAR MI?

Başbakan Erdoğan, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür'ün dün Burdur'da Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde verdiği konferansta söylediği sözlere ilişkin yapılan tepkilere değinerek, şöyle devam etti:

''Dün milletvekili arkadaşım Hakan Şükür, Burdur'da Mehmet Akif Üniversitesi'nde bir konferans verdi. Konferansta kendini tanıtıyor. 'Ben aslen Türk değilim'. Yani etnik yapı, kökeni itibariyle... 'Ben Arnavut'um' diyor. Mehmet Akif de bir Arnavut. Mehmet Akif bir Arnavut olarak İstiklal Marşımızın şairi. O, Mehmet Akif'i, o Türklükten çıkarıyor mu? Çünkü o ırki anlamda hiç bir zaman Arnavutluk'un müdebbir bir savunucusu olmadı ki. Tam aksine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bu milletin bir evladı olarak, İstiklal Marşı'nı yazdı. O duygular içerisinde yazdı. Şimdi Hakan Şükür kardeşimiz, bir Arnavut çocuğu olarak, bu ülkenin milli takımında, ondan daha fazla forma giyen bir ikinci kişi yok. Göğsünde Ay-yıldızlı bayrağı taşıyan ve en çok gol atan bir kardeşimiz. Bu milletin evladı. Utanmadan sıkılmadan bazı gazeteler, kalkıyor onunla ilgili güya onu Türklüğün dışında bir yere oturtmak istiyor. 'Öyle demedi de böyle dedi'... Asıl ayrımcılığı işte onlar yapıyor.

GİYDİĞİ MİLLİ FORMASIYLA TARİH OLDU

Lafla peynir gemisi yürümez. İş üreteceksin iş. Biz, uygulamadayız. Her zaman söylüyorum ya Ziya Paşa'nın sözünü, 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri'. Şimdi Hakan Şükür, attığı gollerle tarih oldu, giydiği milli takım formasıyla tarih oldu, onunla anılıyor, anılacak. İşte biz de bu diktiğimiz eserlerle evvelallah anılıyor, anılacağız, anılmaya devam edeceğiz. Onlar isteseler de istemeseler de...''