Başbakan Erdoğan, CHP ve marjinal sol örgütlerin kentsel dönüşüme yoksulluğu istismar etmek için karşı çıktıklarını söyledi.
Abone olBaşbakan Erdoğan, bazı çevrelerin başlattığı "evime dokunma" kampanyasıyla birlikte hükümete yönelik eleştirilere cevap verdi.
Yeni konutlarla Türkiye'nin çürümüş sisteminin ortadan kalktığını ifade eden Erdoğan, "Hiç kimsenin, üzerine yıkılacak gibi eğreti duran konutlarda yaşamasına göz yummayız." ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, Zeytinburnu Sümer Mahallesi'nde düzenlenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri yıkım ve anahtar teslimi ile 437 yeni İETT otobüsünün hizmete alım töreninde konuştu.
GÖZ GÖRE GÖRE HAYATA GÖZLERİNİ YUMMAZINA SEYİRCİ KALAMAYIZ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Hiç kimsenin kümes gibi, kulübe gibi, derme çatma evlerde yaşamasına razı olamayız. Kendimiz için istemediğimizi kardeşlerimiz için isteyemeyiz, anlayışımız bu. Hiç kimsenin, üzerine yıkılacak gibi eğreti duran konutlarda yaşamasına göz yummayız. İstanbul için mukadder olan bir depremde, hiç kimsenin göz göre göre hayata gözlerini yummasına seyirci kalamayız. Ne yapıyorsak, sizin için, milletimiz için, İstanbul için ve Türkiye için yapıyoruz'' dedi.
Dönüşüm çalışmalarında, hiç kimsenin mağdur olmasına izin vermediklerini, müsaade etmediklerini ve müsamaha göstermediklerini söyledi.
Tam tersine, son derece iyi niyetle, tamamen vatandaşı ve çocukları düşünerek önemli bir adım attıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Benim vatandaşım, benim İstanbullu kardeşim, en iyi konutlarda, en sağlıklı konutlarda, en sağlam konutlarda, korkmadan, tedirgin olmadan oturma, yaşama hakkına fazlasıyla sahiptir. Hiç kimsenin kümes gibi, kulübe gibi, derme çatma evlerde yaşamasına razı olamayız. Kendimiz için istemediğimizi kardeşlerimiz için isteyemeyiz, anlayışımız bu. Hiç kimsenin, üzerine yıkılacak gibi eğreti duran konutlarda yaşamasına göz yummayız. İstanbul için mukadder olan bir depremde, hiç kimsenin göz göre göre hayata gözlerini yummasına seyirci kalamayız. Ne yapıyorsak, sizin için, milletimiz için, İstanbul için ve Türkiye için yapıyoruz.''
ONLARIN ANLAYIŞINDA POLİTBÜRO ANLAYIŞI VAR
Başbakan Erdoğan, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye genelinde, ''malum bazı çevreler''in, onların başında da Anamuhalefet Partisi'nin, kentsel dönüşüm projelerine muhalefet ettiğini anlattı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Evime Dokunma' diyerek, yalanları, iftiraları yayarak, kimi mahalleleri galeyana getirerek, tahrik ederek, bu son derece önemli dönüşüm sürecini sekteye uğratmaya çalışıyorlar. Çünkü anamuhalefetin zihniyetinde iki tabaka vardır. Bir, kaymak tabakası. Onlar farklı bir dünyada yaşarlar. İki, tamamen ezilenler. Çünkü onların anlayışında politbüro kalıntısı anlayış var. Onlar, ezen ezilen mantığıyla halka bakarlar ve bunu hala sürdürmeye devam ederler. Anamuhalefet Partisi de onun kol kola olduğu, işbirliği yaptığı marjinal sol örgütler de terör örgütleri de bu dönüşümün gerçekleşmesini belli sebeplerle istemiyorlar. Neden? Çünkü mağduriyet diyerek, fırsat devşiriyorlar. Yoksulluğu istismar ediyorlar. Benim kardeşimi önce yoksulluğa mahkum edip, sonra da duygularını istismara kalkışıyorlar. Militan devşirdikleri, istismar ettikleri, her türlü karanlık işi çevirdikleri, insanca yaşamdan uzak bu yapılaşmanın devamını istiyorlar.
ZENCİ TÜRKLER
Özellikle Anamuhalefet Partisi, bütün tarihi boyunca, tüm imtiyazların, tüm imkanların kendi elinde toplanmasını istemiştir. Kendisi en iyi eğitim imkanlarına sahip olacak, ama gecekondulunun çocuğu okumayacak. Şöyle bir inceleyin, araştırın bakın; onlara destek verenleri şöyle bir inceleyin. Onlar bu ülkenin en iyi eğitim kurumlarında okumuşlardır. Aradan sıyrılıp çıkanlar, hep zenci Türk olarak görülmüşlerdir. İşte biz de onlardanız. Onlar hep en iyi işlerde çalışır, ama kapıcının çocuğu kapıcı kalacak. Kendisi en iyi konutlarda oturur, ama yoksul gecekonduya, işte dediğim gibi, o garip gurebayı mahkum eder. On yıllar boyunca işte bu anlayışı savundular. Nasıl ki Anadolu çocuklarını okullardan uzak tuttularsa, nasıl ki Trakya'nın çocuklarını bürokrasiden uzak tuttularsa, büyük şehirlerdeki yoksulları da şehirlerden uzak tutmak istediler.''
ÇÜRÜMÜŞ SİSTEM ORTADAN KALKIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yapılan dönüşümlerle inşa edilen, yıkılan, ardından yenisi inşa edilecek konutlarla aslında Türkiye'de çürümüş bir sistemi ortadan kaldırdıklarını belirterek, ''Şu binalarla çürümüş bir sistem ortadan kalkıyor. Yoksulun hep yoksul, zenginin de hep zengin kalması üzerine inşa edilmiş bir sistemi, biz bu kentsel dönüşümle birlikte tersine çeviriyor, herkese insanca yaşam imkanını getiriyoruz'' dedi.
İFTİRALAR KULAK ASMAYIN
Erdoğan, vatandaşlardan, muhalefetin, marjinal örgütlerin, terör örgütlerinin propagandalarına aldanmamasını, dedikodulara, yalanlara, iftiralara asla kulak asmamasını isteyerek, ''Biz bu yola sizlerle birlikte çıktık, bu yolda sizlerle yürüyoruz, Allah'ın izniyle bu yolda sizlerle yürümeye, her ne yaparsak sizin için ve sizlerle birlikte yapmaya devam edeceğiz'' ifadelerini kullandı.
YANDIM ALLAH DEMEKTENSE
Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında, toplamda 731 aileyi bu törenle resmi olarak evlerine kavuşturduklarını belirterek, bugün bu töreni asıl önemli ve farklı kılan başka bir nokta olduğunu ifade etti.
Gerçekleştirilen törenle İstanbul genelinde 14 bin 663 konutun ve 3 bin 65 iş yerinin yıkımını gerçekleştirdikleri bilgisini veren Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şimdi birileri çıkacak, 'Yıkım için tören olur mu? Hükümet yıkım yapıyor' diyecek. Evet... Bugün bu törenle insanımız için hayırlı olan bir yıkımı gerçekleştiriyoruz. Allah göstermesin, depremlerde yıkımların altında kalıp da 'Yandım Allah' demektense umudun tohumlarının atıldığı bu yıkımların yapılması bizim ufkumuzun ne anlama geldiğini gösteriyor. Biz bugün bu yıkımla Allah'a hamdolsun, sizlerden Allah razı olsun, ülkemiz için, milletimiz için, İstanbullular için son derece hayırlı bir işin adımını atıyoruz. Davul zurnayla neşeyle heyecanla umutla bugün hayırlı bir yıkım yapıyoruz. Yıkıyoruz, zira çok daha iyisini, çok daha kalitelisini, çok daha sağlamını, çok daha sağlıklısını yapacağız. Zorla polisle jandarmayla bu mülklerin sahiplerine rağmen değil, bu yıkımı, bu mülklerin sahipleriyle onların gönül rızasıyla onların katkı ve destekleriyle gerçekleştiriyoruz.''
İSTANBUL ÇOK BÜYÜK GÖÇ ALDI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un son 50–60 yıl boyunca Anadolu'dan, Trakya'dan çok büyük göç aldığını, köyünde, ilçesinde, şehrinde geçim sıkıntısı çeken, eğitim, sağlık imkanı olmayan ya da muhtelif sebeplerle yüz binlerce vatandaşın İstanbul'a akın ettiğini ifade ederek, belediye başkanı olduğu dönemde 8,5 milyon olan İstanbul nüfusunun, şu an 14,5 milyon olduğunu, dönemin hükümetlerinin bu göçün önüne geçecek tedbirleri almadıklarını, göçü engellemediklerini, bu göçler nedeniyle oluşan çarpık kentleşmeye müsamaha gösterdiklerini anlattı.
İSTANBUL'A VİZE
''Ben 'Vize uygulaması, nakil ilmühaberi' dediğim zaman belediye başkanlığımda, o günün hükümetleri 'Siz bu ülkede insanımıza seyahat özgürlüğünü mü engelliyorsunuz?' dediler. O gün adımlar atılmış olsaydı, 'Sen niye İstanbul'a geliyorsun, İstanbul'da senin evin, işin, yerin var mı?' diye sorulsaydı, bugün belki de biz bu sıkıntıları yaşamayacaktık'' diyen Erdoğan, bu durumun sadece İstanbul için değil, Adana, Gaziantep, Antalya için de geçerli olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, vatandaşların kendi köyünde, ilçesinde, Anadolu ve Trakya'daki şehrinde iş, aş bulması ve çocuklarına istikbal umudu görmesi halinde İstanbul'a gelmeyeceğini ifade ederek, ancak 10 yıllar boyunca Anadolu, Trakya için bu imkanların sağlanamadığını, İstanbul'a gelenler için de durumun aynı olduğunu anlattı.
Başını sokmak için bir çatı arayanların gecekondu inşa ettiklerini, ucuz, sağlıksız, derme çatma konutlara yerleştiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
ÇOCUKLAR O SULARLA OYNAYARAK YETİŞTİLER
''Hükümetler gecekondulara müsamaha gösterdikçe, gecekondular büyüdü, yayıldı ve şehri adeta kuşattı. Allah göstermesin bir yangın olsa o gecekondularda yaşayan kardeşlerimin kaçma ihtimali yoktu, itfaiye araçlarının oralara girmesi mümkün değildi. Köyünden kalkıp İstanbul'a gelenler, bu gecekondularda, son derece sağlıksız, kalitesiz, tehlikeli konutlarda hayata tutunma mücadelesi verdiler. Bu gecekonduların aralarından lağım sularının akmasına benim insanım mahkum mu? Ama mahkum edildi. Bu aciz hükümetler sebebiyle... Çocuklar o sularla oynayarak yetiştiler. Bunları ülkemizde biz gördük, yaşadık. Ama çocukların bu bedeli ödemesi gerekmiyor. Çocuklarımızın, torunlarımızın bu sıkıntıları çekmesi gerekmiyor. Sizin ve bizim çektiğimiz sıkıntıları, anne babalarımızın çektiği çileleri, artık çocuklarımızın çekmesi gerekmiyor. Bizim, hem İstanbul'da hem tüm Türkiye'de artık bu dönüşümü, bu değişimi sağlamamız, çocuklarımıza daha yaşanabilir şehirler emanet etmemiz gerekiyor. Başbakan olarak bu, benim de kabinemin de grubumun da belediye başkanı arkadaşlarımın da il genel meclisi üyesi arkadaşlarımın da görevi. Daha geniş alıyorum, partimin tüm birimlerinin görevi. Çünkü biz 'Böyle gelmiş, böyle gider' diyemeyiz. Dedeler gecekonduda oturdu, babalar gecekonduda oturdu, çocukları da biz o gecekondulara, o çürük yapılara mahkum edemeyiz.''
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde bu çarpık gidişe dur demek için adımlar attığını aktaran Erdoğan, Başak ve Hilal konutlarını bu anlayışla başlattığını, görevi devrettiğinde yaklaşık 17 bin 500 konut yaptıklarını bildirdi.
Erdoğan, şu an itibariyle 500 bine yakın konutu son 10 yılda hazırlayıp sahiplerine teslim ettiklerini ve etmeye devam ettiklerini aktardı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bir yandan İstanbul'daki çarpık kentleşmeyi durdurmak, bir yandan da İstanbul'u dönüştürmek için çok yoğun mücadele verdim. Sağolsun, Kadir Topbaş kardeşimiz de bizden aldığı bu emaneti hakkıyla taşıdı, İstanbul'daki dönüşümü hız kesmeden sürdürdü'' diye konuştu.