BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'dan İstanbul çıkarması

Başbakan olduktan sonra İstanbul'a adeta çıkarma yapan Erdoğan, katıldığı toplantıda her kesime mesaj gönderdi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Gerilimden, öfkeden, şiddetten medet umanlar oldu ama AK Parti'nin siyasete açtığı ak sayfa ile artık gerilim tüccarları tasfiye oldu'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mydonose Showland'a gerekleştirilen Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İstanbul İl Başkanlığı'nın 9. Danışma Meclisi'ne katıldı. Kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, konuşmaya başlamadan önce uzun süre alkışlandı. Siyasetteki yolculuğuna, yıllar önce İstanbul'dan başladığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Uzun, uzun olduğu kadar meşakkatli bir yolculuğa çıkmıştık yıllarca önce. Çıktığımız yol, Allah'a hamd olsun bizi yeni bir menzile getirdi. Yine sizlerle birlikteyiz. Yaklaşık 20 ay önce kurduğumuz AK Parti, yine sizlerin sayesinde Türkiye'nin özlemleriyle, talepleriyle buluştu. Bu buluşma, Türkiye'nin her tarafında büyük bir heyecan dalgasını harekete geçirdi. Şimdi bu heyecanı, yıllardır ertelenen hizmetler için seferber etme zamanıdır, toplumla devlet arasında hiçbir mesafe kalmayıncaya kadar adaletle, hakkaniyetle çalışma zamanıdır'' diye konuştu. Erdoğan, AK Parti içinde koltuk sevdalıları olmadığını ima ederek, ''Vardığımız bu noktanın nihai gayemiz olmadığını özellikle söylüyorum. Hem kendimiz, hem de yol arkadaşlarımız bu makamların sürekli olmadığını aklından çıkarmasın. Unutmayalım ki, bizden önce de hükümetler kuruldu. Bu ülkenin insanları arasından başbakanlar, bakanlar ve bürokratlar çıktı. Biz, bu yolu birilerine makamlar kazandırmak için yürümediğimizi hep söyledik, şimdi bunu icraatımızla göstermeye mecburuz. Bu nedenle geldiğimiz yer durup oturacağımız bir yer değildir. Yeni ufuklara yürüyeceğiz. Büyük ülkemiz ve milletimize layık olmak için gecemizi gündüzümüze katıp çalışacağız. Kuşkusuz geldiğimiz yere kolay gelmedik. Bu yolda hepimiz bireysel hikayeler yaşadık, yazdık. Bunun farkındayız. Her birimiz ayrı ayrı bir şiire mısra, bir şarkıya beste olduk. Yaşanan bütün öyküler, yazılan bütün şiirler, bestelenen bütün şarkılar saygındır ama tüm öyküler, tüm şiirler ve bu yolculuk sadece milletimize aittir'' şeklinde konuştu. ''YOLA ÇIKTIĞIMIZ ZEMİNİ ASLA UNUTMAMAMIZ GEREKİYOR'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin geleceğinin, kendi zemininde sabit kalmasına bağlı olduğunu söyledi. Erdoğan, ''Buradan bir itibar, güven ve istikrar çıkarabilirsek, bu şeref de milletimizin olacaktır. Çabalarımız bunun içindir. Milletimize ait olan bu yürüyüşte ayaklarımızın sürçmemesi, dillerimizin dolanmaması için ayak bastığımız, yola çıktığımız zemini asla unutmamamız gerekiyor. Bu nedenle geleceğimiz kendi zeminimizde sabit kalmamıza bağlıdır. Bu zemin, bu ülkedir, bu topraklardır, bu vatandır. Bizler de tek tek bu ülke için sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız. Dünyanın bütün gözleri Türkiye'nin üzerindedir. Onun için Türkiye'nin toplumuyla, devletiyle, çok güçlü olması gerekir. Bunun için herkesin üretime, istihdama, toplumsal barışa, bölgesel adalete katkı sağlaması gerekir. Bizler, dünyaya bu topraklardan bakacağız. Genel olarak, aile olarak, toplum olarak, devlet olarak yeni ufuklara bakmamız gerekiyor. Her birimiz bu ülkenin aklı ve vicdanıyız. Hep birlikte de ortak aklı ve ortak vicdanını oluşturuyoruz. Bu nedenle olup biten her şeyden hepimiz sorumluyuz'' ifadelerini kullandı. Milletin, 3 Kasım seçimleriyle herkese bir ders verdiğini kaydeden Recep Tayyip Erdoğan, bu dersin sadece siyasetçilere yönelik olmadığını söyledi. Erdoğan, ''Türkiye, uzun yıllar enerjisini toprağa verdi. Üretim heyecanı, teşebbüs gücü ne yazık ki kırıldı. Gerilimden, öfkeden, şiddetten medet umanlar oldu ama AK Parti'nin siyasete açtığı ak sayfa ile artık gerilim tüccarları tasfiye oldu. 3 Kasım'da halkın verdiği bu dersten sadece siyasetçiler değil, bürokratından tüccarına herkes sonuçlar çıkarmalıdır. Geçmişte emek sarf etmeden, alın teri dökmeden kazanma kapılarının ardına kadar açık olması, halk ile devlet arasındaki güven zeminini yaraladı. Siyasi alan daraldı, siyasetçi itibar kaybetti. Siyasi kriz yönetim krizine dönüştü. Kriz bununla da kalmadı. Bireyin ve toplumun kendine olan güveni zayıfladı. Bu nedenle şimdi her alanda kollarımızı sıvamamız gerekiyor. Eksiklerimizi gidermemiz, yanlışlarımızı düzeltmemiz gerekiyor. Tam bir demokrasi için, tüm vatandaşların başının dik olması için, herkesin onuru için çok çalışmak gerekiyor'' dedi. ''AK PARTİ TÜRKİYE'DİR'' Başbakan Erdoğan, demokrasinin tartışılmadığı ve şefkatin her yerde hissedildiği bir Türkiye için herkese yeni sorumluluklar, yeni görevler düştüğünü söyledi. ''Ayrımcılığın bütün izlerini silelim'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu büyük ülkeyle birlikte büyümek için gücümüz oranında geniş ufuklara hep birlikte bakalım. Bugün ülke olarak maddi zorluklarımız var ama bilelim ki insanlığın selameti için dünyaya söyleyeceğimiz çok sözümüz var. İnsanlığın mutluluğu, sadece güç ve iktidar ilişkileriyle anlaşa'fcmüze katıp çalışaılamaz, anlatılamaz. Kuşkusuz bu topraklarda büyük badireler yaşadık ama büyük medeniyetler de kurduk. Büyük şölenlere tanıklık ettik bu topraklarda. Bu nedenle kimse bizi medeniyet tarihindeki yerimizden, devlet geleneğimizden, kimliğimizden soyutlayarak istatistiklerle, grafiklerle anlatmaya kalkmasın, çalışmasın.'' Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin felsefesinin de idealinin de dünyaya Türkiye'nin tezlerini anlatmak olduğunu söyledi. AK Parti'nin vazgeçilmez hedefinin, her alanda Türkiye'nin itibarını yükseltmek olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''AK Parti Türkiye'dir. AK Parti milyonların ortak vicdanı olarak doğmuş ve iktidar olmuştur. AK Parti iktidarı bütün vatandaşlarımıza bir kez daha hayırlı olsun. Ülkemizin her alanda zor günlerden geçtiği hepimizin malumudur. Buna rağmen sizlere umutsuzluktan, çaresizlikten bahsedecek değilim. Çünkü halkımız bizi Türkiye'nin birikmiş ve güncel bütün problemlerini çözmek için görevlendirdi. Türkiye bize güvenmiştir. Biz de Türkiye'ye güvendiğimiz için bütün problemlerin üstesinden geleceğimize inanarak bu yoldayız'' diye konuştu. HÜKÜMETİN ÇALIŞMALARI VE HEDEFLERİ Başbakan Erdoğan, hükümetin Irak krizi konusunda da Kıbrıs meselesinde de Türkiye Devleti ve Türk milleti için her türlü hassasiyeti göstereceğini söyledi. Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Erdoğan, hükümetin çalışmaları ve hedefleri konusunda ise şunları söyledi: ''Hükümetimiz, ekonomik alanlarda da gerekli tedbirleri eksiksiz alacaktır. Hükümetimiz önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüş sürecini devam ettirmeye yönelik politikaları kararlılıkla uygulayacaktır. Fiyat istikrarına yönelik politikaların sürdürülmesi, hızlı ekonomik büyümeye ulaşılması, vazgeçilmez önceliklerimiz olacak. Yeni sürpriz kaynakları duyacaksınız. Bunlarla ülke ekonomisinin nasıl gelişmekte olduğunu hep birlikte yaşayacaksınız. Önceliklerin iyi tespit edilmiş kararlı adımlar sonucunda büyüme hızının artması mutlaka gerçekleşecektir. Hazırladığımız şubat ayı tahmini 400 trilyon lira artı vermiştir. Bu tahminler artarak devam edecektir. Çok daha fazlasıyla sürprizler gelişecektir. 2003 mali yılı bütçe görüşmeleri TBMM'de hızla devam etmektedir. Bu çerçevede bütçe büyüklükleri belirlenmiş olup, bütçe yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefine uygun olarak hazırlanmıştır. Bu durum çok güçlü bir mali uyuma işaret etmekte olup bütçe hedeflerinin gerçekleşmesini teminen belirlendiğini açık ve net göstermektedir. Hükümetimiz bölgemizde ortaya çıkabilecek muhtemel gelişmeler karşısında veya bütçe gerçekleşmeleri gerektiği takdirde her türlü tedbiri alacaktır. Hükümet olarak kamu borç stokunu düşürmekte kararlıyız.'' ''KAMU YÖNETİM REFORMU GERÇEKLEŞTİRİLECEK'' Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik ortamın, daha fazla yatırım, daha fazla tüketim ve daha çok istihdam için uygun hale geleceğini söyledi. Hükümetin, mali disiplini uygulamakta kararlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Ancak mali disiplini yapısal reformlara ve kamuda verimliliği artıracak tedbirlere dayandırmak zorundayız. Bu sayededir ki bir süre sonra vergi yükünün azaltılmasını, kamu fiyatlarının makul seviyede tutulmasını ve adil dağılımı da sağlayabilelim. Kamu hizmetlerinde verimlilik ve aışacağız. Kuşkusuz etkinliğin artırılması amacıyla kamu yönetim reformu gerçekleştirilecektir. Kamuda mali disiplini, şeffaflığı sağlayacak ortamın oluşturulması, bu gaye ile kamu mali yönetim ve kontrol sistemi yeniden yapılandırılacaktır. Bankaların aracılık faaliyetlerine geri dönmesi ve kredi kanallarını yeniden işler hale getirilmesi de sağlanacaktır. Bizim ekonomi anlayışımızın temelinde, insan ve insana hizmet anlayışı yatmaktadır'' diye konuştu. AK Parti iktidarıyla Türkiye'nin siyasi ve sosyal alanda yakaladığı istikrar ve güven ortamının, ekonomik alanda da canlanmayı sağlayacağını belirten Erdoğan, İstanbullular, iş görme biçimimizi, hizmet üretme ve kaynakları değerlendirme yöntemimizi çok iyi bilir. Şimdi bu geleneğimizi, millete hizmet anlayışımızı bütün Türkiye'ye yaymak istiyoruz. Bu azmimizi hiçbir engel kırmaya çalışmasın, herkesten istikrara, adalete, kalkınmaya, güvene omuz vermesini rica ediyorum. Her adımımızın ne kadar insanı ilgilendirdiğini, her birimizin ne kadar sosyal fayda ürettiğimizin düşünülmesi gerekiyor'' dedi. BAŞBAKAN'IN İSTANBUL SEVGİSİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'la kucaklaşmaktan duyduğu memnuniyeti, konuşması sırasında sık sık dile getirdi. İstanbul'un, Türkiye ve medeniyetin özeti olduğunu ifade eden Erdoğan, ''İstanbul ki, her zaman aziz şehrimizdir ve her zaman kalp merkezimizdir. Bizleri bu şehir besledi, bu şehir büyüttü. Allah'a şükür olsun ki bu şehir kendisine hizmet etme mutluluğunu yaşattı bizlere. Ayrıca bu aziz şehri ve bu güzel ülkeyi bize miras bırakan ecdadımızın ruhaniyetini incitmemek için çaba içinde olacağız. Diyarbakır'dan İzmir'e, Siirt'ten Bursa'ya, İstanbul'dan Van'a kadar bu ülkeyi mamur kılmak için boynumuzun borcu var'' şeklinde konuştu. Erdoğan, konuşmasını şöyle sona erdirdi: ''Yaşadığımız dünya, adalet kavramını insanlara unutturacak kadar katı bir dünya olsa da, şiddet ve öfke üreten birey ve topulumun manevi dinamiklerini yıkan bu dünyaya karşı, kendi öz dinamiklerimize yaslanmak zorundayız. İstanbul'dan güç almaya ve İstanbul'a teşekkür etmeye geldim. Tabandan tavana, 7'den 70'e, kadınıyla erkeğiyle hep birlikte, omuz omuza hep tek şey söylüyoruz. Her şey Türkiye için. Allah yar ve yardımcınız olsun.''