Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Adli Yıl açılış törenine açıklamalarda bulundu. Erdoğan, bazı baroların her yıl yaşanan Külliye'deki törene katılmama protestosuna tepki gösterdi.
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, Külliye'deki törene katılmayan bazı baroların eleştirilerine yanıt olarak, ''Bu mekan şahsıma ait değil. Bu mekan milletin evi. Devletin tüm kurumları bu mekanı kullanma hakkına sahiptir.'' dedi.
Erdoğan ayrıca törene katılan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu için 'Bu bağnaz ve provokatif dayatmalara karşı gösterdikleri dirayetli ve demokratik duruş sebebiyle tebrik ediyorum'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;
Adalet tarihin her döneminde üzerinde kafa yorulan bir konudur. Bizde her fırsatta adalet kavramı üzerinde uzun uzun duruyoruz. İnancımız temel kaynaklarından olan Kuran'ı Kerim ve hadislerde adalet kavramına sıkça atıfta bulunulmuştur.
''İnsan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa...''
İnancımıza göre insanın hayrı ve şerri doğruyu ve yanlışı seçme iradesine sahip varlık sıfatıyla diğer canlılardan ayrılması adaletin de esasını oluşturur. İnsan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir.
''Kanun başkadır hukuk başkadır adalet başkadır''
Tarihte hep hayırla yadedilen şahsiyetler adalet konusuna büyük hassasiyet göstermiştir. Günümüzde dahi Hz. Ömer deyince aklımıza adalet geliyorsa sebebi işte budur. Kadim dönemlerden beri insan hayatının temeli olarak gösterilen adalet kavramı üzerinde daha çok düşünmemiz gereken bir dönemden geçtiğimize inanıyorum. Kanun başkadır hukuk başkadır adalet başkadır. Biz daime adaletin peşinde koşmalıyız. Dünya sistemi refah ve lüks içinde yaşayan bir kesimin cenderesi altındadır.''
Törene gelmeyen Baro'lara tepki
Bu mekan şahsıma ait değil. Bu mekan milletin evi. Devletin tüm kurumları bu mekanı kullanma hakkına sahiptir. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, bu gazi mekan, konferans salonu, sergi salonu, camisi, 15 Temmuz Anıtı, tamamlanmak üzere olan kütüphanesi ve inşası süren müzesiyle, milletimizin, dolayısıyla da tüm kurumlarımızın evidir. İlk çözmemiz gereken meselelerden biri, tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin, temsili demokrasiye uygun hale getirilmesidir. Yargıtay ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanımızı, bu bağnaz ve provokatif dayatmalara karşı gösterdikleri dirayetli ve demokratik duruş sebebiyle tebrik ediyorum.'
Kuvvetler ayrılığı açıklaması
Türkiye, halkın iradesini en üstte tutan kuvvetler ayrılığı fikrine ve bunun üzerine bina ettiği demokrasi anlayışına hep bağlı kalmıştır. Kuvvetler ayrılığı prensibi demokrasinin ve cumhuriyetin temelidir. Dünyada tek ve değişmez bir kuvvetler ayrılığı demokrasi cumhuriyet ve hukuk devleti uygulamasından bahsedilemez. ABD'de seçimle gelen başkan yardımcısı aynı zamanda senatonun ve kongrenin başkanıdır. Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri başkan tarafından atanmaktadır. İngiltere'de kraliçe parlamentoyu 1 ay süreyle askıya aldı.
İngiltere örneği
İngiliz demokrasisi halk oylaması sonuçlarını hayata geçirmek üzere kendi içinde kuvvetler ayrılığı ilkesini bu şekilde yorumlayarak tıkanan sistemi açma yoluna gitti. Yasamanın, yürütmenin ve yargının kendi içlerinde bağımsız bir şekilde çalışması, hepsinin de Anayasa'da cumhurbaşkanına verilen 'devletin başı' misyonu etrafında birlikte hareket etmelerine mani değildir. Kuvvetler ayrılığı prensibinin denge yerine çatışma anlayışı ile yorumlanması ülkeye ve millete fayda değil zarar getirir. Devlet sisteminde illa bir üstünlük aranacaksa bu ancak Anayasa'nın ve orada tezahür eden milli egemenliğin üstünlüğü olabilir.
Yeni yönetim sistemimizde yürütmenin de temsilcisi olan cumhurbaşkanına kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamların çoğu temelsizdir. Ülkemizdeki demokratik sistemde cumhurbaşkanına açılan alan üstünlük bağlamında deği tüm kurumların ahenk içerisinde çalışmasını gözetme noktasındadır. Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan cumhurbaşkanına saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır."