Başbakan Erdoğan, PKK'nın kaçırdığı çocuklar için hareket geçmeyen HDP'ye sert mesaj verdi.
Abone olBaşbakan Erdoğan, kaçırılan çocuklarla ilgili, "Ey BDP ey HDP neredesiniz? Nerede rehin olduklarını biliyorsunuz. Alıp gelmediğiniz takdirde bizim de b, c planımız devreye girer" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin koruları değerlendirdi.
Gündeminde günlerdir Diyarbakır Belediyesi önünde kaçırılan çocukları için eylem yapan anne ve babalar vardı. Erdoğan'ın hedefinde BDP-HDP ve PKK vardı.
NEREDESİN DÜNYA MEDYASI
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, çocukları dağa kaçırılan aillerin yaptığı eyleme değindi. HDP'ye çağrı yapan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için şu anda eylem yapan anneleri, babaları yürekten selamlıyorum. 15 yaşında çocukları dağa kaçırılan, yürekleri yanan annelerin babaların bu feryadını tüm Türkiye'nin, Türkiye ve dünya medyasının görmesini özellikle arzu ediyorum. Neredesin dünya medyası? Galatasaray Lisesi'nin önünde gelip, oturma eylemi yapanları yazardınız, çizerdiniz, görüntülerdiniz. Peki yavruları dağa kaçırılan bu anneleri niye görmüyorsunuz, niye bunları yazmıyorsunuz? Türkiye medyası, - bir kısımını tenzih ediyorum - ama duyarsız kalanlara sesleniyorum: Siz niye yazmıyorsunuz, siz niye görmüyorsunuz?
Uygulamalar yapıldığı zaman Başbakan Erdoğan, grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Kaçırılan çocuklarla ilgili B ve C planlarından bahsettiği" anımsatılarak "Bunu bir operasyon olarak mı algılamamız lazım?" sorusu üzerine ise Erdoğan, bunun uygulamalar yapıldığı zaman görüleceğini bildirdi. |
YAVRULARINI ALIP GELİN
Ey BDP, HDP siz neredeseniz? Hani zaman zaman gidiyorsunuz da anlaşıyorsunuz da alıyorsunuz geliyorsunuz ya...Bu annelerin yavrularını da alıp gelin bakalım, alıp gelin.
B VE C PLANI DEVREYE GİRER
Bunların da adreslerini gayet iyi biliyorsunuz. Nerede, neyin olduğu gayet iyi biliyorsunuz. Alıp geleceksiniz, alıp gelmediğiniz takdirde bizim de B planımız, C planımız devreye girer. Bugüne kadar anneler, babalar tehdit nedeniyle bu feryadlarını dile getiremiyordu, acılarını içlerine atıyorlardı. 15 yaşlarında nice çocuklar kandırılıp dağa götürülüyor, pervasızca ölüme yollanıyor. Cenazeleri dahi annelerine teslim edilmiyor. Kimileri infaz ediliyor, tacize uğruyor, sömürülüyor ama ailelerine yalan haberler veriliyor. Terör örgütünden kaçan 3 kızın işkenceyle öldürülmesi henüz unutulmadı. Askerimizin mağaradan çıkan teröristle diyaloğu, teröristin annesini özlediğini ve görmek istediğini söylemesi henüz hafızalardan silinmedi. Doğulu ve Güneydoğulu anneler artık yüreklerini ortaya koyuyor ve çocuklarının kaçırılmasına itiraz ediyorlar. Bu itirazın, feryadın duyulmasını, o annelerin haklı mücadelesinin 77 milyon tarafından desteklenmesini diliyoruz."
AK Parti Grup Başkanvekili Mihrimah Belma Satır, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Oya Eronat ve Mine Lök Beyaz'a, oradaki anneleri yalnız bırakmadıkları için teşekkür eden Başbakan Erdoğan, "Biz de anneleri çocukları ile buluşturmak için bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.
ALMAN MİLLETVEKİLİ CEM ÖZDEMİR'E SERT TEPKİ... KÖLN'DEKİ KONUŞMA İÇİN NE DEDİ? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
Erdoğan grup toplantısında yaptığı konuşmada, Almanya'da gurbetçilere seslenmesini eleştiren Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir'e de sert tepki gösterdi: Haddini bil.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sözde bir Türk, oradaki bir siyasi partinin eş başkanı. Toplantımızın öncesinde ve döndükten sonra kullandığı ifadeler çok çirkin. Sen nasıl demokratsın? Seni Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı'nın oraya gelmesi bu kadar rahatsız mı ediyor? Sen kökenin itibariyle, mensubu olduğun ülkenin Başbakanı’na bu şekilde konuşma hakkına sahip değilsin. Nerede milletvekili olursan ol, önce haddini bileceksin" dedi.
LED EKRANI YASAKLADILAR
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, 2004 yılında Avrupa'da, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) isimli sivil toplum örgütü kurulduğunu anımsattı.
Almanya'da dönemin şansölyesi Schröder ile bu örgütün hizmet binasının açılışını birlikte yaptıklarını belirten Erdoğan, UETD'nin kuruluşunun 10. yıldönümünde Köln kentinde düzenlenen etkinliğe katıldığını söyledi. Erdoğan, Köln Arena'da yaklaşık 20 bin Türk vatandaşı ile biraraya geldiğini, hasret giderdiğini belirterek, "Salonun dışında kalanları bu rakama dahil etmiyorum. Çünkü, önce LED kurulmasına müsaade etmişlerdi, sonra bunu da yasakladılar. Bunların dışarıdan izlenmesi olayı çok daha farklı bir hale getirecekti" dedi.
ALMANYA'DAKİ BULUŞMA
Başbakan Erdoğan, dışarıda LED ekran kurulmamasına rağmen, içerideki heyecan ve coşkunun çok çok farklı olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Orada iki şeyi bir arada yaptık. Soma'daki kaza ve yitirdiğimiz 301 şehidimiz nedeniyle, 10. kuruluş yıldönümü etkinliği anma merasimi şeklinde gerçekleşti. İndirilen, okunan hatmi şerifler, orada okunan aşr-ı şerifler, kasideler, ilahiler ve orada yine aynı şekilde hocalarımızın gerçekten, çift hocamızın birlikte okumuş olduğu ezan, o arenadaki havayı farklı bir heyecana, farklı bir sükunet, bir sühunet ama ardından da büyük bir coşku... Burada Diyanet İşleri Başkanı ve başkan yardımcımız duasını yaptı. Ardından Başbakan yardımcımız ve UETD başkanının konuşmaları oldu. Ardından şahsımın tüm katılanlara bir hitabı oldu. Tabi Almanya’ya yapacağımız bu ziyaret, Alman medyasında ve bazı Alman siyasetçiler nezdinde çok ciddi tedirginlik oluşturdu. Alman medyasının önemli bir kısmı ziyaretimizi provoke etmek amacıyla, çok aleni şekilde ırkçı ifadelere başvurmaktan dahi kaçınmadı. Türkiye’deki bazı medya kuruluşlarıyla işbirliği içinde ortak bir dil kullanarak, Alman medyasının yaptığı saldırıları elbette umursamadık. Hatta bazıları bize oraya gitmememizin uygun olacağını söyledi. Dedik ki orada üç milyon Türk var mı? Var. Biz oraya gideriz. Bedeli ne olursa olsun gideriz.
Ziyaretimizin hemen öncesinde, Şansölye Sayın Merkel ile bir telefon görüşmemiz oldu. Sayın Merkel'le hem bu ziyaretimizi konuştuk hem bölgesel meseleleri değerlendirdik hem de Sayın Merkel bizlere bir kez daha Soma kazası nedeniyle taziyelerini iletti. Hatta teknoloji noktasında da müşterek işler yapabileceğimizi ifade etti. Almanya’da gayet güzel bir şekilde önce görüşmelerimizi yaptık, ardından Köln Arena’da, ağırbaşlı, vakur, sağduyulu kardeşlerimizin arasında hasret giderdik. Tabi şurası ilginç; Alman medyası ırkçı, ayrımcı, nefret dolu başlıklarla bize saldırırken, bizim ziyaretimizin hemen ertesinde yapılan, Avrupa Parlamentosu seçimleri de Avrupa’da yükselen tehdidin güçlü bir sinyalini verdi. Biz yıllardır Avrupa'da artan ırkçı saldırılara dikkat çekmeye çalışıyoruz. Özellikle Almanya'da Türkler'e yönelik Neonazi cinayetlerine vurgu yapıyor, bu tehdide, tehlikeye Avrupa’nın önlem almasını her fırsatta ifade ettik. Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları kaygılarımızın ne kadar haklı olduğunu, ne kadar yerinde olduğunu, bir kez daha teyit etmiş oldu.
CEM ÖZDEMİR'E SERT TEPKİ
Burada tabi bir şeyi özellikle söylemek isterim: Sözde bir Türk, oradaki bir siyasi partinin eş başkanı. Toplantımızın öncesinde ve döndükten sonra kullandığı ifadeler çok çirkin. Sen nasıl demokratsın? Sen nasıl düşünce hürriyetinden... Seni Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı'nın oraya gelmesi bu kadar rahatsız mı ediyor? Orada vatandaşlarımızın bir kısmının olumsuz yaklaşımını Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın hangi tür ifadelerle, nasıl yatıştırdığı ortada. Kusura bakma, senin sayın Merkel’e ne kadar saygı duyacağını biz biliriz. Ama biz saygıyı yerinde en güzel şekilde ifade etmesini de biliriz. Ama önce sen kökenin itibariyle, mensubu olduğun ülkenin Başbakanı’na bu şekilde konuşma hakkına sahip değilsin. Nerede milletvekili olursan ol, önce haddini bileceksin, önce haddini bileceksin. Zaten eşbaşkanlığını yaptığın bir başka bayan vardı, şimdi değil zannediyorum. O da zaman zaman bakarsınız birçok şeyler yapar, birçok şeyler konuşurdu. Ama biz hiçbir zaman kalkıp da Türkiye’nin kapılarını ona kapatmadık. Ama sen yaptığın açıklamalarla 'Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın oraya gitmesinin doğru olmayacağını söyleyecek' kadar ileri gittin. Bunlara senin gücün yetmez, önce haddini bileceksin."
KİMSİN SEN YA NE DEMEK YAPILAMAZ?
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de milletten yüz bulamayan, milletle aynı dili konuşamayan seçkinci zümrelerin, Avrupa başta olmak üzere, yurtdışında kendilerine yandaşlar bularak Türkiye aleyhine ciddi bir karalama kampanyası yürüttüklerini belirterek, "İşte bu dediğim zat, diyor ki 'Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili kampanya burada yapılamaz.” Kimsin sen ya, ne demek yapılamaz? 1.5 milyon insan orada oy kullanacak. O insanlar da bu kampanyayı izleyecekler, takip edecekler. Ama Türkiye'de ama orada. Giden giden orada da yasal çerçevesi neyse o çerçeve içerisinde kampanyasını yapar. Sen buna engel koyamazsın, böyle bir yetkin yok. Türkiye’de de Almanya seçimleri için oy kullanacak olanlar varsa, gelirsin sen de burada böyle bir salon toplantısını yapabilirsin. Mesele farklı. Ama alışacaklar, hazmedecekler, hiç şakası yok bu işin" dedi.