Erdoğan'dan gurbetçilere: Üç değil beş çocuk yapın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa ülkeleriyle yaşanan krize değindi, gurbetçilere "Üç değil beş çocuk yapın" çağrısına bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa'daki Türklere seslenerek "Oralara sıkı sahip çıkın. Daha iyi semtlerde yaşayın. En iyi arabalara binin. En güzel evlerde oturun. Üç değil beş çocuk yapın. Çünkü Avrupa’nın geleceği sizlersiniz. Size yapılan haksızlıklara verilecek en güzel cevap bu olacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:

16 Nisan'da 15 Temmuz'un hesabını sormaya var mıyız? 15 Temmuz'un bir intikamı olacaktır. Bu milletlerin evlatlarına bomba yağdıranlar kimdi FETÖ, PKK. Kandil haber gönderiyor 'hayır'. Pensilvanya ne diyor 'hayır'. CHP 'hayır' diyor. Bakın kimler bir araya geldi görüyor musunuz? Bunların yok birbirinden farkı. AK Parti'ye gönül veren kardeşlerim 'evet' diyorlar, MHP'ye gönül veren kardeşlerim 'evet' diyor, BBP'ye gönül veren kardeşlerim 'evet' diyor; fakat CHP'ye, HDP'ye, Saadet Partisi'ne gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum. Gelin bir olalım. 

SENDE HİZMET AŞKI YOK

Ana muhalefetin lideri 'huzur' yok 'refah' yok diyor. Yazıklar olsun eline diline dursun. Dikili ağacı var mı yok. Ey Kılıçdaroğlu bu yolları tepmen eşmen gerekli. Sende hizmet aşkı yok.

SIKIYSA KİPAYI DA YASAKLASANA

Avrupa Adalet Divanı başörtüsünü yasaklıyor. bıktık ya bıktık. Hani din özgürlüğü vardı. Sıkıysa kipayı da yasaklasana. Yasaklayabilir mi ah kardeşlerim bunlar çok yüzlü. Kendileri dışında herkese kriter dayatan bunlar değil mi? OHAL ilan etmenin neresi özgürlükçülüktür. Belediye OHAL kararı alıyor hükümet değil. Hale bak.

ATLARIYLA İTLERİYLE

Bakanlarını karşılamaya gelenlere karşı onların üzerine atlarıyla itleriyle tepeden tırnağa saldırmanın neresi demokratlıktır. Benim Hüseyin Kurt kardeşimi eski Roma'da köpeklere parçalatan eski gladyatörlerden ne farkı var sorarım sizlere.

BUNDAN SONRA BİZİM DE UÇUŞ YASAĞIMIZ VAR

Bizim antidemokratik, inanç özgürlüklerine karşı, benim devletimin bakanına hem de bir bayan bakanına kapılarını kapatan ve kendi toprağım sayılan konsolosluğuma sokmayanlara bizimde kapılarımız kapalıdır. Benim Dışişleri Bakanıma uçuş yasağı getirenler kusura bakmasınlar, bundan sonra bizim de uçuş yasağımız vardır.

DALGA MI GEÇİYORSUN

Seçim bitince de geri çark ediyor ‘hadi kaldığımız yerden devam edelim’ diyorlar. Yok öyle yağma. Oturur bir kahvaltı yaparız, bir yemek yeriz; terbiyesizliğe bak, dalga mı geçiyorsun! Her türlü haydutluğu yapacaksın, sonra da hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edeceksin

3 DEĞİL, 5 ÇOCUK YAPIN

Buradan Avrupa’daki kardeşlerime sesleniyorum. Oralara sıkı sahip çıkın. Daha iyi semtlerde yaşayın. En iyi arabalara binin. En güzel evlerde oturun. Üç değil beş çocuk yapın. Çünkü Avrupa’nın geleceği sizlersiniz. Size yapılan haksızlıklara verilecek en güzel cevap bu olacaktır.

'SEN NASIL HUKUKÇUSUN!'

Buradan birileri de oraya gitmiş. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, güya hukukçu. Hem de önünde profesör var. Türkiye’den kaçıp Avrupa’ya giden teröristlerle ortak salon toplantıları yapıyor. Sen nasıl hukukçusun, nasıl baro başkanısın? Sen bu ülkede nasıl bundan sonra hukukçu kimliğiyle dolaşacaksın ya?

TEK ADAM LAFI EDİYOR YA ASLINDA KENDİSİNİ TARİF EDİYOR

Geçen bir TV programında, ‘evet çıkarsa istifa edecek misiniz’ diye soruyorlar. O da ‘niye istifa edeyim ki’ diye soruyor. Daha önce dedi de istifa etti mi? Bugüne kadar 7 seçim kaybetmiş, istifa etmemiş. Varsın sekiz seçim kaybetmiş olsun ne olacak ki… Sürekli tek adam lafı ediyor ya, aslında kendisini tarif ediyor.

KILIÇDAROĞLU'NA KARARNAME TEPKİSİ

Şimdi diyorlar ki “Cumhurbaşkanı kararname çıkaracak, onlarla yönetecek ülkeyi” Yapma etme, anayasa’nın tüm maddeleri her şeyin üstündedir. Bir konuda parlamentonun çıkardığı kanunla, cumhurbaşkanının çıkardığı kararname olamaz. Ve cumhurbaşkanı bu konuda bir yasal düzenleme varsa zaten bir kararname çıkaramaz.

İÇİMİZDEKİ HOLLANDALILAR

İçimizdeki Hollandalılara ne oluyor? Ana muhalefetin başındaki zat ve avanesi terör örgütleriyle bir olmuşlar, içinde olmayan her şeyi içindeymiş gibi göstererek anayasa değişikliğini karalamaya çalışıyorlar. Bunlarla da kalmıyor birde tutup Suriyeli muhacirleri milletimize hedef göstermeye çalışıyorlar. Hollanda'daki, Almanya'daki, Avusturya'daki ırkçılar, kendi ülkelerindeki Türkler ve müslümanlar için ne yapıyorlarsa bunlarda aynı taktiği ülkemizdeki Suriyelilere uygulamaya çalışıyorlar. Klavuzu Avrupadaki faşistler olan bir partinin varacağı yer 1940'ların tek partili CHP dönemidir.